Kadın, dünya için bir şans çünkü üretken, barışçıl ve sistemli

Yine bir “Kadınlar Günü mevsimi”, yine aynı söylemler. Kadınlar ölüyor, Kadınlar Günü kutluyoruz, Hükümette kadın var ama yok Kadınlar Günü kutluyoruz. Meclis’te parmak hesabı yapıp “…bu sefer üç fazla…” diye seviniyoruz, Kadınlar Günü kutluyoruz. Kadınlar çalışamıyor, çalıştırılmıyor… Kadınlar aynı işe erkekten düşük ücret alıyor… Çevreyi katletmesin diye dozerin önüne siper oluyor, “bunlar anarşik” deniyor dipçik yiyor, gaz soluyor. Kadınlar Günü kutluyoruz. Kızlarımızı küçük yaşta evlendiriyoruz… Şirketlerin başına aile üyesi olmayan kadın pek geçmiyor… Yönetim kuruluna zorunluluktan bağımsız kadın üye atıyoruz, onu da eş dost akrabadan buluyoruz, biz Kadınlar Günü kutluyoruz.

Kutlamayı seviyoruz. Ama olmuyor, biz ne yapıyoruz? İki şak şak, içi boş söylemler olmuyor işte.

Kadınlar Günü’nü farklı anmak ve anlamak istiyorum. Unutmayalım bugüne kadar konuya mesafeli ve steril yaklaştığımız için mütevazı başarıların sahibiyiz! Kadınların konum, yaş, iş, mevki, aile, coğrafya olarak sorunları farklı görünse de hepimiz toplumda, aile içinde süregelen kadın rolünün dışına çıkmakta zorlanıyoruz. Ayakları yere basan gerçekçi yaklaşımlar ve gerçek adımlarla buluşmalıyız.

Sizi dahil olabileceğiniz iki farklı çalışmayla buluşturmak istiyorum.

1- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD). Dernek 1949’da kurulmuş. Bilin bakalım kurucu üyeler kimler; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversite mezunu kadınları: Süreyya Ağaoğlu, Sara Akdik, Şevket Fazıla Giz, Nüzhet Gökdoğan, Remziye Hisar, Nebahat Karaorman, Müfide Küley, Türkan Rado, Pakize Tarzi ve Berat Zeki Üngör…

Bu kadınlar kendilerinden sonra gelen nesillerin okuyabilmesini istemişler. Okusunlar ki, karar mekanizmalarında yer alabilsinler diye düşünmüşler. Bu kadınlar, okuyan kadının ülke ve aile ekonomisine, en başta kendi ekonomisine, nihayetinde dünyaya katkı yapabileceğini görmüşler.

Kızlar okusun diye mücadele eden bu dernek kendini yeterince duyuramıyor. Anadolu’nun dört bir yanından gelen ve üniversite sınavında ilk 5000’e giren, devlet okulunda okuyan genç kızlar bunlar. Nasıl mücadeleci ve aydınlık ruhlar! Tıpta, mühendislikte, hukukta, işletmede; malzeme, elektrik, elektronik, inşaat mühendisliklerinde, uluslararası ilişkilerde okuyorlar. Tırnaklarıyla kazıyor, mücadele ediyorlar. Çoğu yoksul, büyük bir bölümünde yoksunluk diz boyu; anneden babadan yoksunluk! Cepleri delik ama çelik! Bir güzel okuyorlar ki görmeyin. Dernek takipçi. Yoksunluk çektikleri her konuda, derslerinde, stajda, işe girmede… anne baba yerine geçiyor, mentor oluyor, dost oluyorlar. Dernek sayesinde siz de onların değerlisi olabilirsiniz. Kızların arasında “benim kızlarım” da var. Başarınca, hemen haber veriyorlar! Bir güzel gülüyor, bir güzel aydınlatıyorlar ki sormayın, insanın içi ışıkla doluyor. Yakınanı görmedim, şikayetçi değiller, istekleri gelecekte yer almak.

Programlarının adı Dostluk Köprüsü. İstanbul şubesi topu topu 226 kız öğrenciye burs veriyor. İstanbul şubesinin başında Güldal Göymen bulunuyor. Yokluk içinde varlık gösteren koca bir ekibin en yaygın ayağını başarıyla yöneten ışık.

Madem Kadınlar Günü’nü kutluyoruz, küçücük katkılarla büyük yıldızlar yaratmalıyız. Ben size bildiğim bir örnekten söz ettim. Onun gibi niceleri var. Destek olalım ki, o yıldızlar sonra çevrelerini, aydınlatsınlar. Aydınlık yarın için aydınlık kızlar yetiştirelim.

Ama bakın önemli bir detay var; para verdim gönlüm rahat, bir kız okuttum cennette yerim garanti. Yok böyle dünya. Bu kızlara zaman ayırmak gerekiyor, ister sosyal ilişki ister staj veya iş gibi. Çünkü büyük şehirde seçkin üniversitelerde ayakta kalabilmek kolay değil!

2- Bir de küresel örnek: Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Empower Women! Benim için önemli bir detay var, o da Meral Güzel! Güzel, platformun Bölge Koordinatörü (Avrupa, Orta Asya) kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi için çalışıyor. Kariyer kadını! Dünya Bankası ve özel sektör deneyimleri üzerinden Latin Amerika’dan Afrika’ya dünyanın neredeyse her yerinde çalışma yapmış müthiş Türk. Ben kendisini TEB’de kadın bankacılığı bölümünü kurarken tanıdım. Çok geçmedi BM kendisini kaptı götürdü, ama yine kadınlar kazandı!

BM Empower Women nedir? 2011’de, Kadınların Ekonomik Güçlenmesi konulu uluslararası BM konferansı Ottawa’da yapıldı ve bir platform geliştirilmeye karar verildi. Platform kısa zamanda özel sektör, sivil toplum, akademi, hükümetler ve uluslararası kuruluşlardan kadınları ve erkekleri bir araya getirdi. Empower Women, uluslararası organizasyonlardan, devlet yönetiminden, sivil toplumdan ve özel sektörden birçok insanla dünyanın her yerindeki kadınları, öğrenme, paylaşma, büyüme ve liderlik etme fırsatlarını sağlamak için bir araya getiriyor.

Meral Güzel’e kaç kadına ulaşabildiklerini ve başarı kriterlerini merak ettiğimi söyledim. 190 ülkede 14 bine’e yakınmış… “Nihai amacımız kadınları güçlendirmek. Başarımız bu” dedi, ama yanlış anlayacağımdan korkup şöyle sürdürdü sözlerini; “Şunu da eklemek istiyorum, “empowerment” kelimesini biz güçlendirmek olarak çeviriyoruz. Bu ne yapmak istediğimizi tam olarak açıklamıyor. Empowerment, kadının kendi hayatı ve geleceği ile ilgili kararları alması, gerçekleştirebilmek için gerekli bilgi ve donanıma-araçlara sahip olması ve yaptığı ekonomik aktivitenin sonunda kazancını da kendi isteği doğrultusunda kullanması demek.”

Çalışan her kadın güçlenmiş (empowered) anlamına gelmiyor anlaşılan! Genel müdür, yönetim kurulu üyesi hikaye… Meral Güzel şöyle açıkladı; “Dünyanın her yerinde, tüm gün bulabildiği her işte çalışıp, kazandığını babasına, eşine teslim etmiş kadınlar var. Hayatlarına ve yapabileceklerine dair hayal bile kuramıyorlar. İçinde gücü hisseden kadın, dağları yerinden kaldırabileceğini fark ediyor. Bizim başarımız platform sayesinde kadınlara, bu donanımı eğitim programları ve güçlenmiş kadın hikayeleri ile sunmak.”

Elinizde sihirli değnek olsa, kadınlar için ne yapar, onlara ne söylerdiniz? diye sorsam saçma olur mu diye düşünürken, hopp diye cevap verdi; “Gücünün farkına var, ne istersen ne zaman istersen yapabilirsin, kendine inan” derdim. Ahhh bir inansalar… Bir de derdim ki onlara, kendin olmakta sorun yok, hem iyi anne, iyi eş, iyi arkadaş ve iyi her tür sıfat olacak gücün var, inan” derdim…

Kadın her ev her iş yeri için ve dünya için bir şans! Çünkü üretkeniz, barış getiriyoruz, düzen sağlıyoruz… Güzel’in şu yaklaşımına katılıyorum; kadınlar olarak talihsizliğimiz, yeni başlamış olmamız. Milyonlarca yıldır kadının rolü çocuk yapmak, eve ve bulunduğu ortamdaki tüm canlılara bakmak. Düzeni değiştirmek kolay değil, ama değiştirse değiştirse bir tek kadınlar değiştirebilir.

Diyorsanız ki, taraf tutuyorum, evet ilk kez tutuyorum, okuyan kızlarımız için kadınlar için ayağa kalkın diyorum.

Dostluk Köprüsü’nden mesajlar: 

• Arkadaşımla eve çıktık. O da ben de derneğimizin bursiyeriz. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 2. sınıf öğrencileriyiz. Okula yakın ev tuttuk. Ancak ara dönem olması sebebiyle gerekli eşyaları alacak maddiyatı ikimiz de sağlayamadık. Her türlü eşyaya talibiz çünkü hiç eşyamız yok şu anda. Seçme lüksümüz yok ne olursa hocam…

• Bildiğiniz gibi geçtiğimiz dönem Erasmus öğrenci değişim programıyla Çek Cumhuriyeti’ne gitmiştim. Size dönüş yaptığımı bildirmek ve bu dönemde staj yapabilme olasılığını sormak için mail atıyorum. Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat 4. sınıf öğrenciyim. Haftanın sadece 2 günü okulla ilişkim var. 3 gün boşum. Kalan günlerimde staj olanağım varsa yapmak isterim, onun dışında kendimi geliştirecek seminer, kurslar varsa da katılmak isterim.

• Daha önce sizinle konuşmuştuk özel ders vermek istediğime dair, bilgilerimi yolluyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencisiyim. Bundan önce de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyordum. Girdiğim iki üniversite sınavında da ülke çapında çeşitli derecelerim bulunmakta. İlk sınavda Türkiye 6.’sı oldum ikincisinde de ilk 1000’de derecelerim var. İlköğretim ve lise için okula yardımcı ya da sınavlara hazırlığa yönelik dersler verebilirim.

Paylaş