Mutsuz ve pişmanız

Yaptığımız işi sevmiyoruz. Keşkelerle yaşıyor, acaba mı diye soruyoruz. Yönetim danışmanlık firması Kelly Services 33 ülkede küresel işgücü araştırmasını açıkladı. Türkiye’de çalışanların çoğunluğu eğitim ve kariyer seçiminde hata yaptığını düşünüyor.

Araştırma aralarında 2 bin Türkün de bulunduğu beyaz yakalı 115.000 çalışanla görüşme yapılarak gerçekleşmiş.

Türklerin yarısından fazlası eğer şans verilseydi, okulu bitirdikten sonra tamamen farklı bir konuda daha eğitim alacaklarını söylemiş. Yüzde 84 pişman; “eğitimime devam etmiş olmayı dilerdim” diyor; yüzde 58 tamamen başka bir branşta okumuş olmayı tercih ediyor; yüzde 40 kesinlikle yanlış kariyer seçtiğini itiraf ediyor; yüzde 63 okulun kendisini iş yaşamına hazırlamadığını söylüyor.

Okul eğitimine güvende 33 ülke arasında Hindistan birinci, Türk eğitim sistemi ise sondan dördüncü.

CnnTürk’te iki sezon boyunca “İş Görüşmesi” adlı programı yayına hazırlayıp sundum. Toplam 47 programda 139 aday iş teklifi alabilmek için yarıştı. Programda ağırlıklı satış ve pazarlama pozisyonlarına eleman aradık. Uzmanlaşmanın olmadığını gördük. Sayıları az da olsa stratejist, uçak mühendisi, ürün uzmanı, teşkilatlandırmacı, network ve sistem uzmanı, tekstil mühendisliği gibi pozisyonlarda aday arayıp yerleştirdik. Deneyim ve aranan kriterler biraz yukarılara çıkınca aday sıkıntısı yaşandı.

Pozisyon ile başvuran adayın mezun olduğu alanlar arasında uçurum olduğunu gözlemledik. Gençlerde mezun olur olmaz hemen işe girme eğilimi olduğunu gördük: Satış pozisyonuna başvuran sosyal antropologlar; müşteri hizmetleri pozisyonuna başvuran mühendisler oldu. Mağaza satış pozisyonlarına iktisat, işletme ve ekonometri mezunlarından başvurular aldık.

Siyaset biliminden mezun ABD’de MBA yaptıktan sonra yönetici asistanlığına aday olan gençlerle tanıştık. Biyoloji okuyup matematikte çift anadal yaptığı halde satış/pazarlama pozisyonuna başvuran adaylarımız da oldu. Katılanların arasında girdikleri üniversite bölümünü 1-2 yıl içinde bırakıp sınava tekrar giren adayların sayısı azımsanamayacak kadar çoktu.

CnnTürk’teki İş Görüşmesi programı yaz tatilinde. Şimdi tercih zamanı. Bu yüzden aynı kanalda iki eğitim programı çalışması daha yapmaktayım. Eğitim ve kariyer ile Eğitim Penceresi. Özetle üniversiteler ve orta eğitim kurumlarına, tercihlerini yapmakta olan gençlere kendilerini anlatma fırsatı yaratıyoruz. Programda daha ileri gidip, meslek tanıtımı ve okunacak bölümlerin içeriklerini aktarmaya, zaman kaldıkça eğitim ve kariyerle ilgili bilgi vermeye çabalıyoruz. Amaç kariyer ve bölüm tercihlerini, eğilimlerine göre yapmaları için öğrencileri cesaretlendirmek, aldıkları puanlara göre loto toto oynamalarına engel olmak.

Çocuklar yine de kararsız. Nasıl olmasın? Bu yıl yapılan sınavlar tek kelimeyle fiyasko. OKS için yıl boyu yaşamdan elini eteğini çekerek sınava hazırlanan çocuklar, ne kadar iyi yaparlarsa yapsınlar onlarca birinciden, yüzlerce ikinciden biri oldular. Sınav obezleri küskün veliler şaşkın. Üniversitedeki manzara farksız. Çocuklarının elinden tutup üniversite üniversite not pazarlığı yapan anne ve babalar başlık parasının farklı türünü yarattılar. Satılık çocukları var. Gelelim devlete

. Bir ülkenin en önemli sermayesi ne olabilir? Unutmuş olmalısınız, insanı! Endişesini paylaşan bir icraatçı var mı? Önerisini paylaşan, çözümünü aktaran bürokrat! Hayır, bir yılı daha geride bırakırken, siyasiler nasılsa bizim çocuk ABD’de, ben koltuğu kurtarayım diyor. Özetle soruyorum: Nasıl oluyor da ihtiyaçlar bu kadar hızla artarken iş artmıyor? Neden insanlar en fazla 20-25 tane meslek sayabiliyor.

Yabancı sermayeden gelecek dolara hedef konabiliyor da neden üniversite ve orta eğitimdeki gençler için somut hedef belirleyemiyoruz? Neden ezbere dayanan eğitimden vazgeçemiyoruz? Neden işsiz oranımız bir türlü düşmüyor, neden yeni iş yaratamıyoruz? Neden merak etmeyi, soru sormayı, heyecanlanmayı, hayal kurmayı teşvik etmiyoruz? Neden korkuyoruz?

Paylaş