İş Görüşmesi – Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Yaşar Kalpaklıoğlu

Yaprak Özer (Y.Ö): Siz çalışma hayatınızda aile şirketinden basladınız. Siz mi istediniz
Yasar’da çalısmayı yoksa hepimizin tanıdığı babanız ünlü is adamı Selçuk Yasar mı
“kızım artık vaktin geldi” deyip de sizi kolunuzdan tutup götürdü?
Feyhan Yasar (F.Y): 1978 yılında Boğaziçi isletmeden mezun oldum. Dönünce de İzmir’de
ama şirketin bir ucunda basladım. Endüstriyel iliskiler insan kaynakları departmanında uzman
olarak çalıştım.

Y.Ö: O zamanlar sirketlerde endüstriye iliskiler, insan kaynakları gibi departmanlar bu
kadar yaygın mıydı?
F.Y: nsan kaynakları olarak vardı çünkü Dyo yabancı sermayeli bir sirketti. Biz bu
departmanı kuran ilk sirketlerden biriyiz ve bana da bu isin kurulmasıyla ilgili bir görev
verildi. O dönemde sendikalı bir çalısma düzeni vardı. Bir sene sonra holdingde insan
kaynakları koordinatörü olarak görev aldım. Dolayısıyla ishayatımın ilk üç yılı insan
kaynaklarında geçti.

Y.Ö: Sizin bulundugunuz koltukta yolu insan kaynaklarından geçen yönetici ya da
patron sayısı oldukça az. Bugün baktıgınızda iyi ki böyle bir noktadan baslamısım diyor
musunuz? Faydalarını gördünüz mü?
F.Y: Sirketlerin en önemli kaynaklarından birisi insan kaynakları. Rekabetçi ve global
dünyada insanın farkı sirketlerin, ülkelerin öne çıkmasına ya da geride kalmasına sebep
oluyor. Dolayısıyla insanı tanımak isin en temel niteligi. Dogru ekiple çalısmak bunun içinde
kariyer planlamaları, ücretlendirme, egitim gibi birçok dal vardı, o yüzden çok keyifli bir
çalısma ortamı oldu.

Y.Ö: O günlerde Türkiye için insan kaynakları çok zordu, bugün ise hemen herkesin
insan kaynaklarında nitelik açısından zorluklar yasadıgını dile getirdigini görüyoruz.
Her sirkette böyle bir sorun var. zmir’de daha fazla bir sorun yasıyor musunuz? Genel
insan kaynakları açısından Türkiye’yi sorunlu buluyor musunuz?
F.Y: Hayır ben sorunlu bulmuyorum çünkü Türkiye’de gelistikçe çok daha fazla üniversite
imkanı var. Bilgi çagında yasıyoruz, egitim ve staj yapma imkanları sınırsız. Simdiki gençleri
daha sanslı buluyorum. O tarihte benim için bir baska yerde çalısma imkanı hemen hemen
yok gibiydi ama bugün yeniden üniversite bitirmis olsam bir baska tecrübeyi yaparak
dönmeyi isterdim. Simdi çok daha fazla seçenek oldugunu düsünüyorum gençler için.

Y.Ö: Baska bir yerde çalısmak istiyorum deseydiniz, çalısmanız uygun bulunur muydu?
F.Y: Okudugum sürede de yazları çalıstıgım için biraz aceleci davrandım. Bir an önce is
hayatına girmek istedim yoksa yurtdısında da, yurtiçinde de çok isteseydim imkanlar olurdu.

Y.Ö: Ne bekliyorsunuz gençlerden?
F.Y: Gençlerin kendi kariyerlerini kendilerinin yönetmesi gerektigini düsünüyorum. Neticede
kuvvetli-zayıf yanlarını ve nereye gitmek istedigini en iyi bilen insanın kendisidir. Mutlaka
birden fazla is deneyimi, birden fazla disiplinde çalısmak insanın bütünü görmesi açısından
çok önemli. Önümüzdeki yıllar çok rekabetçi olacak. nsanlar, sektörler arasında büyük
rekabet olacak. Sınırların kalktıgı bir dünya da çalısacaklar ve bu rekabetçi dünya ortamına
uyum saglamak için gerçekten kariyerinizin bütün asamalarında sorumlulugunuzu
hissetmeniz lazım. Yeniliklere açık olmak, takım çalısmasına yatkın olmak lazım. Birlikte is
yapabilmek, karar vermek yönetici pozisyonuna yükselmek için çok önemli. Artık
bilgisayarlarda, internette her yerde bilgi var bütün mesele o bilgi içinden dogru bilgiyi alıp,
süratli bir sekilde nihai karara gitmek. Yeni buluslara dönük bir takım kariyerler ilerde çok
geçerli olacak, çünkü dünyada çok fazla yenilik oluyor. O nedenle ariyerinizi elinizde tutun
çok dinamik ve canlı bir sekilde is hayatını bir yerden baslayın.

Y.Ö: Sizin hiç mülakat yapma zamanınız oluyor mu?
F.Y: Yasar Holding’de havuz sistemimiz var. Bu sistemin içine genellikle Yasar’da birkaç
sene is tecrübesi olan arkadaslar amirleri tarafından önerildikleri için seçiliyorlar. Her yıl 50-
60 kisi giriyor. Çok tesadüf olmadıgı sürece ise alma noktasında ben yokum ama orta kademe
ve üst kademedeki yönetici seçimlerinde bazen eski bir meslegim oldugu için profesyonelce
destek veriyorum diyelim. Ama tabii ki tanımak açısından ise girenlerin arasında bulunmanın,
sohbet etmek, bilgi alısverisi yapmanın çok yaralı oldugunu düsünüyorum. Hem kurumu
tanıtmak hem de kisilerin sorularına cevap vermek bazen is hayatının basında çok yararlı
olabiliyor.

Paylaş