Gençleri eğitme tasarısı

Eğitim fakiri Türkiye’de iki günün biri eğitim fırtınası esmez mi, anlaşılır gibi değil. Gerekçeleri akıllara ziyan krizlerin biri ya da ikisi de eğitim olsa ne olur değil mi?.. Dağlar gibi gençliğimiz var! İşsizlikten çürütemedik, siyasete alet edip bitirelim onları. Zaten anneler de üçer adet doğuracak, biri gider diğerleri yetişir arkadan, sorun yok.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in ilkokullar da dahil bütün okullara ibadethane, pornografik yayınlara fişleme gibi öneriler getiren “Gençleri Koruma Yasa” tasarısı Almanya’dan esinlenmiş. Araştırdım Almanya’da böyle bir uygulama karşıma çıkmadı.  Eleştiri düzeyi ağırlaşınca, AKP tasarının Sözen’in şahsi çalışması olduğunu, partinin yetkili organlarının bilgisi ve onayı dışında hazırlanıp kamuoyuyla paylaşıldığını duyurdu.

Alternatif konular belirlemek ve bunlara dikkat çekmek hepimizin görevi olmalı. Ben gençlik tasarısının içine dolduracak gerçek sorunlar saptadım, sizinle de paylaşmak istedim. Gençlerin korunması gerektiğine inanan bir siyasi varsa, gençleri eğitmek üzerine bir çalışma yapıp Meclis’te tartışmaya açabilir. Kimsenin eleştireceğini sanmıyorum.

Şırnak’ta öğretmen başına 57 öğrenci düşüyor… Ağrı’da 48, Şanlıurfa’da 43, Mardin’de 39 öğrenci. Türkiye’de yaklaşık 150 bin öğretmen açığı bulunuyor.

Ülkemizde 6-17 yaş grubunda 78 bin çocuğun ücretli, maaşlı ya da yevmiyeli olarak tarım sektöründe çalıştığı tahmin ediliyor. Yaşları 15-24 arasında bulunan yaklaşık 12 milyon genç var. Bunların ancak yüzde 30’u okula gidiyor.

Uluslararası öğrenci başarılarını değerlendirme projesi olan ve OECD ülkelerindeki 15 yaş grubu öğrencilerin eğitim kazanımlarını belirlemeyi hedefleyen PISA 2006 sonuçlarına göre; Türkiye, fen bilimleri ve matematik ile okuma becerilerinde ya sonuncu ya da sondan ikinci.

Orta eğitim böyle, gelin üniversitelere bakalım:

Rektör atamaları Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Sorun; atananlar arasında, akademik kriterlere göre birinci sırada yer almayan ancak siyasi görüşleri nedeniyle rektörlüğe getirilen isimler olması. Anlaşılıyor ki, üniversite rektörünü siyasi kriterlere göre seçmek çok önemli.

Gelin görün ki, dünyanın en iyi üniversiteleri arasında Türk eğitim kurumları yok. 2007 yılında Newsweek dergisi dünyanın en kaliteli 500 üniversitesi listesini hazırladı. Liste, THES (Times Higher Education Supplement) ve Çin’den Shangai Jiao Tony University’nin yaptığı sıralamalara uzmanlardan alınan görüşlerin eklenmesiyle oluşuyor. Türkiye’den İstanbul, Sabancı, İTÜ, Bilkent ve Çukurova Üniversiteleri THES listesine girerken Çin listesinde sadece İstanbul Üniversitesi var.

YÖK sitesine göre Türkiye’de toplamda 94 devlet, 34 özel ve 5 Kıbrıs olmak üzere 133 üniversite bulunuyor. Sayılara bakınca gururlanmak kolay ama hatırlayın 2006 yılında yeni kurulan 15 üniversiteden birisi olan Giresun Üniversitesi profesörü ve doçenti olmayan üniversite olarak basına yansıdığında şaşırmıştık. Fazla bir şey değişmedi, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) göre bünyesinde profesör unvanlı 10 öğretim üyesi bulunmayan üniversite sayısı 30.

Türkiye’de vakıf üniversitelerinin 2000-2006 arasındaki toplam yayın performanslarına baktığımızda toplamda bin yayını aşan sadece iki vakıf üniversitesi bulunuyor. YÖK’ün 2006 yayın performanslarına göre 3 üniversite sıfır çekmiş.

MEB, üniversitelerde 12 bin 186 profesör, 6 bin 238 doçent, 16 bin 796 yardımcı doçent, 33 bin 25 araştırma görevlisi ve 5 bin 479 okutmanın görev yaptığını bildirdi. Türkiye’de her 56 öğrenciye bir öğretim elemanı düşüyor olmalı. Gelişmiş ülkelerde 15-24 öğrenciye bir öğretim üyesi düşüyor.

OECD ülkelerinde yükseköğretimde öğrenci başına ortalama 12 bin Dolar harcanıyor. Türkiye 4 bin Dolarla Rusya ile birlikte son sırada.

MEB istatistiklerine göre yükseköğretimdeki 2006-2007 yılı öğrenci sayısı 2 milyon 291 bin 762. 2006 yılı mezun sayısı ise 340 bin 599. TÜİK’in açıkladığı 2007 Ekim verilerine göre üniversite mezunları arasında işsizlik oranı yüzde 11.

Şimdi benim bir yorum yapmama gerek var mı allah aşkına siz söyleyin…

Paylaş