Bitli İletişim Formülü

Alın size Kim Milyoner Olmak İster sorusu: Saçtaki sevimsiz bitler, Amerikan başkanlarından Andy Warhol’a uzanan hiciv, “AIDS nedir?” sorusuna yanıt veremeyen yapay zekanın ortak noktası ne? Yanıt tek kelime: iletişim. İletişim oksijen ve su değerinde gerçek ihtiyaçtır. Bugün, taklitlerinden sakınmak gerekir.

Yanıt neden “iletişim” diye soracak olursanız, işte size 3 güncel örnek ve gerekçelerim;

Bugün bile anlaşılan ifadeye sahip dünyanın en eski alfabesiyle yazılmış bir cümle, kullanana saç ve sakalındaki bitlerden kurtulma temennisini ifade ediyor. Anlattığı eylem de duygu da binlerce yıl sonra hala aynı hisleri aktarabiliyor. Buna karşın, sosyal medya platformu META (Facebook) tarafından yaratılan yapay dil, insanları insanlar da onu çözemediği için kullanıma açıldıktan 3 gün sonra kapatılıyor. Tek bir kare görselle evrensel konseptleri, uluslararası sorunları, dünyayı yakıp yıkan liderleri hicvederek toplumları etkileyen efsane reklamcı George Lois (91), arkasında ölümsüz iletişim projeleri, hala konuşulan dünya meseleleri bırakmayı başarıyor.

PALAVRA DİL

Facebook, yarattığı skandalları unutturmak, evreni avucunun içine aldığını kanıtlayarak gücünü göstermek üzere META ismini gürültüyle lanse etmişti. Ardından seri ataklara girişti. Bunlardan biri büyük para ve çabayla üretilen Galactica dili. Galactica, yapay zeka kullanılarak 48 milyon bilimsel makale, web sitesi, ders kitabı, ders notu ve ansiklopedi yüklenerek oluşturulmuş bir dil modeli. Akademik makaleleri özetleyebilmesi, matematik problemlerini çözebilmesi, her fırsatta, “o nedir, bu nedir” diye arama yaptığımız wikipedia’da “Wiki makaleler” yazması için kurgulandı. Tek tip bilgi, tek tip iletişim, tek tip insan!  Fakat gerçeği eğriden… yanlışı doğrudan ayıramadı.

Yapay dil, bir gün belki hayatımıza girecek, belli ki, Meta olmazsa Google üretecek… ama o gün bugün değil!  Galactica kapanınca atılan tweet’lerden biri çok iyi ifade ediyor; “Her koşulda, yanlış veya önyargılıydı. Her nasılsa kulağa doğru ve otoriter geliyordu. Tehlikeliydi.”  Yapay dil, kelime dizilerinin kalıplarını yakalayıp olasılık hesabı üzerinden geriye dönüştüren bir model. Aslında ne veriyorsanız onu biriktiriyor, öğrenmeye koşullandırıldığı için kıymeti kendinden menkul havuz bilgilerden kendi doğrusunu üretiyor. Çok akıllı olsa da insan yaratıcılığı karşısında, “Sorgunuz içerik filtrelerimizi geçemedi. Tekrar deneyin ” uyarısı veriyor. Büyük dillerin şimdilik dünyaları küçük olsa da zararları bu aşamada bile büyük. Kopyalamak ve taklit etmekten öteye geçemeyen yaşamayan diller bir istatistik modeli. Bizim birbirimizi anlamak üzere geliştirdiğimiz dil ise duygu, düşünce, hayal, sevgi, hayal kırıklığı, özlem, haber, bilgi, acı tatlıyla örülmüş… Dil, insanın en önemli çıktısı. Dili, resimle, kelimelerle, beden ve mimikle, renkle ya da malzemeyle… yaratıcılıkla gerçekleştiriyor.

BİT TARAĞI

Haberlerde ilginizi çekmiş olmalı dünyanın bilinen en eski alfabesiyle yazılmış cümlesi fil dişi bit tarağı üzerinde keşfedildi; “bu dişler, saç ve sakalındaki bitleri kökünden söksün” diyordu. Ne kadar insanca ne kadar sıradan, basit ve önemli, bir ihtiyaç; özetle gerçek! Binlerce yıl sonra bize bir şey anlatabiliyor. İletişim de bu!  3,5 cm’ye 2,5 cm boyutlarındaki tarak, 2017’de İsrail’in orta-güneyinde bulunmuş, üzerindeki yazı ancak 2021 yılının sonunda anlamlandırılabilmiş. Tarak yıllar içinde aşınarak, dişlerini kaybetmiş. Araştırmacılara göre bir yüzünde saç düğümlerini açmak için geniş aralıklı altı diş, diğer tarafta bitleri ve bit yumurtalarını sökmek için ince aralıklı 14 diş bulunuyormuş.   Derlediğim bilgilere göre, cümle M.Ö. 2’nci bin yılda Yahuda Krallığı’nın önemli kentlerinden Lachish’te üretilmiş. Tarak üzerindeki harfler erken alfabe olarak bilinen sistemle yazılmış, yedi kelimeden oluşuyormuş. Araştırmacılar yazının, icat edilen en eski alfabe olan Kenan alfabesi olduğunu doğrulamış. Bu alfabenin yüzlerce yıl kullanıldığı tahmin ediliyor. Hatta Avrupa’da eski Yunanca, Latince ve çoğu modern dilin temeli haline geldiği sanılıyor. Yazının bu kadar geriye gitmesi müthiş olsa da en az onun kadar büyüleyici olan kısmı bildiğimiz sıradan yaşama dair bilgi aktarması. O kadar çok şey söylüyor ki, o dönemde de bit olduğunu anlamakla kalmıyoruz, olağan yaşamı olumsuz etkilediğini, insanların yaratıcılıklarıyla çözüm geliştirebildiklerini, fildişi tarak sayesinde zengin ve fakir arasındaki farkı, bitin varlığı sayesinde de gözle bile zor görünen bu canlı karşısında herkesin eşit olduğunu anlıyoruz. Daha birçok sonuca ulaşmak mümkün. Dil iletişim oto yolu. İnsanlar bugün farklı diller kullanıyor olsa da birbirleriyle anlaşmak, uzlaşmak üzere aynı oto yolda ilerlemek zorunda.

TEK KARE GÖRSEL

Amerikalı sanat yönetmeni George Lois tek kelimeyle “vizyoner” olarak tanımlanan özünde reklamcı olan bir iletişimci. Türkiye’de tanınan bir isim olmasa da bu satırları okuyanlar, kaç yaşında olursa olsunlar gördüklerinde işlerini hemen tanıyacaklar.  Lois sanatçı kimliğiyle estetiği, tasarımcı kimliğiyle yaratıcılığı, reklamcı kimliğiyle çarpıcı slogan üretmekte ve bir araya getirmekte mahir bir iletişimci. Dili, dolambaçlı yollara başvurmadan, kullanmanın mümkün olduğunu gösterdi. Sanat, evrensel bir dil.  Anlatım, bireysel yaratıcılık. Lois, Esquire dergisini üne taşıyan kapakların yaratıcısı olarak anılıyor. Bir iki örnekle dünyayı yerinden oynatmışlığı var. Örneğin, yıl 1968, “Kelebek gibi uçan arı gibi sokan” efsane boksör Muhammed Ali, Vietnam Savaşı’na katılmayı reddettiği için hain ilan edilmiş, unvanı elinden alınmış, hapis cezasına çarptırılmıştı. Esquire kapağında, Muhammed Ali’yi üzerine oklar fırlatılmış bir aziz gibi gösterdiği tasarımla yayınlandı. Bir başka kapak Andy Warhol’u Campbell Çorbası içinde boğulurken gösteriyordu…  Yine bir başkası, dönemin ABD Başkanı Watergate Skandalı’nın kahramanı Richard Nixon’ı (1968) seçim kampanyasında TV çekimi hazırlığında, yıkılmış imajını makyajla tazelemeye çalışırken görüntülüyordu…

Peki ne öğrendik? Kelimeleri birbirinin arkasına tren gibi yerleştirerek, küfür kıyamet konuşarak, karşınızdakinin anlamayacağı dilleri kullanarak, parayı bastırıp en büyük kampanyaları kurgulayarak ne iletişimci oluyor ne iletişim kurabiliyorsunuz.

Neymiş o zaman; iletişim kurmak, basit görünen zor bir işmiş! Çünkü, doğal, yalın, samimi, gerçek olmak, söylediklerinize inanmak, çözüm üretmek bekleniyor…

 

 

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir