Vasatla Nasıl Mücadele Edilir?

Küresel yönetim düşünürleri sıralaması Thinkers50, 2023 Başarı Ödülleri açıklandı. Türkiye’de sınırlı bir çevrenin takibinde olduğunu düşündüğüm çok kıymetli bir bilim insanı Prof. Dr. Zeynep Ton, “Thinkers50” ödülünü aldı. Bu müthiş bir gelişme, büyük başarı.

Zeynep Ton, MIT Sloan School of Management’ta işletme üzerine önemli katkılara sahip akademisyen ve yazar. Ton, özellikle iş gücü yönetimi, perakende sektörü ve iş dünyasında insan odaklı yaklaşımlar konusunda uzman. İş yerinde verimlilik ve çalışan memnuniyeti arasındaki ilişkiyi inceleyen “Good Jobs Strategy” (İyi İşler Stratejisi) adlı bir kitabın yazarı.

Ödül Kime Veriliyor?

Thinkers50 ödülü, dünyadaki en etkili iş dünyası düşünürlerini tanımak, fikirlerini kitlelere yaymak amacıyla veriliyor. Zeynep Ton’un bu ödülü alması, tarihin “vahşetle” sınandığı bir diliminde özelikle önemli. Barışın hakim olduğu coğrafyalarda, işgücünde yaşanan vasatizm insanı çıldırtıyor. Bırakın inovasyonu, elinizi attığınız hiçbir alanda üretim, hizmet vesair… karşınıza nitelikli biri çıkmıyor. Savaşın tarumar ettiği coğrafyalar zaten acıklı; zor yetişen başarılı bireylerin ya seferberlikle savaşa alınması ya da ülkelerinden göç etmesine sebep olan koşullar kısa vadeli çıkarlara hizmet ediyor. İş gücü anlamında, meydan vasat ve vasat altına kalıyor.

Bu tarih aralığında umarım dünya hem bir Türk’ü hem de onun verimlilik odaklı barışçıl çalışmalarını duyar, okur, anlar, uygular.

“İyi İş” Stratejisi

Zeynep Ton’un “The Good Jobs Strategy” başlıklı kitabına dair kısa bir bilgi sunmak isterim, işletmelerin çalışanlarına iyi işler sunarak hem çalışan memnuniyetini hem de işletme performansını nasıl artırabileceklerini anlatıyor. Kitap, düşük maliyetli perakende sektöründe çalışan ve yüksek düzeyde müşteri hizmeti sunan şirketlerin örneklerini inceleyerek, işgücüne yapılan yatırımın şirketler için rekabet avantajı sağlayabileceğine dair somut kanıtlar sunuyor.

Ton, çalışmasında okurken kolay, uygularken zor konuları çalışmış. Zor olması, kararlılık gerektiren ve maalesef Türk iş dünyasının unuttuğu değerlerden çalışan memnuniyetini artırmanın yanı sıra müşteri memnuniyetini de yükselterek işletmelerin daha karlı olabileceğini anlatmasından. Ton, kanıtlarını sunuyor, olabileceğini iddia ediyor.

Ton’un neden ülkemizde popüler olamadığını anlayabiliyorum. Çünkü çalışmalarında, işçilere düşük ücret ve kötü çalışma koşulları sunan geleneksel iş modellerine meydan okuyor. “İyi işler” stratejisi sadece etik ve sürdürülebilir bir yaklaşım değil, aynı zamanda işletmelerin uzun vadede başarılı olmalarının anahtarı. Ton, daha iyi işler yaratarak hem şirketlerin hem de çalışanların kazanabileceği bir ekonomi vizyonu sunuyor. İşgücüne yatırım yapmanın ve çalışanları değerli hissettirmenin, ahlaki –  finansal açıdan şirketlere fayda sağlayabileceğini gösteren gerçek dünya örnekleri veriyor. Çalışmaya niyetiniz olmazsa, aslolan kolay para kazanmaksa, Ton’un söyledikleri prim yapar mı, yapmaz…

Akıllı Şirket Formülü

Şöyle çevrenize bakıp bir kahkaha patlatacağınızı bilsem de tanımlamadan geçemem: Maliyetleri düşürmek karlarını artırmak isteyen firmalar kendilerini, çalışanlara iyi iş, müşterilere mükemmel hizmet ve yatırımcılara üstün getiri sunmaya adamalı. Ton’un, 15 yıllık araştırmasının somut bulgusu bu! Formül de bu kadar. Çalışana yatırım, çalışanın üretkenliğini, kuruma katkısını ve çalışma motivasyonunu artırıyor.

Yöneticiler de kötü kişiler değil, tabii ki, iyi koşul sağlamak isterler… sorun, karlılığa zarar vermeden yüksek ücret ve motive edici bir iş sunabileceklerini düşünmüyorlar. Göremedikleri, kısmen düşük ücret nedeniyle yüksek çalışan devrinden kaynaklanan bir dizi hizmet ve operasyonel sorun yaşanıyor. Operasyona ilişkin çok kısa bir özet yazının sonunda yer alıyor.

İnsana Yatırım Yapın

Bu paragrafa katkı yapmadan Ton’un görüşleriyle başlayıp bitireceğim;

“Kısır döngü içinde faaliyet gösteren şirketlerdeki zihinsel model öncelikle finansal, bu nedenle kaçınılmaz olarak çalışanları en aza indirilmesi gereken bir maliyet olarak görüyor. Ücretler, iş gücü üretimin diğer girdilerinden biriymiş gibi, bölgedeki piyasa fiyatlarına göre belirlenir. Yüksek çalışan devir hızı, ekipman bakımı gibi katlanılması gereken bir şey olarak görülüyor.

Buna karşılık, iyi bir iş sistemine sahip şirketlerdeki zihinsel model müşteri merkezli. Farklılaşmayı, büyümeyi ve karlılığı sağlayanların müşterilerle yüz yüze olan ön saflardaki çalışanlar olduğunu kabul ediyor. Müşteri odaklı olduğunuzda, yüksek çalışan devir hızı tahammül edemeyeceğiniz bir maliyettir. Şirketler doğru insanları çekmek, onları eğitmek, elde tutmak ve beklentileri yüksek tutmak için gereken yatırımı yapmalı. Bu yatırım, daha yüksek ücret, daha istikrarlı programlar, içeriden terfi ve güçlü işe alma, eğitim ve performans yönetimini içeriyor.”

Madalyonun Diğer Yüzü

Diğer yüz ister ülkeler arası ister aynı coğrafyada toplumlar arası hatta aynı ülkede gruplar arası olsun, savaş ve çatışmanın işgücüne etkisi. Dünyanın bugün yaşadıkları! İşgücü sıkıntısı ve ekonomik zorluklar, uzun vadeli ekonomik kalkınmayı ve toplumsal refahı engelliyor. İstihdam kalitesinin düşmesi, yatırımların azalması ve insan sermayesinin göçü gibi sorunlar, bu bölgelerin ekonomik ve sosyal yapısını sarsıyor. Küresel bağlamda bakıldığında, çatışma alanlarında yaşanan istihdam ve ekonomik sorunlar, savaşın ötesinde geniş bir etki alanına sahip. Bir ülkenin nitelikli işgücünün göç etmesi, küresel inovasyon ve üretim ağlarını etkiliyor. Aynı zamanda, silahlanma ve savunma harcamalarının artışı, diğer önemli kamu hizmetlerine yapılan yatırımları azaltıyor. Eğitim, sağlık ve altyapı zayıflatıyor. OECD ülkelerine uluslararası göç akışları rekor seviyede.

Ülke Ülke Aynı Film

Rus ordusu ve silah fabrikaları çok sayıda işçiyi bünyelerine katıyor, sivil sektörleri sancı içinde. İşgücü sıkıntısı yüksek, ekonominin geneli istikrarsız. Kremlin pembe tablo çiziyor, kimseyi inandıramıyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin, konuşmalarında Rusya’nın artan gayri safi yurtiçi hasılasına işaret ediyor. Dinleyenlerin rakamların savunma harcamalarındaki büyük artışa bağlı olduğunu görmemesi ne mümkün. Savunma her coğrafyada yapısal sorunları örtüyor. Ama biliyoruz ki geçici. Rusya, sanayileşmiş ekonomiler arasında dar iş gücü piyasasına sahip tek ülke değil. Üstelik nüfusu yaşlanıp küçülüyor. Seferberlik emriyle savaşa çoğu eğitimli genç erkeklerden oluşan yüz binlerce kişiyi aldı, bir o kadar yurt dışına kaçtı. Bilişim ve yüksek vasıflı iş gücü gerektiren sektörler olumsuz etkilendi. Sivil endüstriler işçi bulmakta zorlanıyor. Devlet mali kaynaklarını savunma sektörüne aktarıyor. Savunma sektöründe çalışanlar askerlik hizmetinden muaf olabiliyor. Rusya’da işsizlik oranı son 30 yılın en düşük seviyesi yüzde 3!…

İsrail, sürekli çatışma altında yaşayan bir başka örnek. Ekonomisi yıllar içinde sürdürülebilir şiddet ve güvenlik istikrarsızlığına direnç geliştirmiş olsa da Gazze savaşı, ekonominin ayarlarını bozdu. “Girişimci ülke” tanımıyla anılan İsrail, kaliteli işgücünü birkaç hafta içinde buharlaştırdı. İsrail’in teknoloji sektörü, ülkenin ekonomik çıktısının yaklaşık beşte birini oluşturuyor. Yıllarca süren karışıklıklara rağmen ayakta kalmayı başarmış olsa da İsrail, yabancı yatırımcılar için güven kazanmış bir teknoloji merkezi olarak görülübilir mi? 2023 yılında İsrail girişim ekosistemi 5 milyar dolar yarattı, 2022’de 16 milyar dolar, 2021’de ise 26 milyar dolardı. Çatışma sürecinde, teknoloji firmaları ofislerini askerler için malzeme toplama yeri olarak kullanıyor. 300 bin rezervistin çoğu teknoloji sektörü çalışanı.

Ukrayna da, ciddi iş gücü sorunları yaşıyor. Savaş, askere alımlar ve göç genç, nitelikli işgücünün azalmasına neden oldu. Bunun sonucunda, özellikle teknoloji, üretim ve tarım sektörleri büyük darbe aldı. Savaşın doğrudan etkilediği bölgelerde ekonomik aktivite durma noktasında, altyapı hasarlı.

Türk Ekonomisi

Türk ekonomisi, kaliteli iş gücü ve katma değerli fikir emeğinin yarattığı inovasyon ve dinamizmin ekonomik büyümenin anahtarı olduğunu bilen bir ülke. Kuşkum yok bundan. Buna karşın vasat cenneti olması, kısa vadeli fırsat zihniyeti!  Merkez Bankası Başkanı ve ekibinin eğitim ve deneyim kalitesi yetmez. Eğitim sistemi ile piyasa ihtiyaçları uyumsuz, yaratıcı endüstriler ve teknoloji sektörü gibi yüksek katma değerli alanlarda kalifiye eleman sıkıntısı var, ülkenin inovasyon kapasitesi ve ekonomik dönüşümü sınırlı, mesleki eğitim önemsiz. Barıştaki Türkiye’de durum bu. Son not; yaşlanan nüfus ve azalan genç işçi sayısı, bizi ve küresel ekonomiyi etkileyen kilit faktörlerden biri.

Ton’un Eğitimi – Deneyimi

Türkiye’de doğup büyümüş Ton, ABD’ye Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden aldığı voleybol bursuyla gitmiş. Endüstri ve üretim mühendisliği alanında lisans eğitimi almış. Harvard Business School’da işletme yüksek lisansını tamamlamış.

Çok kıymetli yayınları var;

Harvard Business Review’dan takip edebileceğiniz “İyi İşler İçin Dava” 20 Aralık 2017 – “Neden ‘İyi İşler’ Perakendeciler İçin İyidir?” Ocak 2012 – Ortak çalışma “Gıda Sektörü Hizmeti Artırmak için Çapraz Eğitimi Nasıl Kullanıyor?” 22 Eylül 2023 – “Daha Az Yapmak Daha Fazlasını Getirdiğinde.” MIT Sloan Management Review, Temmuz 2023 –  “İyi İşler İyi İşlerdir” Time, 8 Haziran 2023.

The Case for Good Jobs: How Great Companies Bring Dignity, Pay, and Meaning to Everyone’s Work, Harvard Business Review Press, 2023. Bu son kitap PepsiCo’nun eski başkanı ve CEO’su Indra Nooyi tarafından “yöneticiler ve yönetim kurulları için temel iş okuması” olarak tanımlandı.

Yetenek, Coğrafya Tanımıyor

Türk okurlarına tanıtılmayı hak eden bir başka Türk-Amerikan bilim insanı Sinan Aral’ın da Thinkers50 ödülünü yakın geçmişte aldığını söylemeden geçemem. Sinan Aral da bir MIT profesörü. Dijital ekonomi ve veri bilimi uzmanı. Thinkers50 2021 Digital Thinking Ödülü’nün sahibi. Bu ödül, dijital dünyanın yararlı insan içgörüsüne dönüştürmede en çok katkıda bulunan düşünüre veriliyor. Thinkers50, Sinan Aral’ı, yeni teknoloji gerçekliğinin rehberi olarak tanımlamış. Sinan Aral, MIT’de David Austin Yönetim, Bilgi Teknolojileri, Pazarlama ve Veri Bilimi Profesörü. MIT Initiative on the Digital Economy (IDE) Direktörü ve Manifest Capital’in kurucu ortağı. Halen Alan Turing Enstitüsü, Londra’daki İngiliz Ulusal Veri Bilimi Enstitüsü, Bergen, Norveç’teki Sorumlu Medya Teknolojisi ve İnovasyon Merkezi ve Brezilya’nın ilk tamamen dijital bankalarından biri olan C6 Bank’ın Danışma Kurullarında.  2018 yılında Science dergisinin kapağında yer alan “İnternette Yanlış Haberlerin Yayılması” üzerine makalesi yeri göğü sarstı.  Sosyal medyanın seçimlerimizi, ekonomilerimizi ve hayatlarımızı nasıl altüst ettiğini anlatan “The Hype Machine” (2021) kitabının yazarı.

“The Case For Good Jobs” Özeti

Dijital platformda yazı yazmanın konforunu kullanmama izin verin lütfen. Meraklılarına “The Case for Good Jobs” kitabından (How Great Companies Bring Dignity, Pay, and Meaning to Everyone’s Work” (Büyük Şirketler Herkesin İşine Nasıl Saygınlık, Ücret ve Anlam Kazandırır?) sorusuna Ton’un sunduğu dört operasyonel seçeneği özet olarak bırakıyorum:

  1. Odaklanıp basitleştirin

Bir kısır döngü içinde çalışan şirketlerdeki zihinsel model, genel merkez fonksiyonlarının kendi metriklerini iyileştirmek için kararlar alması ve ön saflardaki çalışanları bu kararların sonuçlarıyla nasıl başa çıkacaklarını bulmaya bırakmasıdır. Genel merkezdeki silolar sürekli olarak ürün, hizmet, proje, araç ve pilot uygulamalar ekler. Genellikle koordine edilmeyen bu faaliyetler ön saflarda artan ve dengesiz bir iş yükü yaratır. Teslimatlarda, pilot uygulamalarda ve şirket ziyaretlerinde yapılan son dakika değişiklikleri iş yükünü öngörülemez hale getirir.

Bu arada, iyi bir iş sistemine sahip şirketlerde, kararlar her zaman müşterileri kısa vadeli finansal performansın önüne koyar. Ancak bu şirketler aynı zamanda müşteri odaklılığın tüm insanlar için her şey olmak anlamına gelmediğinin de farkındadır. Müşterilerine hangi değeri sundukları ve nelerden vazgeçtikleri konusunda netliklerini korurlar. Bu şirketlerdeki zihinsel model, en önemli işin müşterilerin şirketle buluştuğu ön hatlarda yapıldığıdır. Bu nedenle, herkes akışı basitleştirmek için çalışmalı ve ön saflarda çalışanların müşteriye iyi hizmet verebilmesini sağlamak için çalışmalıdır. Sadeleştirme, sadece müşteriye değer katan işleri yapma disiplinini sürdürmeyi, savurgan ve düşük katma değerli faaliyetleri ortadan kaldırmayı ve iş yükünü daha akıcı ve öngörülebilir hale getirmeyi içerir.

  1. Standartlaştırıp güçlendirin

Kısır döngü içinde çalışan şirketlerdeki zihinsel model komuta ve kontroldür. Merkez düşünür, ön saflarda çalışanlar yapar. Her şey için bir kural vardır. Bilgi yukarıdan aşağıya doğru tek yönlü akar – ön hatlardan merkeze bilgi akışı için bir yapı oluşturmaya gerek yoktur.

İyi bir iş sistemine sahip şirketlerdeki zihinsel model, müşteriye iyi hizmet vermek ve aşağıdan yukarıya sürekli iyileştirmeyi sürdürmek için ön saflardaki yetenek, bilgi ve zamandan yararlanmaktır. Bu şirketler, verimliliği ve tutarlılığı artırmak ve çalışanların zihinsel aşırı yükünü azaltmak için rutin süreçleri – ön saflardan gelen girdilerle – standartlaştırır, ardından çalışanları iyileştirmeye katılmaları ve müşteri memnuniyetini artıracak kararlar almaları için yetkilendirir. Bu şirketler ayrıca çalışanların fikirlerini dinlemek için yapılar oluşturur.

  1. Çapraz eğitim

Kısır döngü içinde çalışan şirketler maliyetleri düşürmek için ya çalışanlarına dar kapsamlı işler yaptırır ya da onlardan eğitimli olduklarından veya yapabileceklerinden daha fazlasını yapmalarını ister.

İyi bir iş sistemine sahip şirketlerin zihinsel modeli, çalışanlarının verimliliğini en üst düzeye çıkarmak ve sahiplenmeyi teşvik etmektir. Bu amaçla, müşteri trafiğindeki değişikliklere verimli bir şekilde uyum sağlayabilmeleri için çalışanları hem müşteriye yönelik hem de müşteriye yönelik olmayan görevleri yapmaları için çapraz eğitime tabi tutarlar. Çapraz eğitim, sahiplenmeyi sağlayacak ve uzmanlaşmaya izin verecek şekilde yapılır.

  1. Gevşetip çalışın

Çalışanlar en aza indirilmesi gereken bir maliyet olarak görüldüğünde, çalışma ortamını mümkün olduğunca az kişiyle doldurma eğilimi ortaya çıkar. Maliyetleri düşük tutmak uğruna hatalara, tükenmişliğe ve kötü müşteri hizmetlerine göz yumulur.

İyi bir iş sistemine sahip şirketler müşterilere öncelik verir ve çalışanlarını müşteri değerinin ve sürekli gelişimin itici gücü olarak görür. Çalışanların işlerini aceleye getirmeden yapabilmeleri ve en yoğun dönemlerde bile müşteri taleplerine yanıt verebilmeleri için işletmelerinde beklenen iş yükünden daha fazla çalışma saati istihdam ederler. Boşlukla çalışmak aynı zamanda çalışanların ekiplerini hayal kırıklığına uğratmadan izin alabilmelerini ve yöneticilerin çalışanları geliştirmek ve güçlü bir yetenek hattı oluşturmak için zamana sahip olmalarını sağlar.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir