Yarası değil yarısı

Kadın  girişimciler, kadın işçiler, kadın patronlar, tüm kadınlar… Kız çocuklarımız, genç kızlarımız… Özetle toplumumuzun yarısı. Sanki toplumun yarısı değil yarası… Sanki azınlık; çoğu zaman “yok” muamelesiyle karşılaşıyorlar… Biliyoruz ki, hayat da ekonomi de tam katılımla gelişebiliyor. Ülkemizde olduğu gibi ekonomiye katılamayan, eğitime yeterince kök salmayan, girişimde bulunmayan kadın, Türkiye’nin kaybı.

 

Annelik ve eş olma fonksiyonları içine sıkıştırılmak istenen, buna karşın eş, anne ve çalışan ve girişen olabilme dokusuna sahip olan kadını özellikle ekonomik açıdan başkasına bağımlı olmaya mahkum edersek, toplum olarak da tek kanatla çırpınmayı sürdürürüz.

 

Kadınlarımızı yılda bir kez, çoğu göstermelik anımsıyoruz, belki de onları her gün şiddetle andığımız için özel günleri etiketlemek düşüyor. Ne yazık değil mi?  Toplumun diğer yarısını temsilen, tüm platformlarda kadın konusunda duyarlılık yaratmak üzere hareket ediyorum. Bu nedenle, kadınları anma vesilesi yaratan Mart ayı Keiretsu bülteninde aşağıda okuyacağınız iki örneği paylaşmak ve onlar gibilerden ilginizi eksik etmeyin demek istiyorum.

 

Kızlar okumalı, kadınlar ekonomik güce sahip olmalı, toplumda tüm kesimler normal ve normalleştirilmiş rollere sahip olmalı.

Bu mesaj bir destek çağrısı. Karınca kararınca… herkes bir çaba göstermeli. Keiretsu da, özellikle Türkiye gibi ülkelerde daha fazla genç kadın girişimci için özel projeler üretmeli. Keiretsu platformuna sunum yapmaya daha fazla kadın gelebilmeli, bunun için daha fazla kadın girişim yapmaya cesaret edebilmeli. Cesaret gösterebilmek eğitimle yakından ilişkili. Bu yüzden yalnızca İstanbul’dan değil Türkiye’nin her yerinden genç kızlarımız okumalı, iyi eğitimle buluşmalı.

 

1

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD). Dernek 1949’da kurulmuş. Bilin bakalım kurucu üyeler kimler; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk üniversite mezunu kadınları: Süreyya Ağaoğlu, Sara Akdik, Şevket Fazıla Giz, Nüzhet Gökdoğan, Remziye Hisar, Nebahat Karaorman, Müfide Küley, Türkan Rado, Pakize Tarzi ve Berat Zeki Üngör…

 

Bu kadınlar kendilerinden sonra gelen nesillerin okuyabilmesini istemişler. Okusunlar ki, karar mekanizmalarında yer alabilsinler diye düşünmüşler. Bu kadınlar, okuyan kadının ülke ve aile ekonomisine, en başta kendi ekonomisine, nihayetinde dünyaya katkı yapabileceğini görmüşler.

 

Kızlar okusun diye mücadele eden bu dernek kendini yeterince duyuramıyor. Anadolu’nun dört bir yanından gelen ve üniversite sınavında ilk 5000’e giren, devlet okulunda okuyan genç kızlar bunlar. Nasıl mücadeleci ve aydınlık ruhlar! Tıpta, mühendislikte, hukukta, işletmede; malzeme, elektrik, elektronik, inşaat mühendisliklerinde, uluslararası ilişkilerde okuyorlar. Tırnaklarıyla kazıyor, mücadele ediyorlar. Çoğu yoksul, büyük bir bölümünde yoksunluk diz boyu; anneden babadan yoksunluk! Cepleri delik ama çelik! Bir güzel okuyorlar ki görmeyin. Dernek takipçi. Yoksunluk çektikleri her konuda, derslerinde, stajda, işe girmede… anne baba yerine geçiyor, mentor oluyor, dost oluyorlar. Dernek sayesinde siz de onların değerlisi olabilirsiniz.  Kızların arasında “benim kızlarım” da var. Başarınca, hemen haber veriyorlar! Bir güzel gülüyor, bir güzel aydınlatıyorlar ki sormayın, insanın içi ışıkla doluyor. Yakınanı görmedim, şikayetçi değiller, istekleri gelecekte yer almak.

 

Programlarının adı Dostluk Köprüsü. İstanbul şubesi topu topu 226 kız öğrenciye burs veriyor. Küçücük katkılarla büyük yıldızlar yaratmalıyız. Ben size bildiğim bir örnekten söz ettim. Onun gibi niceleri var. Destek olalım ki, o yıldızlar sonra çevrelerini, aydınlatsınlar. Aydınlık yarın için aydınlık kızlar yetiştirelim.

 

Ama bakın önemli bir detay var; para verdim gönlüm rahat, bir kız okuttum cennette yerim garanti. Yok böyle dünya. Bu kızlara zaman ayırmak gerekiyor, ister sosyal ilişki ister staj veya iş gibi. Çünkü büyük şehirde seçkin üniversitelerde ayakta kalabilmek kolay değil! www.tukdistanbul.org

 

 

 2

Bir de küresel örnek: Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Empower Women! Meral Güzel! Güzel, platformun Bölge Koordinatörü (Avrupa, Orta Asya) kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi için çalışıyor. Dünya Bankası ve özel sektör deneyimleri üzerinden Latin Amerika’dan Afrika’ya dünyanın neredeyse her yerinde çalışma yapmış olan Meral Güzel’in deneyimlerinden faydalanmak istedim…  BM Empower Women, 2011’de, Kadınların Ekonomik Güçlenmesi konulu uluslararası BM konferansı Ottawa’da geliştirilme kararı verilen bir platform. Platform kısa zamanda özel sektör, sivil toplum, akademi, hükümetler ve uluslararası kuruluşlardan kadınları ve erkekleri bir araya getirdi. Empower Women, uluslararası organizasyonlardan, devlet yönetiminden, sivil toplumdan ve özel sektörden birçok insanla dünyanın her yerindeki kadınları, öğrenme, paylaşma, büyüme ve liderlik etme fırsatlarını sağlamak için bir araya getiriyor. Siz de siteye girip üye olun, çevrenizi davet edin…

 

Meral Güzel’e kaç kadına ulaşabildiklerini ve başarı kriterlerini merak ettiğimi söyledim. 190 ülkede 14 bine’e yakınmış… “Nihai amacımız kadınları güçlendirmek. Şunu da eklemek istiyorum, “empowerment” kelimesini biz güçlendirmek olarak çeviriyoruz. Bu ne yapmak istediğimizi tam olarak açıklamıyor. Empowerment, kadının kendi hayatı ve geleceği ile ilgili kararları alması, gerçekleştirebilmek için gerekli bilgi ve donanıma-araçlara sahip olması ve yaptığı ekonomik aktivitenin sonunda kazancını da kendi isteği doğrultusunda kullanması demek.”

 

Çalışan her kadın güçlenmiş (empowered) anlamına gelmiyor anlaşılan! Genel müdür, yönetim kurulu üyesi hikaye…  Meral Güzel şöyle açıkladı; “Dünyanın her yerinde, tüm gün bulabildiği her işte çalışıp, kazandığını babasına, eşine teslim etmiş kadınlar var. Hayatlarına ve yapabileceklerine dair hayal bile kuramıyorlar. İçinde gücü hisseden kadın, dağları yerinden kaldırabileceğini fark ediyor. Bizim başarımız platform sayesinde kadınlara, bu donanımı eğitim programları ve güçlenmiş kadın hikayeleri ile sunmak.”

 

Elinizde sihirli değnek olsa, kadınlar için ne yapar, onlara ne söylerdiniz? diye sorsam saçma olur mu diye düşünürken, hopp diye cevap verdi; “Gücünün farkına var, ne istersen ne zaman istersen yapabilirsin, kendine inan” derdim. Ahhh bir inansalar… Bir de derdim ki onlara, kendin olmakta sorun yok, hem iyi anne, iyi eş, iyi arkadaş ve iyi her tür sıfat olacak gücün var, inan” derdim…

 

Paylaş