Aç Kapa

İnsan beyni, fermuar açıp kapar gibi çalışırmış. İnme nedeniyle beyin motor fonksiyonlarında sorun yaşayan bireylere yardımcı olmak amacıyla, yetenek sahibi insanlar üzerinde gerçekleştirilen bir araştırma, zihnin komut aldığında depoladığı bilgileri fermuar gibi açıp kapayarak zamanında ve düzgün sırayla gerçekleştirdiğini gösteriyor.

Beyin insanca yaşam için temel organımız, muhakeme, düşünce, öğrenme, koordinasyon, duygular, ön yargılar, acı, sevinç, hafıza, utanç, pişmanlık, yaratıcılık… hepsi burada harmanlanıyor… Hayatta dik durmak için yaşamsal organ. Depremle yıkılırken bedenlerimiz, kırılırken ruhumuz, tanımamız gereken bir organ. Toplumsal sosyal konularda dolaşan bir iletişimci olarak onu henüz çözemeyen bilimin sırlarını anlamakta tabii ki güçlük çekiyorum. Ama anlamsız hurafelere sığınmaktansa, denemeyi tercih ediyorum.

Journal of Neuroscience’da yayınlanan, Birmingham ve Bangor Üniversitelerinin ortak çalışmaları olduğunu öğrendiğim bir araştırmayı, kişisel merakla okurken, fermuar açma kapama hareketiyle bütünleşen çalışmayı depremde o işareti almadıkları için bölgeye çıkmayan askeri kurtarma ekipleri ile vicdanlarından aldıkları komutla boşluğu doldurmak üzere fırlayan gönüllülere benzettim.

Umut işte… Bilimsel araştırmanın odağında olmasa da felç olmuş toplumlarda da işe yarar mı diye düşünüyor okuyan. “Ön çalışma” diye bir nosyon dikkatimi çekti, bu sayede ezberlenen bilgiler alınan komutla hayata geçebiliyor ki bunu da “tatbikat” kelimesiyle özdeşleştirdim.

Tatbikat, arama kurtarma ekipleri, silahlı kuvvetler gibi kurumlarda sıklıkla yapıldığını bildiğimiz bir tür kas kuvvetlendirici egzersiz bütünü. İletişim süreçleri için de kaçınılmaz öneme sahiptir. Yaptığınız ön çalışma kadar iyi iletişimci olabilirsiniz. Her krizde çalışma yapmayan, ezberi zayıf kişilerin acıları aktarırken gösterdikleri performansı acı içinde izliyoruz. Doğruyu söylemek gerekirse, kısa bir süre öncesine kadar sıklıkla askeri tatbikat haberleri okurduk, artık sivilleştik, duymuyoruz. Meğer lüzumsuz olan tatbikat değil, vara yoka yapılan tatbikat haberleriymiş.

Dönersem araştırmaya; fermuarı çekip kas hafızasını açmadan önce, beyin, karmaşık dizindeki hareketlerin hem sırasını hem de zamanlamasını ayırt edebiliyormuş. Hareket sıralamasını depoluyor, tekrarlanan eğitimle eylem sekanslarını ezberliyor, tetiklenip harekete geçmeden önce, bilgiyi sakladığı yerden çıkarıp eyleme koyabiliyormuş.

Araştırma haberinde, beyinde düzen ve zamanlamanın her zaman bağlantılı olduğunu ifade eden şu yaklaşımı değerli bulabilirsiniz; “El yazısından, müzik aleti çalmaya kadar, hafızadan hareket dizilerini gerçekleştirmek, yetenekli insan davranışının ayırt edici özelliği. Şaşırtıcı olan, yoğun bir eğitimden sonra bile beynin bu becerileri bütünleşik bir kas hafızası olarak kodlamak yerine onları oluşturan özelliklerine ayırması. Bu varsayımda, zihin sıralama ve zamanlamayı “NE” öğeleri olarak ayırıyor, görevin yerine getirilmesini “NASIL” olarak kodluyor ve birleştiriyormuş.  “Sonuç ne?” diyecek olursanız, bilmeyen yok; çözüm eğitim! Ama yoksunlaştırmak için harcanan 20 yıl ile yeniden inşa etmek için geçirilecek zaman eşit olamaz. Tekrar imara açıp yeniden bir yılda kent yapmaya benzemiyor bu iş; uzun, zor! Çaresizliğin böylesi… diyecekken kenara çekilmiş eğitimli ümit yoksunlarına görev düşüyor; fermuarları aç kapa ve çıkar depodakileri. Depremden daha güçlü tetik sesi yok. Eğitimini ve deneyimini paylaş yılmadan, usanmadan ve eleştirmeden.

Paylaş