Modern yalnızlık

Dertler yaşadığımız çağa göre değişiyor. Yeni çağ, yeni dertler getiriyor. Tanıdık dertler var, müzmin dertler var… Bizim ülkemizde sınav, işsizlik müzmin… Stres, trafik, depresyon sıradan ve tanıdık… Obezite yeni! Ve yalnızlık! Bu en yeni dert…

Küreselleşme ve teknolojinin dertlerimize derman olacağını sandık, modern yaşam bireysel yalnızlık hediye etti. Toplumdaki mutsuz insan sayısını artırdı.

Teknoloji, toplum içindeki bazı grupların geleceği yakalayamama sorununa neden oluyor. Bilimsel araştırmalar hiç de dikkate almadığımız yaşlı kitleye  işaret ediyor! Ancak şu bir gerçek ki, en kırılgan yaşlılar olsa da yalnızlık, yaşta sınır tanımıyor.

Giderek hızlanan şehir yaşamı, gün geçtikçe zorlaşan yaşam koşulları, her gün kafamızı meşgul eden onlarca konu, faturalar, trafik, hava kirliliği… Zamansızlık, hızlı olmak, kısa zamanda çok iş başarmak zorunluluğu… Bu nedenle tuşlara hükmederek yaşamak, her şeyi bilmek, duymak, okumak, yazmak ama konuşacak adam bulamamak! 

Yalnızlık, tıpkı stres gibi. Bu hastalığın tetikleyici nedenlerinden biri teknoloji. Teknolojinin günlük hayata somut izdüşümü ise internet. Yaşlıları vurmasının nedeni ise şöyle açıklanabilir; teknolojiye ayak uyduramayan bir grup, ayaklarının altındaki zeminin kaymasından dolayı büyük endişe, korku ve dolayısıyla mutsuzluk yaşıyor. Teknolojiyle baş edemeyenler çoğunlukla daha ileri yaştakiler oluyor. Konvansiyonel olarak yapageldikleri her şeyin bir “tık”la hallediliyor olmasının konforunu yaşayamıyorlar, çünkü “tık”layamıyorlar. Kartopu etkisi gibi bir şey… Kendini yalnız olarak tanımlayan insanların sayısı artıyor, bu insanlar giderek yaşlanıyor, yaşlandıkça yapabildikleriyle yapamadıkları arasındaki makas artıyor. Çevrenize bakın, bu durumda olan pek çok yetişkin görerek şaşıracaksınız.  Geleceği yakalamakta güçlük  çektiği söylenen  yaşlı grupta görünen sorunlar şöyle: Depresyon, bunama, uyku ve hafıza sorunları… Yalnızlık obeziteye ya da intihara sebep olabiliyor. Yalnız insanlar daha az spor yapıyor, bu yüzden sağlıkları daha çabuk bozulabiliyor.  Tabii semptomlar ve olası olumsuz sonuçları, benim fikir ya da bulgularım değil. Bunlar araştırmaların neticesinde ortaya çıkanlar.

Teknoloji yalnızlaştırıyor

ABD’de yapılan bir araştırmaya göre 2030 yılında internet 700 bin yaşlı insanı yalnızlığa mahkum edecek. Keşke benzer araştırmalar bizim ülkemizdeki nüfusa da ışık tutabilseydi. Araştırmanın detaylarını paylaşmak isterim; 700 bin rakamı bugün yalnız hisseden yaşlıların sayısının yüzde 40 oranında artacağı anlamına geliyor. Kamu hizmetlerinin online görülebilmesi, internetten alışveriş, iletişim, haberleşme ve teknolojinin gelişmesiyle sahip olduğumuz kolaylıklar ne yazık ki 60 yaş üzerindekilerin ayaklarının altından güvendikleri zemini çekiyor. Oysa zor da olsa ilişkilerini geleneksel metodlarla sürdürüyorlardı. Ağır aksak ama güvenli ve tanıdık… Bilmedikleri bir dünya onları  yalnızlaştırıyor.

 “Yalnızlık” sorununu araştıran The Atlantic dergisinde 45 yaş ve üzerindeki kişilerin yüzde 35’i kendini yalnız olarak tanımlıyor. Dergi 2000’lerin  başlarında bu oranın yüzde 20 civarında olduğuna dikkat çekiyor. Araştırmaya göre 1950’li yıllarda yalnız yaşayan Amerikalılar’ın nüfusa oranı tek haneli sayılarla ifade edilirken, bugün yüzde 30 civarında. Manhattan gibi bölgelerde ise yüzde 50’ye çıkabiliyor. Paradoksa bakın, Manhattan dünyanın en sosyal alanlarından biri.

Suçlu internet değil tabii. Kaçırdığımız bir detay var, işlerimizin çoğunu internet üzerinden halledebilme kolaylığı bizleri başkalarına daha az muhtaç ediyor. Günler, haftalar boyunca kimseyi göremeden, konuşmadan yaşamak insan ruhuna zarar veriyor. Bu durumu tetikleyen unsurlardan biri de elektronik alışveriş. Alışveriş yalnızca satın alma eylemi anlamına gelmiyor, bir topluluğa katılmak, kalabalığın ve insanların bulunduğu mekanlara gitmek, satış danışmanından fikir almak, “günaydın” veya  “iyi akşamlar” demek, bu esnada bir çay-kahve içip soluklanmak ve belki bir kitapçıya uğramak gibi anlamlar da taşıyor. Sosyalleşmenin bir başka türü. Ne yazık ki, bunun için daha az sokağa çıkıyoruz.

Türkiye’de 2009’da 10 milyar TL olan e-ticaret hacmi, 2010 sonunda 15 milyar TL’ye ulaştı. Neredeyse yüzde 50 oranında katlanarak büyümeye devam etti. Ülkemizde toplam internet kullanıcılarının yaklaşık yüzde 20’si internetten alışveriş yapıyor. Amerikalılar için rakam yüzde 70’lere yaklaşmış durumda. Yani söz konusu toplum yaşamından uzaklaşmak ve yalnızlaşmak ise durum ABD’liler için daha da vahim.

İşte böyle. Haberi okuyunca ilgimi çekti, paylaşmak istedim. Hızla ilkelleşen modern insanlar olduğumuzu düşünüyorum. Katılıyor musunuz bu fikrime?…

Paylaş