Kızlar Erkeklere Ne Soruyor?

Kızlar erkeklere soruyor! Bu çok popüler bir sitenin ismi. Kızlar erkeklere ne sorar canım diyebilirsiniz ki, haklısınız. Şaka değil. Ben de kendi kendime sordum. Girişimci Tolga Tanrıseven kurmuş. Site, tuhaf, enteresan, komik bir sürü hoş şeyi barındırıyor. Ama kızlar soruyor buzdağının üstünde kalan kısım, gerçek hikaye sonra başlamış. Sitenin iki etap başarısı da bundan kaynaklanıyor. Tanrıseven, ABD’de yaşadığı dönemde barda arkadaşlarıyla sosyalleşirken, “gelin bunu deneyimleyelim” diyorlar. Aynen böyle başlıyor. Şakayla! Her biri 10 kıza bir erkeğe ne sorabilirsin, “hadi sor” deyip gelen yanıtların basit algoritmasını dökmüş. Sonra da iş modeli çıkarmış. Çocuklar mühendis ve Türk! Başka ne bekleyebilirsiniz ki?

Bence çok değişik bir şey. Biraz geç keşfettim ama reaksiyonum hızlı oldu. Davet ettim Tolga Tanrıseven’i ilginç girişimini anlattı.

 

Buzdağının üstündeki kısım şöyle; kız erkek ilişkilerinde ilk adım önemli, soru sormak yanıt almak, doğru soruyu sormak ve dolayısıyla başka soru sorma hakkını elde etmek. Zincir başlayınca gidiyor. Bingo! Arkadaşlık başlıyor.

Ama kızlar bu!… Durmuyor, soruyor da soruyor. Erkek arkadaş bahane, giyim kuşam, yeme içme, hediye ve aklınıza ne gelirse… Birden farklı bir sosyalleşme ortamı doğuyor.

Her gün binlerce soru, her gün binlerce yanıt! Tanrıseven büyük ama çok çok büyük bir datanın üzerinde oturuyor. Kim bu datayı kullanacak… en büyük müşteri markalar.

 

Olay mahcupların buluşmasını kolaylaştırmak faydası üzerine mi başladı?

Evet.

 

O zaman siz ABD’de çalışıyordunuz, değil mi? Herhalde akıllı uslu bir işiniz vardı.

Evet. Güzel bir işim vardı. Bir Amerikan şirketinde mühendislik ekibinin başındaydım.

 

Eğitiminiz nedir?

Çukurova Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği okudum. Master için Amerika’ya gittim. Hatta ikinci master programına da başladım ama beğendiğim bir iş karşıma çıktığı için bıraktım. İşim gayet güzel gidiyordu, böyle bir karar verdim.

 

Kızlarsoruyor.com’u kurmak için nasıl karar verir insan?

Ben işimden çok mutluydum, çok güzel bir işim vardı. Kariyeri olan bir işti.  Fakat girişimcilikte bir virüs var, o virüsü aldıktan sonra ondan kaçamıyorsunuz. Bir şey sizi devamlı dürtüyor.

 

Pek çok yönden anlaşılır gibideğil… ABD’deki oluşumun ismi “kızlarerkekleresoruyor” (GirlsAskGuys) değil mi?  

Evet. Türkiye’de Kızlar Soruyor. İsimler yanıltmasın, sadece kızlar soruyor, sadece erkekler soruyor gibi bir şey değil. Her iki taraf da soruyor.

 

Mahcup tarafların sorularından bambaşka boyuta bürünmüş?…

Her türlü konunun sorulduğu bir platform. İçeride soruların yüzde 65’i kızlardan geliyor. Erkekler pek soru sormayı sevmiyor.

 

Kim cevaplıyor?

Yine daha çok kızlar cevaplıyor.

 

Hayat kadınlar olmadan bence çok yavan.

Çok sessiz olurdu.

 

Günde kaç soru soruluyor?

Günde 6-7 bin soruyu geçiyor.

 

Herhalde bir şeyler tekrar ediyordur ama olsun, ne fark eder değil mi?

Etmesi de lazım. Bizdeki sorular 6 kere 6 kaç yapar tarzı sorular değil. “…Erkek arkadaşım bana bunu dedi… ya da hangi ürünü almalıyım…” gibi sorular.

 

Sizi çok etkileyen soru ne oldu?

Çok değişik sorular gelebiliyor. Şu anda aklımda 10-15 tane dönüyor. İnsanların hiç tanımadığı birisinden ne yapacağına dair fikir alıp uygulaması bana ilginç geliyor. “İşe giderken ne giymeliyim?” Hayatta tanımadığım bir insan “ne giymeliyim”in cevabını veriyor ve ben onu uyguluyorum.

 

Karşı taraf “…Elinde ne var?…” diye mi soruyor?

Yok hayır. Güzel soru. Forum değiliz.Sorulan sorulara da bağlı. İlla sorması gerekmiyor. Anketler de yapabiliyorlar. A B C şeklinde resimler koyuyor, hangisini giysem diye sorabiliyor.

 

Peki, giydi gitti, iyi sonuç alamadı. Sonra gelip sizin söyledikleriniz tutmadı diyor mu?

Onu görmedim ama mutlaka oluyor tabii.

 

Anladığım kadarıyla olayın güzelliği, soruyor bitiyor. Uygulayıp uygulamamak inisiyatifinde.

Evet. Onu yapmamasının da sebebi şu, soruyor ama 20 kişi cevaplıyor, bir siyah giy, biri beyaz giy diyor. Sonuçta cevabı veren kişi soruyu soran kişi. O sadece oradan görüş alıyor. Biz eskiden gelenlere “cevap” derdik, artık “görüş” diyoruz.

 

Buradan alınacak çok ders var. Tam iki kez yatırım almışsınız. Tek başınıza mı başladınız?

Eski eşimle başladım. Hiçbir ortak yoktu. Bootstrap denilen altyapıyı kullanarak başladı Girls Ask Guys ve benim part-time devam ettirdiğim bir işti. Daha sonra yatırım geldi, ortaklar geldi.  

 

Hangi yıllarda ne kadarlık yatırım aldınız?

2013’te1 milyon dolar.2015’te 1,1 milyon dolar civarında.

 

Yeni yatırım alma planınız var mı?

Şu an kendimizi çeviren bir hale geldiğimiz için aktif olarak bir yatırım arayışımız yok.En çok gurur duyduğum yönlerinden birisi bu oldu.

 

Kendinize bir iş kurmuşsunuz, kurup ilk fırsatta çıkış yapayım durumunuz yok…  

Her girişimcinin kafasında “exit” denen şey olması lazım. Yok, ben hayatta çıkmam diyene girişimci bile denmeyebilir açıkçası.

 

Google’dan bakınca Kızlar Soruyor Bodrum’dan yönetiliyor. Şirket kurumsal olarak Amerika’da devam ediyor, siz balık tutarken… kızlar soruyor! Böyle mi hayal edelim?

Ondan çok da uzak değil. Dün mesela bir görüşme yaptık. İşe alacağımız kişiyle skype video görüşmesi yaptık. Teknolojimizin başındaki Leandro, Güney Amerika’da, çağrıya o da katıldı. Şu anda Güney Amerika’da yaz mevsimi. Toplantıya sahilde palmiye ağaçları altında katıldı. Yaptığımız, yaratıcılık isteyen bir iş. Geliştirme kısmı olsun, satış olsun, içerik yaratma olsun yaratıcılık isteyen işler. 9-5 buradan bunu al, bunu yap tarzı işler değil. 7/24.

 

Keyif keka, adama bak palmiyenin altında denebilir mi yoksa içi beni dışı seni durumu mu? Bundan, gece-gündüz yok diye anlam da çıkarabilirim.

Evet. Ekibin o şekilde olmasına karşın biz zamana karşı cevap veriyoruz. Herkesin kafasının rahat olması lazım.

 

Kaç kişi çalışıyor?

Şu an 40-45 arası.

 

Çalışma mekanizmasını bana nasıl anlatabilirsiniz? Günde 6-7 bin arasında soru geliyor. Her dileyen oraya soruyu post edebiliyor mu?

Ayda 20 milyona yaklaşıyor. Görüş paylaşmak için bir hesap açmanız gerekiyor. Bu web’ten olabilir ve her isteyen sorusunu sorabiliyor.

 

Kontrol?

Tabii ki.

 

Sansür?

Sansür demeyelim, kontrol diyelim. 3 tipli. Birincisi teknoloji ile. Algoritmalar ile kontrol ediyoruz. İkincisi ekibimiz. Ekibimizde gönüllü moderatörlerimiz var. Onlara ekip diyorum. Yüzün üzerinde gönüllü moderatörümüz devamlı sitedeler ve kuralları çok iyi biliyorlar. Ne olması-ne olmaması lazım kontrol ediyorlar. Üçüncüsü de içerde kurduğumuz çalışan ekibimizde topluluk yöneten bir ekip. Onlar da son kapı olarak gelen raporlamalara baktıklarında kaldırma, ekleme vesaire yapıyorlar.

İki buçuk 3 sene önce çok değişik bir bakış açısına geçtik. Daha önce kötü ne var onu bulalım, kaldıralım havasındaydık. Platformu ona göre yaptık. Şunu gördüm, günde 6-7 bin soru, 200 bine yakın görüş geliyor. Artık kötünün peşinde koşmak yerine iyinin peşinden koşalım. İyiyi öne çıkartalım. Kötü alta düşecek ve gözükmeyecek. Şimdi onu çok iyi yapıyor hale geldik. Kötü bir şey sorulmuyor mu? Mutlaka soruluyor.

 

Bundan sonra ne olacak sorusunu sormak istiyorum. Nereye gidiyorsunuz? Nasıl bir yenilik düşünüyorsunuz?

Türkiye’de bayağı büyüdük. Kızlar Soruyor hızlı büyüdü. Bunu hem topluluk olarak hem markalaşma olarak globalde tekrarlamak. Türkiye’de iş yapan herkesin kafasında bu mutlaka vardır. Bizim gerçi farklı oldu. ABD’de başladık, Türkiye’de yaptık, şimdi bunu tekrar nasıl dışarı çıkartabiliriz. O yüzden biraz daha kolay olacak gibi geliyor. Şu an Hindistan’la görüşüyoruz, çok benzer bir kültür.Böyle bir platform Hindistan’ın ilgisini çekti, görüşüyoruz. Globale çıkarmak bir tarafı… Aynı zamanda yelpazeyi genişletip kızlarla erkekler arası yardımı aşıp insanına göre nasıl yardım edebilirime cevap arıyoruz…

 

Sizin ve benim yardımdan anladığımız farklı. Neye yardım edecekler?

Her şeye. Olayı biraz geniş düşünüyorum. Şu anda özelleştirilmiş durumda. Kız erkeğe, erkek kıza yardım ediyor. Ne giyecek… doğum gününde ne alacak vesaire.Bu çok sorulan bir soru.

 

Ya da kız arkadaşımı nereye götürsem.

Evet, ilk buluşma! Ama bunu daha açabilir miyiz, insanları daha çok bağlayabilir miyiz? O yardımı her türlü bireye taşımak için.

 

Bir sürü aplikasyon ve fikir var… çoğu birbirine benziyor. Bunların arasından sizin platformunuzun ayrışmasının sebebi ne? Farkınız ne? Neden iki defa yatırım aldınız?

Çok güzel soru. Olan bütün aplikasyonlarda bir ticari amaç var. Birisi bir şey satıyor, birisi bir şey alıyor. Bizde yardımı alanla yapan arasında şu anda ticari bir bağ yok. Üye olmak, soru sormak bedava. Görüş paylaşmak bedava. Hatta şu anda markalarla çalışıyorum, bir tane marka bizim kullanıcılarımızı alıp, bir “focus grup” kurup sormak istiyor, niye kızlar soruyor da bir şey beklemeden bu kadar çok paylaşım yapıyorsunuz?

 

Markaların işin içerisine girmesi ürkütücü olur mu acaba?Bu işte samimiyet önemli değil mi?

Kesinlikle öyle.

 

Anahtar kelimelerinizi çıkarıyorum: işe, yardım diyorsunuz; farkına, samimiyet… Negatif yerine pozitifi köpürtüyorsunuz.

Samimiyet birinci anahtar kelime. Markaları entegre ederken buna çok dikkat ediyoruz. Şu an birçok marka ile çalışıyoruz. Biliyoruz ki biz topluluğa bir markayı gösterirsek ve bunu kötü bir şekilde yaparsak o topluluk kaçacak. O topluluk gittiği anda elimizde bir şey yok.

Komünikasyon yapmak için hikâye anlatmak en güzel yoldur. Ama bir marka kendi hikâyesini anlatmamalı. Marka kullanıcısının, tüketicisinin anlayıp onun hikâyesinin bir parçası olmaya çalışmalı. Biz de platform olarak markalara şunu vadediyoruz, gelin diyoruz, kullanıcılar bunu konuşuyor, biz sizi onların planladığı gibi sizi işin içine sokabiliriz diyoruz.

 

Kötü bir şey de konuşuyor olabilirler. Marka buna da hazırlıklı olmalı?… Yani ben bunu denedim olmadı şimdi ne kullanayım diyebilir. Bir başka kilit kelime de cesaret!

Markalara söylüyoruz.Türkiye’de olmamamın en büyük sebebi o toplantılara benim de girmem ve öğrenmem. Markalar ne istiyorlar, ne bekliyorlar. Orada dikkat ettiğim, o cesaretin gelme sebebi bir jenerasyon değişti, girdiğimiz yeni milenyum kuşağında farklı marka yöneticileri var. Dolayısıyla onlar bu cesareti bulabiliyorlar. O biraz bizim şansımız oldu.Büyük ihtimalle aynı ürünü bir önceki jenerasyona satamazdık.

 

Başka ne yapacaksınız?

Dediğim gibi globale açılacağız.Ve lokale bağlamak. Markalarla bunu da konuşuyoruz.

 

Yani küçük bir Anadolu kenti için de sizin bir proje geliştirebileceğinizi söylüyorsunuz. Tercüme edebildim mi?

Evet. Hayalim, yaptığım platformu kullanarak insanların çok daha iyi kararlar verebiliyor olması. Etrafındaki kişilerden tanıdığı veya tanımadığı kararlar ve görüşler alarak şöyle bir lafımız var bizim; Facebook’a gidip geçmişte ne yaptığını yazıyorsun, Tweeter’a gidip şu anda ne yaptığını yazıyorsun, kızlar soruyor’a gelip ne yapmam gerektiğini öğrenecek bir hale getirmek istiyoruz.

 

Paylaş