Sınavda Başarı Tamam. Peki, Ya Hayatta?

ÖSS, üniversite hayatında ve sonrasında profesyonel hayatta ne olacağınıza dair bir gösterge olabilir mi?

Üniversite ve yüksek okul yerleştirme sınavlarına bu yıl 1 milyon 730 bin genç katıldı. Bir bu kadar da gelecek yıl sınava girmek için hazırlanan aday var. Aileleri de bu tabloya katmayı unutmamak gerek.

Sayılar çok yüksek, sonuç bir günde belirleniyor. Birinciler, ikinciler, üçüncüler gazetelere çıkıyor, söyledikleri üç satır haber oluyor. Basında “altın” çocuk olarak tanıtılıyorlar. Bazıları da, verilen hediyelerle kendilerini “altın” gibi hissediyor.

ÖSS birincisi Ümraniye Anadolu Lisesi mezunu İ. Gökhan Hacıahmetoğlu’na hediye yağıyor. Ümraniye Belediye Başkanı üç altın kaplama kalem ve 5 bin dolarlık dizüstü bilgisayar verdi. Gence, bir eğitim kurumu karşılıksız burs, dershanesi de Citroen C4 marka otomobil hediye edeceğini açıkladı.

Sınav sonucunda kazanma olasılığı düşük. Devlet üniversite ve yüksek okulları 400 bin öğrenci kabul ediyorlar. Üniversitede okurken tekrar sınava giren aday sayısı 2005 yılında 155 bin. Altın çocuklarımız belki bu grupta değil ama daha önceki yıllarda  sınavı kazanan bu 155 bin kişi şu anda okudukları yerden memnun değil. Üniversite eğitiminizi belirleyen bir sınav için oldukça yüksek bir “umutsuzluk/mutsuzluk” rakamı.

Rakamsal veriler
ÖSS’ye Başvuran Aday Sayısı                                                1 730 876
Yalnız Sınavsız Geçiş İçin Başvuran Aday Sayısı                 120 798
ÖSS’de Sınavı Geçerli Aday Sayısı                                        1 671 603
ÖSS’ye Girmeyen Aday Sayısı                                                     59 150

ODTÜ’de ÖSS’ye girenler arasında 2003 yılında yapılmış bir anket sonucunda katılanların yüzde 88.5’inin “etrafındaki herkesin sınavı kazanmasını beklediğini” belirtmesi gençlerin sınava yüklediği anlamı gösteriyor. Sınav sadece onlar için değil, çevre için çok önemli.

ÖSS, üniversite hayatında ve sonrasında profesyonel hayatta ne olacağınıza dair bir gösterge olabilir mi? Karşılaşacaklarınıza sizi hazırlayabilir mi?

Forum sorusunda da belirttiğimiz gibi bu konuda yapılmış bir araştırma bulamadık. Sınavda dereceye girenler üniversitede başarılı oluyorlar mı ya da profesyonel hayatta sınav, onlara bir avantaj sağlıyor mu, hangi güçlüklerle karşılaşıyorlar gibi soruları inceleyen bir bilimsel araştırma; hatta dereceye girenlerin kişisel fikirlerini ortaya koyan bir röportaj bile öğretici olabilirdi. Böyle bir çalışma olmadan gözlemlerimizle hareket etmek zorundayız.

Çoğumuz yaşadıklarımız ve deneyimlerimizle bir yerde başarılı olmanın başka bir yerde başarı anlamına gelmediğini biliyoruz. Kaldı ki acaba başarı yalnızca okulda, yalnızca iş hayatında mı yakalanır. Bunlar özellikle Batılı toplumlarda çok tartışılan konular… Evde başarı, anne olmakta başarı… baba olmaktaki başarı… eğitmen olarak başarı… insan olarak başarı…

Bizim konumuz değil diye düşünüp okul ve iş hayatına odaklanacak olursak söylenecek birkaç sözüm var… Okulda, kontrollü bir ortamda başarıya giden yolla, belirli prosedürler kadar belirsizliklerin de başarıyı belirlediği profesyonel ortam arasında büyük fark var. Eğitim sisteminin bu belirsizliğe öğrencileri ne kadar hazırladığı sorusuna bir cevabımız yok. Okulda ve sınavda en başarılı olanlar bile profesyonel ortamda başarılı olamayacaklarını bilmeliler.

Başarıyı, bir sınav sonucunda göstermek yerine nasıl sürekli kılacağımızı düşünmemiz daha doğru olmaz mı? Ne yazık ki bu cümleyi okulda ne öğretiyor ne de tekrarlıyorlar. Varsa yoksa sınav sonucu… Başarıya okuldaki gibi doğrusal bir şekilde, adım adım ulaşamayacağımızı bilmeliyiz.

Forumda fikirlerini belirtenler çoğunlukla maddi imkansızlık ve “torpil” üzerinde durmayı tercih etmişler. Kabul etmek gerekir ki, maddi imkanlar başarıya ulaşmak konusunda katalizör olabiliyor. Fakat şartların size bir fırsat yaratması kadar fırsattan yararlanmayı bilmek de önemli.

Gelin sizin yanıtlarınıza bir bakalım;

Altın çocuklar nerede?

Bütün okul hayatı boyunca başarılı olmuş anne babasının ve akrabalarının takdirini kazanmış (sanki çok önemliymiş gibi bunun için çaba sarf etmiş) biriyim. Şimdi gerçek hayatın tam ortasındayım ve sonuç kendimi başarısız buluyorum. Neden?

Kariyer, çalışma sırasındaki ortam şartlarına uyum sağlamakla alakalı mıdır, değil midir? Bahsettiğiniz altın çocuk kavramınızdaki altınlık derslerdeki başarının bir isimlendirmesi mi? Kişilik gelişiminde çevreyle olan uyumu mu simgeliyor? Yoksa ahlaklı terbiyeli bir çocuk betimlemesinden mi ibaret? Kararlı olma ve psikolojik bakımdan dirençlilik konusunda ne kadar eğitim veriliyor? Altın çocukların yüzde kaçı başarısız? Yüzde kaçı işinden memnun? Yüzde kaçı bilgi deryasının kariyer yapma kısmına yardım eden dilimini biliyor?

Ben de merak ediyorum neden acaba. Bazen de düşünüyorum kendilerine uygun ortamı mı bulamıyorlar kendileri mi ortama uyamıyorlar? Yoksa müdürleri veya çalışan arkadaşları çekişmekten onların kariyer yapmasına izin vermiyorlar mı? Yoksa eğitim sisteminin yarış atına çevirdiği gençler her şeyi öğrendiklerini sanıp çokbilmişlik mi yapıyorlar.

Sadece altın gibi çocuk olmak yetmiyor. Bulunduğunuz ortam, çevrenizdekilerin kültür seviyesi ve iş ortamınızın ne kadar kurumsal olduğu ve sizinle birlikte çalışanların/yönetenlerin vizyonu da çok önemlidir.

Bence cevap soruda gizli. Çünkü çocuklar sadece parlak. Oysa altını altın yapan parlaklığı değil, taşıdığı değerdir. Parlaklık bir değer yaratsaydı bütün parlak cisimler altınla aynı değerde olurdu gibi bir sonuç çıkar ki, bu doğru değil. Buradan hareketle altın gibi parlak olan bu çocuklar eğer bir değer taşımıyorlarsa, ne kadar parlak olurlarsa olsunlar kariyerleri aynı oranda parlak olmuyor. İş dünyasında değerler çok değişken. Tecrübeler ve risk alma gibi kişisel yetenekler zamanla gelişiyor. Kişisel gelişim ve kariyer paralel giderken fırsatlar ve tehditleri iyi yönetebilen gençler kariyerlerinde başarıya ulaşırlar.

O altın gibi çocuklar sadece ders çalışmaya yönlendirilir genelde. Bilinçsiz aileler ve öğretmenler yüzünden hiçbir sosyal-mesleksel aktivite ile meşgul olmazlar. Yarış atları gibi ders çalıştırılırlar. Böylece o altın çocuklar trigonometri dehası olabilir ama ellerinde iyi yapabildikleri bir meslekleri olmaz.

Torpil ve maddi olanaksızlıklardan şikayet edenler

Neden altın gibi kariyerleri olmuyor biliyor musunuz? İşyerindeki torpilliler yüzünden patronların kendi adamlarını tutmasından onları haketmeden yükseltmesinden olmuyor… Yani hak eden yükselemiyor, hak etmeyense torpilli olduğu için, adamı olduğu için yükselebiliyor.

Allah’a şükür oldukça iyi bir yazılımcıyım ama gel gör ki, lise mezunuyum. Birçok tanıdığım yazılımcı olarak geçinmesine rağmen yazılımdan anlamaz, ama öyle böyle paralı da olsa bir üniversite bitirdikleri için iş görüşmelerinde hep öne çıkıyorlar ve ben arka planda kalıyorum.  Sınıfta tekrar almayan tek öğrenciydim ama görünen o ki işsiz kalanda tek öğrenci olacağım.  Ne zaman düzene girecek bu işler bilmiyorum… Kağıt üzerinde yok olmak bitiriyor beni. Sizce benim gibi birinin ne yapması lazım, lütfen git üniversite oku demeyin o kadar zamanım yok.

Ben 20 yasında açıköğretim okuyan, bilgisayar bilgisi olan ve daha önceden büyük firmalarla çalışmış bir kişiyim. Fakat istediğim işi bulamıyorum her gittiğim yerde elbet birinin tanıdığı veya dayısı, amcası çıkıyor ve ben ikinci plana atılıyorum, ne yapmalıyım?

Kişisel ilişkiler ön planda oluyor diye düşünüyorum. Diğerlerine bazen şans verilmek istenmiyor, kendisine yakın insanlara değer verip işleri idare ediyorlar (şirket çıkarları ikinci plana kalıyor). Bir yönetici düşünün personelinin işi sahiplenmesini, öğrenmesini kıskansın.  Bu tür insanlarda sadece ben duygusu hakim. Birde bunların çok şey bilmediğini düşünüyorum, çünkü bilgili insandan korkuyorlar (devlet, şirket önemli değil onlar için); altın gibi çocuklar ne yapabilir ki böyle durumlarda. Genelde devlet kökenli kurumlarda var bunlar (özel de de yok değil hani sadece biraz az).

Kariyer sahibi olmak Türkiye gibi bir ülkede bana komik geliyor. Kim tam olarak evet bu benim hakkım ve hakkımı tamamıyla alıyorum diyebiliyor? Misal siz bunu diyebiliyor musunuz? Açıkçası benim görüşüm kariyer Türkiye’de şansa veya paraya bakıyor. Farklı düşünüyorsanız cevabınızı bekliyorum siz hak ettiğiniz yerde misiniz?

Tecrübe sorunu, yeni mezun olduğum okuldan sonra iş bulmak için en önemli sorunlardan İngilizce ve bilgisayar kullanımda iyiyim ama iş bulmada zorlanıyorum, nedendir? Üniversite bitiren birinin iş bulması zordur, bir de bunun yanında staj yapmakta zorlanıyorum. Bankacılık mezunuyum, bankalar stajyer almadılar. Niye bu kadar zor mu bilgilerinize arz ederim.

Bu yıl Dokuz Eylül Üniversitesi IIBF işletme bölümünden mezun oldum. Hiçbir yerde tanıdığımın olmaması beni işsiz mi yapacak? 4 yıl boyunca benim kendimi geliştirebilmek adına katıldığım kurslar ve seminerler önemli değil mi?

Kendine güven, başarıda tamamlayıcı unsurlar ve eğitim/iş/başarıyı bütün olarak görmek.

İş verenler neden insanlara önyargıda bulunarak ilk önce eğitim düzeyine göz önüne alarak işçisini seçer. Ben maddi imkansızlıklardan dolayı okuyamadım. Ben lise mezunuyum açık öğretim birinci sınıf öğrencisiyim. Ama zeki biri olduğuma ve her işin üstesinden rahat bir şekilde kalkabileceğime eminim. Kendime güveniyorum. Ama üniversite mezunu olmadığım için güzel bir firmada çalışıp kendimi belli etme şansım yok. Bu sizce ne kadar doğru?

Kararsızlık hayatımın büyük bir bölümünü kaplıyor. Hiçbir kararımda tek bir nefeslik bile sabit kalamıyorum. Hangi mesleği yapmak istediğimi bile bilmiyorum. Halkla ilişkiler mezunuyum, Hostesliğe başvurmayı düşünüyorum, ama yazmayı seviyorum. Eğitim gördüğüm alan mı hayat şartları mı yoksa bana keyif veren şeyler mi hayatıma yön vermeli? Geleceği görmeden yürümek mi, yoksa hiç yürümemek mi? Bunun ayırımını yapamıyorum.

Devlet Planlama Teşkilat’ımız neden hangi meslekte ne miktarda elemana ihtiyaç olacağı yönünde bir planlama yaparak Üniversitelerimizi bilgilendirerek o alanlarda öğrenci yerleştirme yaparak çocuklarımızın okulları ile ilgisiz işler yapmasına engel olamıyor?

Kariyer yapma ihtiyaçlarını öğrenimleri boyunca yaptıkları için olabilir mi? Detaycı ve kurallara bağlı olmak, sistem dışına çıkmamak iyi bir kariyer yapmalarına engel oluyor.

 

Paylaş