Karizmanın Çizildiği Yer

2020’de iş yapış şekillerimiz, iletişim yöntemlerimiz evrildi. Kurumsal hayatta saatler süren ve onlarca çalışanı ağırlayan toplantı odaları dijital platformlara taşındı. Başlıkta ima ettiğim yer tahmin edeceğiniz gibi “ekran”. Yeni dünyamız! Yönetimler, ekiplerini yönetmenin inceliklerini, onları ekrandan nasıl motive edeceklerini keşfediyor.  Aklın sınırlarını zorlayacak büyük alım satım ya da ortaklık vesair gibi toplantılar da ekranda bitiriliyor. Racon da orada kesiliyor, söz de. Ve sanırsınız herkes hazır ve nazır…

Onun için mi, ekran karşısında ne yapacağını bilmeyen bir ordu var? İzolasyonda neredeyse 7-8 ay geçti. Bazılarımız ekran üzerinde derinleştik ama kıvama gelemedik.  Arka arkaya yaşanan kazalar görülmeye değer görüntüler ortaya çıkardı.  Bazen bir kedi oturumu böldü, bazen  ansızın odaya giren çocuklar  ile bakıcılar! Özetle yıllardır özenle sakladığımız, dışarıda buruşmaz kırışmaz görünen imajımızın yerine başka özellikler eklemlendi.  Pek çokları için karizma çizildi.

ARTİZLER ÇIKTI

Özgüvenle işe girişenler deneme yanılma yöntemiyle yollarını bulmaya çalışıyor. Toplantıların “artiz”leri çıktı… “Eğitim şart” diyelim (!)  şaka değil.  Unutulmaması gereken önerileri özetleyen bu makale işinize yarayabilir.

Şimdi anlatacaklarımı bazılarınız takip etmiş olabilir. Dudak uçuklatacak bir ekran kazası geliyor şimdi huzurlarınıza. Dünyanın en iyilerinden biri kabul edilen New Yorker Dergisi’nin deneyimli ve kıdemli muhabir ve yorumcusu Jeffrey Toobin’le ilişkilerini dondurdu. Gerekçe yüz kızartıcı, okuduğumda inanmadım. Toobin, New Yorker ve WNYC ekiplerinin toplantısı sırasında masturbasyon yapmaya kalkmış. Sesi ve görüntüyü kapadığını sanmış. Balta taşa nasıl vurulur örneği olan toplantı, New York’un önde gelen simalarının katıldığı seçim simulasyonu olunca, biri sussa diğeri susmuyor! Toobin izin istemiş, New Yorker özür dilemiş. Sizce bu işin zararı ne kadar olur?

NE YALAN SÖYLEYEYİM: EKONOMİK

Dijitali küçümsememek gerektiğini gördük. Ateşten gömlek giymek gibi bir yanı. Diğer yanı “vakit nakittir” motosuyla koşuyor.  “Zoom Kafalar” sonuçta karar verici ya da sizden etkilenmeye hazır fan’lar… Attırıverelim bir toplantı daha dememekte fayda var. Uzatmaya gerek yok, artık yönetim derslerinde de bu konular ders olarak işleniyor. Stanford Üniversitesi’nden Profesör Emerita Margaret Neale uzaktan yapılan toplantıların etkili olabilmesi için geliştirdiği önerileri paylaşmışben de katılıyorum.

BOĞULDUMMM, SIKILDIMMMM

Bir dostum, “Kim ne derse desin, 07:00’de başlayan toplantıları artık kabul etmiyorum” dedi. “Arka arkaya giriyor çıkıyorum, bir bakıyorum akşamüstü olmuş. Tek maile yanıt verememişim, o saatten sonra da yazılı geri dönüş başlıyor.  Sıkıldımmm!” diye feryat etti. Gerçekten arka arkaya kaç tane toplantıyı kaldırır bünyeniz, kaç toplantıda iyi performans gösterebilirsiniz?  İş dergisi Forbes’un yönetim sayfalarından birinden dikkatimi çeken toparlamayı paylaşıyorum.

BİR NEFES KADAR SICAK

Klasik silahlarımızı anımsayan kaldı mı? “İlk izlenim paketi”. Tarifi bomba gibi; ilk izlenim 30 saniye ile ilk  maksimum 4 dakika arasında şekilleniyor deniyordu ya. Ekranda neredeyse gözü kırpıştırma anı. İzlenim formülünü de anımsayalım lütfen; yüzde 55’i görüntü ve beden dilinden, yüzde 38’i konuşma ve ses tonundan, yüzde 7’si de konuşmanın içeriğinden oluşuyordu. Şimdi şöyle; dış görüntü payından sesle içeriğe vermek zorunda kaldı.

Birbirimize dokunamayıp full göremediğimizden ses, nefes ayrı eksene geçti, ses toplantıların yeni nesil  silahı oldu.  Tabii bülbül gibi şakısanız da içeriğiniz zayıfsa, mesajınızı doğru tekniklerle veremiyorsanız ne ses ne görüntü kurtarmaya yetişemiyor. İmajın her şey olduğu bir meslekten, imajın ne demek olduğunu dinlemeye var mısınız?

CAN SİMİDİ YOK MU?

Corona öncesi sahne performansı eğitim danışmanlıkları veriyordum. Şimdi kendimi ekran eğitim danışmanlığı verirken buluyorum. Nerede durulur, fonda ne bulunur, giysi – yakanın şekli… Su, çay, kahve meşrubatla ilişki…. Göz nereye bakmalı, söz nasıl kesilmeli, el kol nerede durmalı…. Ve tabii sunum paylaşımı. Küçük ekranda, büyük görünmenin – tabii ki cüsse olarak değil – kuralları.

Paylaş