Fobik İstihdam

 

AKP milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği’nin 3. Homofobi Karşıtı Buluşması’na katılınca olan oldu. Üskül, toplantıda partisinin herkese eşit mesafede olduğunu, eşcinsellerin bir sorunla karşılaşmaları durumunda hemen kendisini arayabileceklerini söylerken AKP yanlısı basın Üskül’e veryansın etti. Kim kime niye kızar bizi ilgilendirmez; tartışmaktan kaçsak da utansak da yok saysak da farklılıkları, istihdamda homofobiyi irdelemek fena olmaz.

Grafiker, 46 yaşında transeksüel:“2004’den itibaren pek çok yere iş başvurusunda bulundum ama ikinci görüşmeye hiç çağrılmadım. Hatta biri bekleme salonunda kameradan görmüş beni, görüşmeye bile almadı. 2 yıl işsiz kaldıktan sonra bir yayıneviyle anlaştım, şimdi dışarıdan kitap kapağı yapıyorum.”

 

Eşcinsellik, 18. yüzyılda başlarında dini bir suç sayılıyordu, sonlarında ‘zihinsel bir hastalık’ olarak tanımlandı. Amerikan Psikiyatri Derneği ‘70’lerde, Dünya Sağlık Örgütü de 1990’da eşcinselliği zihinsel hastalıklar listesinden çıkardı. Avrupa Parlamentosu geçtiğimiz yıl homofobiyle mücadele kararı aldı. Eşcinselleri koruyan yasalar değişik ülkelerde çıkarılıyor.

Bir üniversite öğrencisi: “Hedefim müsteşar olmak. Ama gay olduğumu saklamak zorundayım. Ailem bile kabullenemedi. Doktora sonra da hocaya götürdüler. Ünlü bir imam bana evlenmeden önce kadınlarla nasıl seks yaptığını anlattı. Esas hastanın o olduğuna karar verdim.”

17 Mayıs tüm dünyada ‘Homofobi Karşıtı Günü’ olarak kutlanıyor. Tabii her yerde değil. İran’da kutlanmıyor çünkü orada eşcinsel yok. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad 2007’de Columbia Üniversitesi’nde, ülkesinde eşcinsellere yönelik tutumla ilgili sorular üzerine “İran’da eşcinsel olmadığını” söylemişti. Dünyanın cinsel açıdan en özgür ülkelerinden sayılan Fransa’da bile eşcinsellerin yüzde 66’sının işyerinde cinsel tercihini gizlediğini gösteriyor. BP’nin CEO’su Lord Browne, eşcinsel olduğu medyada deşifre olunca 2007 yılında görevinden istifa etmişti.

Türkiye’de işyerinde eşcinsellik konusunda güçlü bir çalışmaya rastlanmıyor. Çağdaş hukukçular derneği üyesi Avukat Oya Aydın, konuyla ilgili ismine sık rastlanan referans isimlerden biri. Aydın bir açıklamasında kamuda çalışan pek çok gizli eşcinsel olduğunu, kimliklerini gizlediklerini, ortaya çıktıklarında işlerine son verildiğini, kendilerinden danışmanlık alan çok kişi olduğunu söylüyor.

New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) son raporu, Türkiye’de eşcinsellerin korku dolu hayatlar sürdüğüne dikkat çekiyor. Rapor hükümete, AB’nin ‘istihdam ve meslek edinmede eşit muamele için genel bir çerçeve kuran’ 200/78/ED numaralı yönergesine riayet edilmesini tavsiye ediyor.

Geçtiğimiz yıl diplomasi eğitimi için Türkiye’ye gelen İsveç Veliaht Prensesi Victoria ve beraberindeki heyet onca konu varken nedense Türkiye’deki eşcinsellerin sorunlarına yakın ilgi gösterdiler. Heyet, Meclis’te eşcinsel milletvekili olup olmadığını sorguladı.

4857 Sayılı İş Kanunun 5’nci maddesi; “Eşit Davranma İlkesi İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz” diyor.

29 yaşındaki bir eşcinsel: “Çalışma hayatında kimliğimizi ifade etmek mi? Şaka yapıyorsunuz herhalde. Tabii ki de edemiyoruz. Nasıl edelim? Kime edelim? Gay olduğumuzu söylemememize rağmen şaka yollu, karakterimize, kişiliğimize, şeklimize saldırıda bulunuluyor, alenen benliğimizle alay ediliyor. Bu homofobik davranışlara cevap mı verelim, işimizi mi yapalım şaşırıyoruz.”

Geçtiğimiz hafta Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisine sert yanıt veren Başbakan, “Cevap vermeseydim 16.5 milyon seçmenime ihanet ederdim” dedi. İktidar hala yalnız kendi tabanıyla konuşuyor. Örneğin evde oturan kadın kadar çalışan kadını teşvik etseydi; çalışma hayatında erkek kadar kadını da yüreklendirseydi; yaşlıyı, sanatçıyı, öğrenciyi, emekliyi …  Kendisine oy vereni de vermeyeni de… Herkesi kucaklasaydı keşke…

 

 

 

 

 

 

Paylaş