İçerik devrimi  

 

İngiliz Kraliyet ailesi geleneklerine bağlılıklarıyla tanınır. Aile 1932’ye kadar yılbaşı kutlamalarını yazılı yaptı. 1932’de mesaj ilk kez radyo aracılığıyla yayınlandı. Kraliçe 1957’de halkın yeni yılını televizyondan kutladı. Sıkı durun; 2007’yi 2008’e bağlarken bir ilk daha: Kraliçe yılbaşı kutlamasını internete taşıdı. Kim demiş bu insanlar tutucu diye?…

 

Hayatımızdaki en önemli değişikliklerden biri iletişim. Ücretsizler dahil dünyada her gün 573  milyon adet gazete basılıp satılıyor. Gazete sayısı 11 bin 926. Gazeteleri her gün ortalama 1.7 milyar insan okuyor. 232 ülkede gazete yayımlanıyor. Biz Türkler her gün 4 saat televizyon izliyoruz. Eğlencemiz, haber kaynağımız, eğitmenimiz, her şeyimiz…

 

Geleneksel medya hala iletişim gücünü elinde bulunduruyor. Ama internet kullanıcılarının PC karşısında harcadığı süre TV başındakini geçti. Cep telefonları en popüler medya aracı. Kabaca kişisel web sitesi diye tanımlayabileceğimiz blogların sayısı 70 milyon. Çoğunluk  televizyon programlarını bilgisayardan izliyor. Genişbant internetin evlerde kullanımı önümüzdeki beş yıl içerisinde fırlayacak.

 

Rakamlara bakarak geleneksel mecraların öleceğine hükmedebilirsiniz. Ben aynı görüşte değilim. İletişim devrimi içeriği taşıyan farklı araçlar yaratıyor, güç el değiştiriyor, demokratikleşiyor. Hiçbirisinin tükeneceğini sanmıyorum. Hepsi kulvarını belirleyecek ve kendine çeki düzen verecek. Anlamı şu; içeriğini artıracak, farklılaştıracak. Uzmanlaşacak! İletişim devriminin en çok sevdiğim yanı içerik! Yaşadığımız şey aslında içerik devrimi. Farklı olmak istiyorsan içeriğin olacak.Yaradana sığınıp konuşup yazmaya iletişim değil, kirlilik deniyor.

 

Bugüne kadar değişimden kendisini ayrı tutan bir mecra oldu; faaliyet raporları. Dünyanın en sıkıcı iletişim araçları… İletişim kurmamak üzere doğmuşlar sanki. Yılda bir kez hazırlanırlar, şirket içinde kimse sevmez ama korku belası yapılır, yapanın eline yapışır.

 

Türkiye’nin ilk 500 büyük şirketinin 105’i ‘halka açık’. İMKB’de işlem gören şirket sayısı 300’lerde. Dünya Borsalar Federasyonu’na göre faal 45 borsa var, 33 bine yakın şirketin hissesi işlem görüyor. Faaliyet raporu yayımlamak çift yönlü bir zorunluluk. Hem yaptıklarınızı rapor ediyorsunuz, hem kendinizi yatırımcıya anlatıyorsunuz.

 

Borsaların gelişimine paralel olarak, yatırımcı kitlenin niteliği de değişti. Her kesimden borsaya ilgi arttı. Değişimi gören şirketler, geniş kitlelerin anlayacağı tarzda, net, kolay anlaşılır ve kar ciro gibi mali değerlerin yanı sıra insan kaynağı, yetenek yönetimi, yönetim anlayışı, sosyal sorumluluk özetle vizyon ve misyonuyla kendisini ifade etmenin önemini kavradı.

 

Çok şaşıracaksınız Hamburg Sanat Müzesi’nde kurumsal faaliyet raporlarına ayrılmış özel bir bölüm var. Bu yıl 25 Eylül-15 Ekim tarihlerinde burada bir Türk şirketinin faaliyet raporu sergilenecek. Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş. 2007 faaliyet raporu dünyanın en prestijli  bağımsız iletişim organı Mercomm Inc. tarafından altın madalyayla ödüllendirildi. Rapor 35 ülke arasında bin başvuru içinden holding kategorisinde “vizyon- misyon- içerik-tasarım” bütünlüğü kriterlerine göre altın madalya aldı. Yarışmaya 90 ajans katıldı. 14 kategoride, 200’den fazla sektörde 2 bin 100 başvuru yapıldı. Jüri değerlendirmesi 5 hafta sürdü.

 

Rapor kurucusu olduğum İndeks İçerik ve İletişim tarafından hazırlandı. Profesyonel gazeteciliği bırakıp kendi iletişim oluşumumu yarattığımda, ne yaptığımı soranlara “içerik üretip, içerik yönetiyorum” demek hiç kolay olmadı. İlk yıllar içerik denen şeyin ne olduğunu anlatmak için kurduğum cümlenin sayısını bilmiyorum. Nefesim bittiğinde karşımdakinin beni ne kadar anladığından hiçbir zaman emin olamadım. Raporun altın madalyayla ödüllendirildiği haberini aldığımda mutluluğumu tarif edemem.

 

Görsel malzeme, tasarım, kelimeler, sözler, hareketler birer araçtır. Hedefe yönelik doğru  kullanıldıklarında içerik oluştururlar. İçeriği olmayan iletişim, iletişim değildir. İşte bu ülkede bizim eksiğimiz de budur!

Paylaş