Seçim yapmayı seviyorum

Bugün seçim günü. “Dünyanın en güzel şeyi nedir?” diye sorsalar, vatandaş olmak diyebilirim. Seçebilme hak ve özgürlüğünü kullanmak, iradeni ortaya koymak çok ama çok güzel. Bu, özgür olmak demek…

Kimi seçeceğini bilemeyenlere, “benim oyumla bir şey olmaz” deyip sandığa gitmemeye kılıf uyduranlara sempati duyamıyorum. Siyasi liderlerin seviyesiz, bilgisiz, ego yoğun, sorumsuz üslupları bana da, “Hiçbirini seçme” diyor ama, birini seçeceğim. Seçimimi nohuta, pirince, altına göre yapmayacağım gibi, olmayacak vaadlere göre de yapmayacağım… Örneğin yeşil kartın kaldırılabileceğine, mazotun 1 ytl’ye ineceğine, IMF’ye rest çekilebileceğine, ÖSS’nin kalkacağına inanmıyorum. Ben tercihimi yaptım; insana yatırım yapana ben de yatırım yapacağım.

21 çeyrektir kesintisiz ekonomik büyümesini sürdüren Türkiye’de insani gelişim yaşanmıyor. Taşa toprağa, dövize borsaya yatırım yapanlar insana yatırım yapmıyor… 2007 yılı ilk çeyreğinde kişi başı GSMH 5 bin 561 Dolar oldu. Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Rekabet Endeksi (GCI) sıralamalarında 12 sıra yükselerek 59’uncu oldu  Ekonomi güldü, işdünyası memnun. Ya insanım?..

Diğer Türkiye’de durum farklı. 2005 Dünya Kalkınma Endeksi’nde 94. sıradayız. Orta karar insani kalkınma grubunun “orta”larındayız. Romanya dışında hiçbir OECD ve AB üyesi ülke burada yok. Türkiye’de her beş kadından birinin okuma yazması yok. Her 10 kızdan birisi zorunlu ilköğretime katılamıyor. Bu oran ortaöğretimde 10’da 3. Cinsiyet eşitsizliği Türkiye’yi Ekvator Ginesi ile aynı sınıfa sokuyor.

Küresel Eğitim Raporu’nda, Türkiye, 2015 yılında yetişkin okuma-yazma bilmezliği sorununu çözememiş olma riski taşıyan 20, cinsiyet eşitliğini sağlayamamış olma riski taşıyan 24 ülke arasında yer alıyor. Türkiye matematik, okuma, fen ve soru çözme becerilerinde AB ülkeleri arasında sonuncu, OECD ülkeleri arasında da ancak Meksika’dan daha iyi.

BM Kalkınma Programı 2006 İnsani Gelişme Endeksi’ne göre Türkiye 177 ülke arasında 92’nci sırada yer alıyor. Çek Cumhuriyeti 30’uncu ve Macaristan 35’inci sırada, aday ülkelerden Bulgaristan ve Romanya da 54’üncü ve 60’ıncı sıradalar…

Peki Türkiye hep mi kötü? 2005’e göre 2006 İnsani Gelişme İndeksi’nde 2 sıra yükseldik. Bunu en çok kişi başına düşen GSYİH’nin satın alma paritesine göre 7.753 Dolar’a çıkması etkiledi. Fakat bir başka açıdan bakınca bu rakamlara sevinmek çok da mümkün olmuyor. GSYİH’si satın alma paritesine göre 4.390 Dolar olan Sri Lanka, İnsani Gelişme Endeksi sıralamasında Türkiye’den hemen sonra 93. sırada geliyor. Arnavutluk ve Bosna gibi daha yoksul ülkeler de Türkiye’den daha iyi performans gösteriyor.

2006 İnsani Gelişmişlik Raporu, gelişmekte olan 102 ülke için, yoksunluğu ve sosyal dışlanmışlığı ölçen İnsani Yoksulluk Endeksi’ne de yer veriyor. Türkiye 21. sırada yer alıyor. Yani, yaklaşık 7 milyon insan temel ihtiyaçlardan yoksun. Nüfusun yüzde 3.4’ü günlük 1 Dolar gelir sınırının, yüzde 18.7’si günlük 2 Dolar gelir sınırının altında. Nüfusun yüzde 27’si Türkiye için belirlenen ulusal yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Kadın ve erkeklerin aktif olarak ekonomik ve politik hayata katılma ile kendi ekonomik kaynakları üzerinde kontrol sahibi olma kapasitelerini ölçen Cinsiyet Güçlendirme Ölçümü’nde Türkiye 75 ülke arasında 72’nci. Bizi, Mısır, Suudi Arabistan ve Yemen takip ediyor.

İşte 2007 model Türkiye. Özelleştirmeler artmış, satınalma ve şirket evlilikleri hızlanmış, bir kısım vatandaşın cebine daha çok para girmiş… Ama… Okuma yazma oranları yerinde saymış, kadınını yok bilmiş, vatandaşa medeni sağlık hizmeti götürememiş… Kağıt üzerinde A-B sosyo ekonomik gelişme var. Benim o A-B grubuna itirazım var. Cebine parayı koyduğun adamı o listeye alırsan bu iş olmuyor. Cebine para, aklına bilgi, gönlüne sevgi koymak gerek. İşte bunu yaptığında zengin oluyorsun. Bu rakamları iyi özümseyelim, Oyumuzu gerçeklere ve geleceğe verelim.

Paylaş