Uppps, pardon!

Hava bedava, su bedava… Bir de hata bedava!

Yazım hataları yapan yazarlar, hesap hatası yapan mühendisler, Wall Street’i batıran finans uzmanları, yanlış teşhis koyan doktorlar, hata yapan hukukçular, hata yapan polis, asker…

Herkes hata yapabilir diyebilirsiniz… Hatasız kul olmayacağını anımsatabilirsiniz. Hata size dokunmadığı sürece hafifletici bir gerekçe bulabilirsiniz. Hatanın yer olmadığı hiçbir iş alanı yok ve bu örnekler onlarca sayfayı doldurabilir.

Hesap verebilirlik olmadığı sürece hata bedava!

Hata hiçbir zaman bu kadar kıymete binmemişti, düşünsenize “Wolf of Wallstreet” gişe rekorları kırıyor, hata yapan siyasiler “mağdurum ben mağdurum…” diye daha fazla oy peşine düşüyor, yanlış haber yaptığını kabul ettiği için aklandığını iddia eden  gazeteci yola devam ediyor…

Hafta içinde  bir çevre tartışması panelindeydim. Lügatimde olmayan bir kavramla buluşturdu beni: havanın hakkı… suyun hakkı… yalnızca biz insanların mı hakkı var?

Umutlandım, hava, su bedava olmayabilir yakında… Hata bedava olmaya devam edecek ne yazık ki… Türkiye’de, kesin.

The Economist’e göre işletme okulları, ünlü MBA’ler kendilerini yenilemede ve gerçek hayatın yeni koşullarına ayak uydurmada geri kaldılar. Geleceğin  “Pardon” diyen yönetimlerini özenle yetiştiriyorlar.

Dergi benim kadar pesimist; dünyada da “hata”nın bedava olmaya devam edeceğini söylüyor bence… Diyor ki, hatayı işletme ve ekonomi eğitimi veren afili okullar yaparsa, ki bu okullar binlerce öğrencinin özellikle yüksek lisans seviyesinde hatırı sayılır bir servet harcadıkları okullar, buralardan mezun olanlar dünyayı kurtaracaklarını zannederken batırırsa ne olacak?

Bu satırları okurken… Küresel bazda yaşadıklarımız başka nasıl tanımlanabilir diye düşündüm.

The Economist, okullardaki akademik ve ticari dengedeki dengesizliğe, akademisyenlerin ayağı yere basmayan çalışmalarına, sözde araştırmalardan oluşan bir çöp dağına, kıymeti kendinden menkul öğretim görevlilerine, ölçülemez şekilde şöhret sahibi isimler ve bunların arasında yerini ve yönünü bulmaya çalışan geleceğin lider yöneticilerine dikkat çekiyor. Kullanılan ifadeler gerçekten keskin… Tabii her bir yanlış yönlendirmenin misliyle hayatımıza atacağı kazık düşünülecek olursa az bile…

Bugün Londra’dan Şangay’a, Boston’dan Haydarabat’a kadar dünyada toplam 12 bin işletme eğitimi veren kurum bulunuyor.

“Pardon, yanlış oldu… Upps! Bir daha deneyelim mi?” diyecekler dolu dizgin yetişiyor. Yönetim sırası onlara da gelecek.

Ben buraya kadar ne anlattım?

“Pardon” ağızdan çıkınca düzeltmek için geçecek zamanı unutuyor, hesaplamıyoruz. Bir yılın, iki, üç yılın hesabını yapmıyor, zamanı hovardaca harcıyoruz. Diyelim 5 yıl üzerinden konuşuyoruz. Düşünün lütfen; 5 yıl ne demek… 5 yıl demek benim zamanımda bir çocuğun ilkokuldan mezun olması demekti… Bugün ise, 5 yıl demek, yeni doğmuş bebeğin okul çağına gelmesi demek… 5 yıl demek bir üniversiteden mezun olmak demek… 5 yıl içinde evlenip yuva kurabilir çoluk çocuğa karışabilirsiniz…

Hata bedava bu ülkede… Öğrenmek pahalı! Lütfen sorgulayalım.

Ve oy verelim!

Paylaş