Data uyumuyor diyorlar. O da ne demek diyeceksiniz, nefes almadan, ara vermeden ve dahi biz uyurken çoğalıyor. Bu iddiayı ifade edebilmek adına dakikada ne kadar tüketebileceğimizi ve tükettiğimizi ölçüyorlar. “1 Dakika”da 97 Zettabayt bilgi tüketiyoruz.
DOMO yoğunlukla kurumsal dünyanın veri analiz durağı. 10’uncu yıllarını geride bırakmanın şerefine “Dart Çemberi”ne benzeyen dijital iletişimin bir dakikası başlıklı haritayı güncellediler.
Ortaya çıkan sonuç akıllara durgunluk verebilir. Pandemi, ekonomik kriz, küresel engeller… hepsi bahane, şartlar ne olursa olsun son 10 yıl içinde üretilen bilgi, ikiye üçe dörde beşe katlanmamış. Daha daha fazlası; binlerce puan artmış. Bağlantı kurma ve iletişimde olma ihtiyacımız kabına sığmıyor. Barışta savaşta, refahta ve yoksullukta çılgınca büyüyor.
Nisan 2022 itibarıyla, internet, dünya nüfusunun yüzde 63’üne ulaşıyor. Yaklaşık 5 milyar kullanıcıyı temsil ediyor. Bunların ortalama %93’ü sosyal medya tüketicisi. Yıl sonunda küresel ölçekte 97 zettabayt kadar veri tüketmiş olacağız. Bu rakamın neye denk geldiğini hayal edemiyorum. Bildiğim bir şey var bu bir Tsunami!
Ve sormadan noktalayamam; bu kadar bilgi ve iletişim teknoloji olmadan asla bu denli çoğalamayacağına göre neden aynı teknoloji, bilginin niteliği konusunda da etkin olamıyor. Yalan, yanlış, yanlı bilgi de çığ gibi artıyor. Belli ki, eylem olarak okuma yazmayı sökmek yetmiyor. Okur yazar olmanın ön koşulu sorgulamak. Bir mesajı paylaşmadan önce, “primi hak ettiğinden emin miyim?” diye sormak çözümlerden biri olabilir.
