YASAKLA BENİ, ÇOĞALAYIM

Aslına bakarsanız bu yazının başlığı STREISAND EFFECT olacaktı, yani Barbara Streisand Etkisi. Yeni nesilde bir dönemin ünlü şarkıcısı Barbara Streisand karşılık bulabilir mi, kendisini anımsayan var mı diye endişe ettiğim için kullanmıyorum. Bilgi notu olsun; Barbara Streisand çok iyi bir ses ve sahne sanatçısı, film yıldızıydı. Sahnelerde performansıyla yıllarca estirdiği fırtına bir gün tarih olsa da Streisand’ın iletişim disipliniyle uğraşanların çok iyi bildiği, ismiyle anılan sosyal iletişim etkisi onu ölümsüz kılıyor diyebiliriz.

 

“Yok sayarsan beni, artarım, yayılır çoğalırım…” tadındaki bu hikayeyi anlattığımda ağzınız açık kalacak.

 

Kendi yolculuğumla başlayayım; şarkıcı Gülşen’i bilir ama dinlemezdim… bu yaz her tür yasağa karşın barlardan yükselerek ses sınırlarını aşan şarkıların onun olduğunu sonradan öğrendim. Radyolarda liste başı olan şarkıların ona ait olduğunu da… her seferinde hayrete düştüm. Dinlemediğimi sandığım Gülşen’in aslında karşıma çıktığında favorim olmasa da sesini kapamaya yeltenmediğim şarkıların yazarı ve ses sanatçısı olduğunu anladım, bunun üzerine saygı duydum. Çalışkan olması, iş disiplini, üretimi, yaratıcılığı merakımı cezbetti.

 

ADIM ADIM MAHKUMİYETE KOŞARAK ÜN

 

O mahkumiyete adım adım ilerlerken, ben Gülşen’i keşfettim desem.  Belli ki, benim gibi pek çoklarının Gülşen macerası böyle başladı, son bulmaz çünkü o artık bir halk kahramanı…

 

“Mucize…  Erkeksen…  Ama Bir Farkla… Nirvana… Yurtta Aşk Cihanda Aşk… Dan Dan… Be Adam… Önsöz… Bangır Bangır… Beni Durdursan mı…” Akrostiş şiir gibiler değil mi? Bunlar Gülşen’in ya albüm ya single başlıkları.

 

Meğer Gülşen, “beni yasaklayın çoğalayım” diyormuş. Ölümsüz oldu. Kime neyse yarı çıplak, bir sarışın, bir brunett, bir kızıl, özetle bukalemun gibi olan görüntüsüyle kılıktan kılığa girdi, ne yaptıysa bu kadar tanınmadı. “Dan dan” geldi oturdu, “bangır bangır” söylemeye başlamaz mı, o da ne bu bir “mucize” Pop Star Gülşen bir siyasi figür oldu, bundan sonraki hayatının “önsözü” 2022 yazı oldu. İyi ki, yasakladılar Gülşen’i, o çoğaldıkça çoğaldı. İşte bu, bir Streisand Etkisi.

 

Melek Mosso’yu bu yaz tanıdım, kimdir diye bakınca duruşu hoş, dışa vurumu hoş, müziği hoş genç bir kadınla karşılaştım… Artık tanıyorum kendisini. Şarkılarını dinledim… hatta sayesinde yasaklanan tüm festivallerin isimlerini öğrendim ve gitmediğim yöreleri ajandama not ettim, bu kasabaları görmedim diye de kendime kızdım. Dolaşacağım, kim bilir festivallere de giderim… İşte bu, bir Streisand Etkisi.

 

BİR TORBA ÖMÜR

Ali Rıza Aslan ismini bilmiyordum. O, 7 yıl sonra evladının kemiklerine kavuşan baba.  Ne hafızamdan ne de yüreğimden artık gitmez! Elinde, sanki çok ağır olduğu için altından tuttuğu, sanki yırtılıp içindekiler düşebilirmiş gibi duran bir torba… Elinde, sanki çok çok kırılganmış, o kadar ki, ayağı sekse parçalanacak porselen taşıyormuş gibi duran bir yük…  Elinde sanki yanıcı bir madde taşıyormuş hissi veren bir ağırlık!

 

Bir torba ömür taşırken çekilmiş o fotoğraf silinmez bende.

 

Tam 7 yıl önce, adını anması “yasak” olan oğlunun izini kaybetmiş. Fısıldayarak, “…bari cenazesini verin” diye devlete yalvarmış, dileği kabul görüp, “al sana, bu senin oğlan” diye bir sabah eline kemik torbası tutuşturmuşlar. Bu ağırlığı ne ben ne siz, anlayamayız. Taşıyan bilir.

 

Ama bunu unutsa da Türkiye, unutmak mümkün olamayacak. Halk TV yasak aldı bu haber nedeniyle. Bir yanda mecazi anlamda Halk TV patladı, bir yanda fiilen haber. O Halk TV ki, yasaklanmasa bu kadar izlenemeyecek. İşte bu, bir Streisand Etkisi.

 

STREISAND ETKİSİ NEDİR?

Streisand etkisi, bir şeyi gizleme, sansürleme veya bir şeye erişimi engelleme girişimlerinin tam tersi sonuca dönüşmesi anlamına geliyor. Her neyse yasaklanan, ya da saklanan, daha fazla dikkat çekiyor…

 

Peki tam olarak nereden geliyor?  Şarkıcı Barbara Streisand 2003’de fotoğrafçı Kenneth Adelman’ı dava ediyor. Adelman, o sırada, bilimsel bir araştırma amaçlı California sahillerinde kıyı erozyonu fotoğrafları çekiyor. Belli bir sayıya ve ana fikri destekleyecek içeriğe ulaşınca, fotoğraf koleksiyonunu web sitesine yüklüyor. Başlık, “California Coastal Records Project”. Barbara Streisand’in evi, kıyı erozyonu daha iyi anlatılamazdı denecek kadar etkileyici bir fotoğrafla koleksiyondaki yerini alıyor. Fotoğrafçı bu kareyi çekerken orada kimin oturduğunu biliyor muydu acaba, ama kimse Streisand’ın nerede oturduğunu bilmiyordu o kesin. Bir rivayete göre, dava açılana kadar toplam 10 kişi tarafından görüntülenmiş. On kişilik grubun içinde Streisand’ın avukatlarının da olduğu söyleniyor…  Neyse şarkıcı yememiş içmemiş mahkemeye koşmuş. Medya öğrendiği andan sonra milyonlarca kişi web sitesini ziyaret etmiş. Malibu, California’da uçurumun tepesinde şarkıcıya ait şahane villanın orijinal görüntüsüyle karşılaşmışlar.  “Streisand Etkisi” terim olarak ilk kez 2005’de, Techdirt web sitesi için çekilen pisuar fotoğraf koleksiyonunda kullanılıyor. Terimi öneren ve icat eden kişi yazar Mike Masnick. Masnick, tesisin fotoğrafının kaldırılması talebinin etkisini aktardığı makalesinde durumu, Streisand’ın evinin fotoğrafını kaldırma girişimiyle karşılaştırmış.  MOTİVASYON BOOSTERTerimler sözlüğü bile şaşkın olsa gerek. Artan bir farkındalıkla, giderek daha popüler hale geliyor. Aslında önemli olan olgu,  isim bahane. İster Streisand ister başka bir şey. Yasakla çoğalsın, taşsın, büyüsün… Psikolojik tepki!  Streisand Etkisi terim olarak pop kültür içinde artık sağlam bir yere sahip. Tüm dünyada gayet yaygın, şaşırtmıyor. Türkiye’de deli yürek gibi artıyor coşkusu. Yasaklar çoğaldıkça, adını sanını duymadığınız kişi, kurum dağarcığınızda bir yere sahip oluyor. Peki aldığımız ders var mı? Yok galiba. İstenen bir şeyin yayınlanmasını yasaklamak veya daha önce yayınlanmış bir şeyi kaldırmak için tedbir almak yayınlanan neyse tanıtımının artmasına neden olabiliyor. Kişiler bir kez kendilerinden bazı bilgilerin saklandığını fark ettiklerinde, ona erişmek ve yaymak için  motive oldukları bir psikolojik tepkime örneği veriyor.

 

Streisand Etkisi örneklerini yanlış yapmayayım diye taradım. Yüzlerce var… Aralarından güncel ve bizim için anlamı olabileceklerden birkaç adet paylaşacağım;

 

Yeni müttefiklerimizle başlayayım; Milyonlarca Çinli sosyal medya kullanıcısı üzerinde yapılan bir araştırmaya göre (2018), Çin hükümetinin bilgi sansürü, VPN’lerin keşfine, popülerliği ve sansürlenen konuların görüntülenmesine neden olmuş.  Rusya’nın ülke içinde uyguladığı Ukrayna’ya savaş ilan etmiş olmasına ilişkin sansürün, ülkeden kaçmak isteyenlerin sayısındaki patlama gibi. Yasakların sıkça uygulandığı Suudi Arabistan’da (2019), hapsedilmek muhalifleri caydırsa da sosyal medya takipçilerini cesaretlendiriyormuş. Yeni oluşan bu kitleler , siyasi reform çağrılarında artışa neden oluyormuş.

 

The Times, Boris Johnson’ın dışişleri bakanlığı döneminde şimdiki eşi Carrie Symonds’u işe almaya çalıştığını haber yapmış, web sitesinde ve ilk baskıda yayınlanmış olmasına rağmen, hızla kaldırılmıştı. The Guardian, olayın Streisand etkisinin bir örneği olarak geri tepebileceğini belirtince haber Johnson’ı farklı nedenlerle ayrılmak zorunda kaldığı başbakanlık konutuna kadar kovaladı. Örnekler o kadar çok ki,  Apple Almanya’nın eski yöneticisi Tom Sadowski’nin kaleme aldığı “App Store Confidential” kitabından söz edeyim.  Gizli ticari bilgilerin ifşa edildiğini öne süren Apple yasaklanmasını talep edince  kitap Alman Amazon’nunda “en çok satanlar” listesinde iki numaraya yerleşti. Barbara Streisand bu kadar çok etkiye ve tepkiye hatta bilimsel araştırmaya konu olduğunun farkında mı acaba?  İran’da kadınların başlattığı protestoların, yasaklanan bir ölümden kaynaklandığını takip ediyor olmalısınız. Kürt asıllı bir genç kızın İran Ahlak Polisi tarafından başını açtığı ya da uygun şekilde örtünmediği için göz altına alınması ve polis gözetiminde işkenceden can vermesiyle sonuçlanan olaylar, cenazenin aileye “sessizce gömün” direktifiyle teslim edilince başladı. Aile sessizce gömecekti de İranlı kadınlar sessiz durmadı. Bir kısmı her gün saçlarını kestiği videoları yüklüyor, diğerleri ateşler yakıyor dans ederek başörtülerini yakıyor. Sokakta çatışmalar devam ediyor.  Küçümsenen iletişim bir bilimdir, herkese emanet edilmemesi gerekir. İletişim kahvede özgürce konuşmayı kapsasa bile bu yöntemle ele alınmaz. İletişim sistemli bir matematiksel düşünce ve eylem bütünüdür.  Yasakla beni lütfen, çoğalayım.

 

Paylaş