Fikir Buluşmaları’nın Konuğu Metin Salt

Yaprak Özer: Efendim Fikir Buluşmaları’ndayız. Fikir Buluşmaları Türkiye’nin önemli sanayii kuruluşlarından biri olan aslında tekstilden enerjiye bu arada AVM ya da turizm ya da alışveriş merkezinden teknoloji, beyaz eşyaya kadar uzanan çok büyük bir grup olan Zorlu Holding’in içerisinde Vestel Ventures’ın genel müdürü Sayın Metin Salt’ı ağırlıyorum. Hoş geldiniz. Biraz uzun, dolambaçlı bir tanıtım oldu aslında bu ama Zorlu’yu tanımayan yok. Fakat Vestel’i de tanımayan yok. Vestel Ventures’i de bilen çok iyi biliyor ama kurumsal dünya için bence çok yeniliklere sunan bir yapı. Siz de bir bebek doğurdunuz yani açıkçası. Nedir Vestel Ventures?

Metin Salt: Dünyada çok örneği var ama Türkiye’de az örneği olan bir durum. Ne güzel ki giderek artıyor. Normalde girişim yatırımları riskli yatırımlar. Dolayısıyla bunu bugüne kadar hep finansal kurumların yaptığı yatırım tipi. Herhangi bir riskli girişimci, riskli bir girişime yani başarılı olmayacağı konusunda epey risk taşıyan bir girişime yatırım yapma yöntemi. Ventures de bunun kurumsal ayağı. Kurumsal olarak bunu yapan ve bunu yaparken hem girişimin ihtiyacı olan imkanları sağlayan, hem de ana şirketlere kendi alanlarında inovasyona erişme şansı tanıyan, yeniliklere erişme şansı tanıyan; sadece kendi içiyle sınırlı kalmayan, bir yeniliğe erişim sistemi diyebiliriz aslında.

 

Yaprak Özer: Çok güzel. Hemen ikinci sorumu sorayım: Neden kurumlar böyle bir yapıya ihtiyaç duyar? Siz neden böyle bir yapıya ihtiyaç duydunuz?

Metin Salt: Aslında çok tarihsel olarak kurumlar genellikle bir inovasyonla doğuyorlar zaten. Zorlu Grubu da öyledir. Yaptığı işi tekstilden gelirken Türkiye’deki ilk tekstil yatırımları çoğunlukla yenilik yaparak bugüne kadar gelmiş. Ama bir süre sonra alanınızda çok büyüdüğünüzde artık günlük işler sizin yenilik yapmanızın olanağını azaltıyor. Çok fazla günlük işlerle uğraşıyorsunuz. Buna bir çıkış bulabilmenin yolu kurumsal yatırımcılık oluyor.

 

Yaprak Özer: Şöyle tarif etmem haksızlık olur mu yani kurumlar büyüdükçe o bireyler, sokaktakilerle irtibatları biraz daha mı mesafe arada oluyor? Onları daha mı az duyabiliyorlar ya da hissedebiliyorlar acaba? Bu mudur yani içlerinden bir şey mi çıkartmak lazım? Bir sebep bu olabilir mi?

Metin Salt: Olabilir. Ben uzun süredir endüstriyel şirketlerin içindeyim. Genellikle hep büyük şirketler. Orada gördüğüm şey insanlar hep çok dolu. Hep ajandanız, gününüz çok dolu. Bunun için de bir de hadi gidelim yenilik yapalım, yeniliklere zaman ayıralım dediğinizde böyle klasik yöntemler deneyelim. Birincisi insanlara diyelim ki haftada bir gün yenilik yapın.

 

Yaprak Özer: Çalışanlarınıza.

Metin Salt: Çalışanlarına. O da o kadar kolay bir şey değil. Önce bir şeyler istiyorsunuz ki zor tarihlerde, zor işler istiyorsunuz insanlardan. Bunların hepsini unut birdenbire yenilik yap diyorsunuz. Çok olmuyor. Bazen bir ekip ayırıyorsunuz, diyorsunuz ki senin tek işin yenilik olsun, sadece bunlarla ilgilen. Genelde başarıya daha yatkın oluyor böyle tipler. Hangi alanda yapacaksınız.

 

Yaprak Özer: Siz grup olarak bunların hepsini sanıyorum denediniz değil mi? Deneyerek bu noktaya geldiniz.

Metin Salt: Aslında bunlar başarısız olduğu için kurumsal yatırımcılık yapıyoruz diye düşünmemek lazım. Bu üç yöntem birbirini tamamlayıcı. Hem çalışan insanlarınızın yeniliklerine açık olacaksınız, destekleyeceksiniz hem tek işi yenilik olan, inovasyon olan ekipler tutacaksınız çok iyi alanlar belirleyip ama dışarıya da gözünüzü kapatmayacaksınız.

 

Yaprak Özer: Bunların hepsini bir arada yapamıyoruz diyorsunuz kurumlar olarak.

Metin Salt: Şu anda üçünü birden yapabiliyoruz.

 

Yaprak Özer: Evet ama genelleme yaparsak eğer kurumların zaafı buralarda diyorsunuz. Peki ben şöyle bir soru sormak istiyorum; kurumların aslında insan kaynaklarının yeterince inovasyona yani inovasyon yaratmak eğer doğru bir tabirse ya da yeniliklerle ortaya çıkmak için yeterli kabiliyette olmadığı kanaatindeyim. Boşluğu doldurmak üzere de aslında farklı bir insan kaynakları yapısından yararlanmaya çalışıyorlar. Bir neden de bu olabilir mi?

Metin Salt: Tabii çoğu zaman girişimci diye tanımladığımız insan tipi zaten kurumsal yaşam içine girmek istemeyen insan. Zaten kendi hedefleri olan, başarmak için kendi enerjisinden yararlanan bir insan tipi. Normalde böyle birini siz işe alamazsınız, istemez çünkü. Yatırım yaptığınızda aynı dostluğu, aynı ortaklığı, onun yarattığı yeniliklere erişimi yine de sağlamış oluyorsunuz.

 

Yaprak Özer: Yani paralel insan kaynakları tabirine siz hayır doğru değil demiyorsunuz, katılıyorsunuz. Paralel insan kaynağı sizin tarafta Vestel Ventures’ın altında kaç kişiden, kaç gruptan, nasıl bir yapıdan kısaca nasıl tarifleyebilirsiniz?

Metin Salt: Vestel Ventures küçük bir yapı doğal olarak çünkü inovasyonu yaratan biz değiliz. Büyük bir eko sistemin parçası. Türkiye’de onlarca yatırımcı ağı var. Bunlar hem bireysel yatırım yapan çok az sayıda da kurumsal yatırımcı var.

 

Yaprak Özer: Kaçtır sayısı?

Metin Salt: Herhalde yirmi, yirmi beş civarında. Tek işi kurumsal olan on tane yoktur. Yani kurumların yanında doğup girişimlere yatırım yapan yapıdan herhalde bir elin parmakları kadar vardır.

 

Yaprak Özer: Diğeri de yirmi, yirmi beş arası diyorsunuz.

Metin Salt: Diğeri de, ağlar yaklaşık üç yüz kişilik bireysel yatırımcı portfolyomuz var. Bu insanlar kendi birikimlerinden yatırım yapıyorlar. Ama bunu organize yapsın diye bireysel yatırımcı ağları kurulmuş, onlar üzerinden genelde hareket ediyorlar. Bazen ortak yatırım yapıyorlar.

 

Yaprak Özer: Sizin yapınız da bunlar üzerinden gidiyor yani ben sizin sözünüzü kestim orada ama. Küçük bir yapıyız, zaten inovasyonu yapan biz değiliz demiştiniz. Bunları herhalde ifade etmek istediniz. Biraz onlarla ilişkilerinizden mi bu girişimler geliyor?

Metin Salt: Onlar kuluçka merkezleri, hızlandırıcılar.

 

Yaprak Özer: Yani üniversiteler mi?

Metin Salt: Üniversiteler, etkinlik düzenleyenler birçok var Türkiye’de.

 

Yaprak Özer: O zaman bir sürü tedarikçiniz yani dirsek temasında olduğunuz tedarikçi var. Kaç girişimci grup var şu anda üzerinde çalıştığınız?

Metin Salt: Biz yılda ilginçtir bine yakın girişim tarayabiliyoruz. En azından ya bir kelime ediyoruz ya da mailleşiyoruz. Ama herhangi bir zamanda baktığınızda yatırım yapmak üzere üzerinde çalıştığımız sayı elli civarında oluyor.

 

Yaprak Özer: Yatırım yaptığınız var mı şu anda?

Metin Salt: Şu ana kadar dokuz tane yatırımımız oldu.

 

Yaprak Özer: Vestel Ventures’ın doğuş tarihini hatırlatabilir misiniz?

Metin Salt: 2015. İki yıldır.

 

Yaprak Özer: İki yıldır şöyle bir sevdiğiniz ya da size uygun gelen grup var, dokuz tane yatırım yaptığınız. Yatırım yapmak ne demek?

Metin Salt: Ortak oluyorsunuz. Aslında girişimcinin kurmuş olduğu şirkete ortak oluyorsunuz.

 

Yaprak Özer: Bunların hepsine aynı şekilde mi ortak oldunuz?

Metin Salt: Yaklaşık aynı şartlarda. En temel şartımız kurduğu şirket girişimcinin çoğunluk hissesi kendinde olacak şekilde kalsın, şirketin yönetiminde yine girişimcinin kendisi etkin ve önemli kişi olsun, bizim rolümüz önünü açabilmek, yolunu açabilmek. Onun da onlarca eksik kalabileceği konu var. Bunu ilk tasarımdan tutun da satış ağına kadar düşünebilirsiniz. Hukuk, muhasebe gibi yan hizmetleri saymıyorum bile. Onlar daha göreceli olarak kolay verebildiklerimiz. Dolayısıyla biz şöyle bakmak istiyoruz: böyle bir fikir bizim şirketimizin içinde doğsaydı biz bunu nasıl büyütürdük, nasıl yardımcı olursak aynı şekilde bunu girişimci için yapıyoruz.

 

Yaprak Özer: Ne kadar sürer bu fikre sizin tahammül etmeniz, başarıya ulaşması? Fikir başarıya ulaşınca zaten alıyorsunuz diye mi anlamalıyım, hayır başarıya ulaşabilir, ben bunda potansiyel görüyorum onu mu alıyorsunuz? Hangisidir?

Metin Salt: Her zaman potansiyel. Başarıya ulaşmış bir girişim zaten…

 

Yaprak Özer: Zaten size mi gelmiyor?

Metin Salt: Gelse yine o bu sefer satın alma, şirketi satın alma veya çoğunluk hissesini alma şeklinde olabilir. Ona girişimciler çıkış yaptım diyorlar. Yani şirketini bize satarak çıkış yapmış oluyor. O da açık bir kapı ama bugün için biz potansiyele yatırım yapıyoruz.

 

Yaprak Özer: Peki potansiyel ne kadar yani iki yıl mı potansiyele bir avans verirsiniz, üç yıl mı?

Metin Salt: Biz söz konusu olduğumuzda zaten yatırım yapma sürecinde soruyoruz, onun görüşünü alıyoruz. Sonra kendimiz bir görüş oluşturuyoruz. Her ne yapmak istiyorsa bunu ne kadar zamanda hedeflediği yere getirir. Hedeflediği yer bazen bir ürünü çıkarmak olabiliyor, bazen tüm şirketi kara geçiren tüm yapıyı kurmak oluyor.

 

Yaprak Özer: Ama herhalde vardır bir eni sonu değil mi bunun?

Metin Salt: Tabii, tabii. Ortalama eğer birçok şirket tipi var, birçok girişim tipi var. Bazen tamamen teknoloji odaklı oluyor. Yani hiçbir satış öngörülmüyor. Yapılmaya çalışılan şey ortaya bir teknoloji üretip çıkarabilmek, bunu olabildiğince çok sayıda patentle koruyabilmek. Bu zaten kendi başına bir değer oluyor. Böyle bir iş iki ila üç yıl civarında benim deneyimlerime göre bir yere gelebiliyor. Yani iki üç yıl içinde siz bir şirkete girdiğinizde tamamen kâğıt ve fikir aşamasında olan bir çalışma sekiz on patentle korunmuş, ilk denemeleri yapılmış, laboratuvar ortamında bazı sonuçlar alınmış bir yere gelebiliyor. Eğer siz kar yapan bir şirket istiyorsanız ortalama beş yıl civarında sürebilir. Endüstride genellikle fonlar kuruluyor. Bunlar yine bireysel yatırımcıların paralarını değerlendirmek için bir fon yöneticisinin verdiği para. Bu fon yöneticisi hesap yaparken beş ila yedi yıl arasında bu fonun ömrü olacağını düşünüyor. En erken beş yıl sonra diyor yatırımcıya senin paranı geriye verebilirim, bu süre içinde bu şirketlere gireceğim, yürüteceğim, çıkacağım, kendi hisselerimi satacağım sana da bu parayı geri ödeyeceğim. Bu beş ila yedi yıl arasında.

 

Yaprak Özer: Peki sizin şu dokuz tane yatırımınızın büyüklüğü ne kadardır?

Metin Salt: Finansal büyüklüğü çok küçük. Finansal bir büyüklükleri yok. Bunlar üç dört kişinin bir araya gelip bir fikri belirli bir aşamaya getirdiği veya kâğıt üzerinde tuttuğu bir şey. Yani bugün değer biçseniz değeri yok. Çünkü değeri biz satışla ilişkilendiririz.

 

Yaprak Özer: Peki. Yeni ekonomiye geçiyoruz zaten, kâğıt üzerinde değer biçseniz belki değeri yok ama aslında onlar çok değerli olabilecek, potansiyel değerleri nedir bunların?

Metin Salt: Potansiyel değerleri de az çok beş yıl sonra yapacakları satacakları, onun geleceği yeri düşünüyoruz. Onu bugüne taşıyoruz. Bir de riskleri bundan düşüyoruz.

 

Yaprak Özer: Paylaşabileceğiniz bir rakam var mı? Hani severiz ya böyle büyüklükleri. Nedir?

Metin Salt: En azından biz 300-400 bin liralık yatırım da yaptık. Yani şirket değeri 1,5-2 milyon lira şirket değeri olan da var, 20 milyon dolar bugün şirket değeri olan şirkete de yatırım yaptık. Bütün bu aralıkta yatırımlar yaptık.

 

Yaprak Özer: Şunu sormak istiyorum: en küçük hisseniz ne kadar, en büyük hisseniz ne kadar?

Metin Salt: Biz her zaman küçük ortağız. Ortalama %25 civarındaki bir hisse. Ama bu tabii değişebilir. Mantıklı olan bu oluyor.

 

Yaprak Özer: Ben ara sıra fikir almak için konuştuğumda zaman zaman bazı şikayetler de duyuyorum. Yani kurumların aslında bu yaratıcı fikirleri ya ucuza kapadıkları ya da o pazarlıkta kurumların tabii ki her zaman çok daha kuvvetli olduğu yani güçler dengesinin bir tarafa çok kaydığı şeklinde. Nedir buradaki şey yani eleştiri haklı mı sizce?

Metin Salt: Aslında herhangi bir şeyi girişimci bir başkasına satmıyor. Biriyle ortak oluyor, bir ortak ediniyor. Bu ortak da girişimci kendisi aklındaki fikri bir araya getirmek için emeğini koyuyor, bazı ortaklar sadece para koyuyorlar. Biz o tip bir ortak olmadığımız için pek o kategoriye girmiyoruz. Biz ise çoğunlukla bir miktar para gerekiyor, onu gerektiği için koyuyoruz. Yoksa biz de aslında diğer ortak kadar o şirket üzerinde çalışıyoruz. Ekiplerimiz var. Benim şu anda 20-25 civarında şirketin içine dağılmış, doğrudan Vestel Ventures’a yardım eden insanlar var. Bir çok şirketin endüstriyel tasarımını biz yaptık, üretimini biz yaptık, Çin’den mal gerekiyordu biz getirdik, çek istiyordu vermiyorlar, bunlar küçük şirketler olduğu için çoğu üretici, çoğu şirket bu start uplara ürün bile vermiyorlar. Örnek bile vermiyorlar çünkü satın alma gücü yok. Onları biz aldık. Satış kanalını biz açtık.

 

Yaprak Özer: Yani diyorsunuz ki eleştiriler çok haklı değil. Aslında görünmeyen yine kâğıt üzerinde olmayan katma değerimiz çok yüksek. Bence eleştiri yapanlar bir genelleme üzerinde konuşuyor. Onlar da bence resme güzel şeyler açabiliyorlar yani tartışılabilecek noktalar açabiliyorlar. Peki bu dokuz ya da elli Türkiye’nin hep İstanbul şanslı bölgesinden mi elinize gelen girişim örnekleri?

Metin Salt: Ben en azından kendim birey olarak Anadolu’daki çoğu üniversiteye gitmişimdir ve genelde anlattığım konu girişimcilik, sonrasında da fikri olan arkadaşlar geliyorlar, onlarla da sohbet ediyoruz. Tabii İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den daha çok çıkıyor. Çünkü bunlar genelde bir endüstride yer almış, biraz deneyim edinmiş insanların girişimleri daha ayağı yere basar oluyor. Dolayısıyla içinde bulunduğunuz ortam ne kadar besleyici ise o kadar daha yeşermiş, daha ileri gitmiş girişim görüyorsunuz.

 

Yaprak Özer: Ama Anadolu’dan da anlıyorum ki geliyor.

Metin Salt: Tabii geliyor.

 

Yaprak Özer: Hangi üniversitelere dikkat çekersiniz? Üniversitelerden mi geliyor yoksa benim bir fikrim var deyip üniversite dışında bu işi geliştirmiş olanlar da var mı?

Metin Salt: Oluyor ama genelde Anadolu’dan geliyorsa üniversite öğrencilerinden, yeni bitirmiş kişilerden geliyor. Eğer daha gelişmiş endüstrilerin olduğu yerden geliyorsa daha önce bir yerde çalışmış fikrini bir yere getirmiş insanlar daha ağırlıklı oluyor. Ama tabii hızlandırıcıları, kuluçka merkezlerini düşünürseniz sayı olarak üniversite öğrencisi veya yeni bitirmiş olanların sayısı bu endüstriyel yerlerde de çok fazla. Ama bize gelen girişimler biraz daha deneyimli insanların getirdikleri olabiliyor.

 

Yaprak Özer: Yaş ortalaması nedir sizde?

Metin Salt: Öğrenci olan da var. Şu anda üçüncü sınıf öğrencisi bu arkadaşlar. Biz onlara da yatırım yaptık ama diğeri iki tane yatırımımızda mesela profesör hocalarımız var.

 

Yaprak Özer: Anladım. Peki neye ilgi gösteriyorsunuz? Vestel Ventures’ın şu anda ilgi gösterdiği alan hangisi, nedir yani sağlık olabilir bu, çok ciddi başka teknolojiler olabilir, ulaşım olabilir nedir yani sizin var mı böyle kendinize hedeflediğiniz alanlar?

Metin Salt: Var ama onun anlamsızlığını öğreniyoruz. Biz başta mobil sistemlere odaklanalım, daha elektronik çözümlere odaklanalım, daha fazla ev içi cihazlara odaklanalım, nesnelerin internetine odaklanalım gibi bir odakla çıkmıştık.

 

Yaprak Özer: Çünkü sizin diğer ürünleriniz ve üretimleriniz de bunu destekliyor, o nedenle mi? Zorlu şemsiyesinden ya da gözlüğünden baktığınızı anlıyorum o zaman.

Metin Salt: Evet. Bu hem o girişimlerin bize katkısının daha fazla olacağını uzun vadede düşünerek hem de bizim yeteneklerimizin o girişimlere daha büyük katkı yapacağını düşünerek olmuştur. Ama hemen gördük ki buna bir sınır koymak mümkün değil. Her yerden fikir geliyor ve bir şey güzel olduğunda, iyi olduğunda, o insanların gözüne bakıp o ateşi gördüğünüzde duramıyorsunuz zaten.

 

Yaprak Özer: Peki o zaman bu yatırım yaptıklarınızın ne kadarı sizin işlerinizle alakalı?

Metin Salt: Herhalde yarısı diyebilirim. Mesela sağlıkta çok yatırımımız var. Şu an için Vestel’in çok ciddi sağlık kanalında bir faaliyeti olmamasına rağmen sağlıkta en az üç dört tane yatırımımız var. Enerjide var ki şu an enerjiye çok ciddi bakıyorum.

 

Yaprak Özer: Enerji aslında grubun önemli bir ayağı. Enteresan. Peki buradan hareketle şunu sormak istiyorum: nereye gidiyor, ne geliyor bize daha çok yani bir de gözleminizi anlatın istiyorum. Ne tür şeyler geliyor? Gelenler ve dünyanın gittiği yer aynı istikamet mi?

Metin Salt: Az çok aynı. Ama yelpaze çok geniş. Tabii herkes kendi imkanlarını, kendi yerel özelliklerini maksimize edecek kişilerle uğraşıyor. Örneğin Türkiye’de birçok Telekom alanından istek geliyor ama dünyada şu son dönemde önemli bir makineleşme, önemli bir yapay zekaya kayış var. Ben bizde de görüyorum çok benzerlerini.

 

Yaprak Özer: Baştan sorayım. Aslında merak ediyorum, benim gibi bir sürü insan da merak ediyordur. Dünyada çok fazla değişiklik oluyor, bunların hepsini ben kendi adıma söyleyeyim takip etmem neredeyse mümkün değil. Kimsenin de takip edebildiği kanaatinde değilim. Tabii ki bu işin içerisinde olanlar bambaşka bir vizyonda. Merak ettiğim şeylerden bir tanesi, dünyada bu kadar çok değişiklik olurken bir kırılma yaşadığımızı düşünüyorum. Bizdeki size gelen fikirler, o dünyanın gittiği noktada tabii dünyanın gittiği derken Silikon Vadisi, Berlin’de değişik teknoloji alanları, Fransa, İsrail’den söz ediyorum. Bizdeki aynı yolda, aynı hızda, aynı orijinallikte mi? Merak ettiğim şeylerden bir tanesi bu. Yok hayır, çok daha farklı şeyler de oluyor hayatta da diyebilirsiniz. Onun resmini bir çizer misiniz?

Metin Salt: Yelpaze çok geniş başta onu söyleyeyim. Çok fazla değişik alanda ilerleme oluyor hem teknolojik olarak hem girişim olarak. Tabii her ülke kendi yerel özelliklerini kullanıyor, yeni Türkiye’de çok fazla tarım girişimi var. Çünkü Türkiye bir tarım ülkesi. Aynı çokluktaki tarım girişimini ben Amerika’da oransal olarak görmedim. Ama burada da çok başarılı işler yapanlar oldu çünkü ellerinde bunu sunabilecekleri bir pazar var.

 

Yaprak Özer: Siz ilgileniyor musunuz tarımla?

Metin Salt: Biz hepsiyle ilgileniyoruz. Dediğim gibi artık bıraktık yani bunlar bizim özel alanlarımızdır demiyoruz, her konuya açığız. Ama kalanlara bakarsanız aslında Türk gençleri de dünyayı çok yakından takip ediyor. Yaklaşık aynı kavramlar etrafında yoğunlaşma görüyoruz. Mesela bir tanesi paylaşım ekonomisine dayalı girişimler. Bunlar Türkiye’de de yurt dışında da çok örnekler. Bazen komplike sistemleri burada yapıyorlar ama orijinal iyi fikirler çıktığında görüyorum. Beni en çok etkileyen, en çok ileride etkisi olacağını düşündüğüm şey yapay zekâ ve onun etrafında dönen teknolojiler.

 

Yaprak Özer: O da büyük bir şey yani yapay zekâ robotlar şu, bu falan diye dinleyen sizi aklında böyle bir şey yapacak ama altı çok geniş. Yapay zekayı biraz tarif edebilir misiniz yani yapay zekâ deyince bambaşka şeylere doğru da gidiyoruz.

Metin Salt: Aslında robotlarla da uzun süredir bir aradayız. Onlar zeki robotlar değildi bence bugüne kadar fabrika ortamında kullanılanlar gibi. Çoğu bedensel olarak yapılan işi devraldılar zaten.

 

Yaprak Özer: Yani mavi yakanın işini mi?

Metin Salt: Mavi yakanın işini zaten bir kısmını devraldılar. Hala tabii her tip insana ihtiyaç var fabrika dahil olmak üzere ama biz bu değişimi yaşadık ve gördük. İnsanlar bundan etkilendi. Kendilerini değiştirerek, daha fazla eğitimi önemseyerek, daha fazla yazılım gibi alanlara kayarak kendilerine yeni bir iş alanı yarattı.

 

Yaprak Özer: Unutmayın lütfen. O zaman mesela Bill Gates’in herkes kodlama öğrenmelidir demesinin sebebi aslında mavi yaka da kodlama öğrenmelidir, her çocuk kodlama öğrenmelidir ki demek ki mavi yaka ve beyaz yaka başka bir tarafa doğru eviriliyor. Mavi yakanın işi bittiyse dönüştü. Dönüşüm sağlandı mı tam olarak?

Metin Salt: Bir miktar dönüştü, devam da edecek. Beni biraz kaygılandıran, biraz da heyecanlandıran gelişme bence aynı şey şu anda beyaz yakalıya da olmaya başlıyor. Yani eskiden o işleri ancak insanlar yapabilir dediğimiz işleri artık eli yüzü olmayan makineler, bilgisayarın içinde yaşayan yapay zekâ bunları yapmaya başladı. Zaten kırılmalara doğru geldik. Bugün düşünülen şey acaba yapay zekâ bir insan gibi davranabilir mi?

 

Yaprak Özer: Davranabilir mi?

Metin Salt: Neredeyse o sınırda şu anda. Örneğin 80 milyar nöron var. Bilgisayarda modellemeye çalışıyor bilim insanları bunu. Geldikleri hız sınırı bu nöron modellemesine yaklaştılar yani yakın zamanda geçileceği düşünülüyor.

 

Yaprak Özer: Ne zaman bizi ekarte ederler?

Metin Salt: Size birkaç tane örnek verebilirim. Bugün yatırım kararlarını insanlar veriyor, bunu makinelere verdirttiler. Benim yaptığım iş, hangi girişimlere yatırım yapılmalı. On yıllık bir çalışma. Makinenin daha başarılı karar verdiği örnekler az değil.

 

Yaprak Özer: Az değil ama…

Metin Salt: Tamamen yerine geçmesi çok zor.

 

Yaprak Özer: Duygu olmadığı için galiba değil mi?

Metin Salt: Belki kazancı da olabilir, kaybı da olabilir.

 

Yaprak Özer: Hukuk diyordunuz.

Metin Salt: Hukukta bunun örnekleri var, tıpta örnekleri var. Kod yazmada zaten söylemiyorum bile. En güzeli oyunlar. Birçok oyunu makineye karşı oynanmıştı, satrançta makinelerin insanları yenmesi başarı sayılıyordu. Şimdi baya ciddi ciddi insanların oynadığı oyunlarda makinenin kazanacağı öngörülüyor.

 

Yaprak Özer: Sorumu yineliyorum. Makine ne zaman sizin yerinize geçer?

Metin Salt: Zor bir soru.

 

Yaprak Özer: Nedir bunun vadesi ya da olabilir mi? Ya da sizi makineden farklı kılabilecek yani bu çünkü ileriye yön gösterecek olan bir şey. Siz derken yanlış anlamayın yani insan kendisinden yola çıkarak belki bir şeyleri daha rahat söyleyebilir. İnsanı, bireyi, makineden farklı kılan özellik ne ki bundan sonra o özelliklerini geliştirip de robotlar işimizi elimizden alıyor pankartı açmadan aslında o tarafa doğru yönleniyor.

Metin Salt: Valla şu nedenle çok zor soru: duygunun bile ne olduğunu tartışıyor insanlar. Duygu gerçekten modellenemez bir şey mi acaba? Yapay zekanın da duyguları olur mu acaba.

 

Yaprak Özer: Olur mu?

Metin Salt: Eğer sadece beynimizle sınırlıysak her şey bunun içinde. Eğer öyleyse de her şey kopyalanabilir gibi duruyor. Örneğin kişinin kendini alıp makineye kopyalaması, hayatına orada devam etmesi çok önemli bir öngörü.

 

Yaprak Özer: Evet, filmlerde kalmayacak yani bu aslında.

Metin Salt: Olmaması için de ben önemli bir sebep görmüyorum. Şu anda bir profesör ama adını unuttum, o çok ilginç bir yere gidiyor. İnsan ilkele geri dönüyor, aramızda konuşurduk. İnsan ilkele geri dönebilir.

 

Yaprak Özer: Ne yapacağız peki? İlkel derken yani?

Metin Salt: En azından daha sağlıklı yemek yeriz, doğaya geri döneriz.

Yaprak Özer: Yani altı-yedi milyarlık bir nüfustan söz ediyoruz. Robotlar bunun yerini alacak ise o diğerlerinin doğaya dönmesi bambaşka bir şey. Tabii ortada bir doğa kalırsa dönebileceğiz. Bu bizim sohbet çok güzel bir noktaya evirildi ama gerçekten iş aramaya büyük bir sekte mi vuruyor? Görüyorsunuzdur belki yani siz çok sayıda gençle de tanışıyorsunuz. Sorumu sormamdaki sebep o. Siz bir insan kaynakları yöneticisi değilsiniz ama artık herkes biraz insan kaynakları yöneticisi. Dolayısıyla oradaki görüşünüz?

Metin Salt: Risk alan insanlar var yani benim tanıştığım insanların en önemli farkı kendi yaşıtlarından ayıran bunlar risk alıyorlar. Hani bazıları çok özgüvenli ama belki söylediği iş o kadar önemli değil ama eminim ikincide, üçüncüde, dördüncüde bunu bulabilecek. Risk aldıkları için farklı bir jenerasyon var. Biz daha farklıydık, bu jenerasyon daha farklı ama onların da görmesi, belki de gördükleri için böyleler. Artık sadece insanlardan kaynaklanan risklerle karşı karşıya değiller, sadece insanlarla rekabet etmeyecekler. Birçok iş için makinelerle hareket edecekler.

 

Yaprak Özer: Yapay zekayla yani aslında belki o jargonu da değiştirsek iyi olur yapay zekayla rekabet edecekler.

Metin Salt: Bir vücudu olmayabilir ama zekâ bir makinenin içinde duruyor ve bu işi sizden iyi yapıyor. Jenerasyonun buna hazırlanması lazım, burada kendine bir yol bulması lazım, yer bulması lazım.

 

Yaprak Özer: Türkiye için ne diyorsunuz peki?

Metin Salt: Biz bazı şeyleri geriden takip ediyoruz ama bunun bazen faydası da oluyor. Zararını görmeden hazır aldığımız, olgunlaşmış çözümler de oluyor. En azından şunu söyleyebilirim insanlara: buna gözlerini, gönüllerini kapatmasınlar bu yapay zekâ konusunda değişen dünyaya. Biz eskiden şöyle söylerdik, teknoloji çok hızlı değişiyor. Bence bu son geldiğimiz noktada sosyal hayat çok hızlı değişecek. Biz o teknoloji hızını, değişme devrini bitirdik sosyal hayatımız bir jenerasyondan bir jenerasyona hızlıca değişebilecek.

 

Yaprak Özer: O zaman yardımcı olayım; hani böyle geçmişe ve başa geri dönme zaten tarifinize doğru gidiyoruz. İsterseniz orasıyla bağlayalım da bunun bir şeyi olsun. Tariflemek her zaman iletişim açısından çok önemli.

Metin Salt: Çok hızlı sosyal değişimler yaşadığımızı düşünüyorum. Yapay zekâ olsun, belki en önemli sebebi bu. Paylaşım ekonomisi olsun insanların kendi aralarında iş yapıp kurumsal dünyaya…

 

Yaprak Özer: Örnek versenize mesela nasıl hayal edeyim şimdi bu sosyal değişimden birkaç tane örnek. Şimdi paylaşım ekonomisi dediniz başka şeyler ama bazıları Çince gibi geliyor bazı noktalarda.

Metin Salt: Çok basit olarak sosyal hayatın nasıl değişebildiğine örnek: para dediğimiz şeyi bizim algımızda devlet denen kurum basar. Onun bir sahibi vardır, değerler biz aramızda üçüncü bir şahsın değer biçmesiyle ancak bir şeyin değerine karar verebiliyoruz. Halbuki insanlar eski dönemde birbirleriyle birinin elindeki malı bir başkasıyla takas ediyorlardı. Takas geri geliyor gibi. Bu sosyal bir geri dönüş değil mi sizce? Bireyler kendi aralarında değer biçtikleri bir şeyi değiştiriyorlar. Bahsetmeye çalıştığım şey bitcoin gibi para sistemleri, dijital para sistemleri. Bunun bir sahibi yok, kimse de durduramıyor. Şu an için ülkelerin tek yapabildiği bunu yasaklamak. Gidilen yollardan biri. Ama teknolojiyi çok da durduramazsınız. Sosyal gelişimin önünde devletler duramıyor. Eğer insanlar, devleti oluşturan insanlar değişim istiyorsa ister istemez oluyor ama bir yılda olur, on yılda olur. Dolayısıyla bir değişim oluyor. Bu işte sosyal değişime bir örnek. Takas sistemi geri mi geliyor.

 

Yaprak Özer: Buradan hayal gücümüzü ilerletip aslında sosyal değişime insanların seçme, seçilme, protesto yani bambaşka alanlardaki çok farklılıklar, bunları teknoloji sayesinde hayal dahi edemediğimiz beş yıl önce on yıl önceki noktalardayız şu anda. Ben gelecek üç beş sene içerisinde ne olacağını açıkçası böyle merakla bekliyorum.

Metin Salt: İki yüz yıl sonra temsili yönetim olur mu acaba. Çünkü temsile gerek var mı?

 

Yaprak Özer: Devletlerin sınırları, devletlerin yapıları, ülke sınırları daha doğrusu bunların hepsi açıkçası tartışılmaya…

Metin Salt: Bir de formüle yeni bir eklenti, yapay zekâ dediğinizde bir kişilik mi? Acaba onun da hakları var mı? Acaba onun benim üzerimde hakları var mı, benim onun üzerinde haklarım var mı? Bunlardan kaç tane var? Çok hızlı bir değişim değil mi?

 

Yaprak Özer: Çok.

Metin Salt: Bütün işleri de onlar yapacaksa biz ne yapacağız, ilkele geri döneceğiz.

 

Yaprak Özer: Ne yapacağız?

Metin Salt: Şeyi konuşuyorlar işte bu günlerde, her doğana bir maaş bağlayalım, nasılsa çalışmasına gerek yok. Deniyorlar da bunu.

 

Yaprak Özer: Kuzey Avrupa ülkelerinde. Şimdi o mutlu azınlık dünya üzerinde bunu deniyor. Doğru mu?

Metin Salt: Ama unutmayın her şey tabii ki bir yerde başlıyor. Değişen şey değişimin hızı oldu. Dolayısıyla bu jenerasyon bile bazı şeyler görebilir. Bunu izleyecek insanların jenerasyonu eminim çok şey görecek.

 

Yaprak Özer: Bence sohbet muhabbet yani hakikaten çok güzel ve çok nitelikli çok teşekkür ederim, çok ufuk açıcı bir diyalog oldu. Ama ucu bucağını göremiyorum.

Metin Salt: Bir tane daha yapmamız lazım.

 

Yaprak Özer: Bir tane daha bence rutin yapalım eğer söz verirseniz ara ara yapabilirsek yani çünkü bu çok büyük bir genelleme oldu. Ben isterim ki içinden belli konuları seçip ondan sonra hem yurt d ışında hem yurt içinde hem de kendi değerlendirmenizle bazı noktalarda nereye geldik, nereye gideceğiz. Bunu görelim. Sözünü aldığıma göre rahatlıkla nokta koyabiliriz. Çok teşekkür ederim Metin Bey gerçekten ben çok şey öğrendim.

Metin Salt: Ben teşekkür ediyorum.

 

Yaprak Özer: Devam edeceğiz diyorum. Fikir Buluşmaları’nda teknolojiyle sosyal değişimle ben söz aldım daha sonra tekrar sizlerle de birlikte olacağız.

Paylaş