Fethi Bey Amca

 

 

Ben küçükken yaşı büyükbaba-dede gibi olanlara hitap ederken “bey amca” derdik. Adet, örf, gelenek. Örneğin, Ömer Bey Amca, komşu pastanenin sahibiydi. Bayılırdım onun un kurabiyelerine. Her gün bir tane hakkım vardı. Cevat Dedemi bir başka severdim. Gerçek dedem değil, aile dostumuzdu. Cevat Dedemin cebinde küçük jelatin torbalar içinde çikolatalar bulundururdu. Görünce “Cevat Dede” diye çığlık atar boynuna sarılırdım. Önce yanaklarımdan öper sonra cebinden küçük çikolata torbasını çıkarırdı. Bayılırdım Cevat Dedeme.

 

Fethi Bey Amca’yı hiç görmüşlüğüm yok. Tatlı birine benziyor. Ömer Bey Amcam ile  Cevat Dedem’i anımsattı bana. Bir farkla, Fethi Bey Amca yaramaz bir dede galiba. Kendisi yaşça büyük, ama ondan büyük devlet büyükleri var, onları kızdırdı.

 

Fethi Bey Amcam 82 yaşında. Sen git, Selanik’te Atatürk’ün evinde açılan ziyaretçi defterine aklına geldiği gibi yazı yaz. Ona sorarsanız, “Atatürk’e içimi döktüm” diyor.  Herkes her istediği yerde açılan defterlere yazı yazamazmış. Mantıklı, yazmamalı. Ama kural yoksa, bulduğu deftere yazı yazan neden suçlu olsun?

 

Fethi Bey Amca, meğer örgüt üyesiymiş. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’e göre “Kaleme aldığı metin, illegal örgüt bildirisi gibi.” Çiçek, Fethi Bey Amca’nın “yargıda hesap vereceğini” söyledi. Örgüt, geçenlerde bomba patlattı, okula giden küçük çocuklar yaralandı… Bakın şimdi aklıma geldi, onları yakalayıp hesap sordular mı? Fethi Bey Amcam da aynı örgütten mi yoksa?… Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin:Bana nasıl ‘hırsız, dinsiz’ der, dava açacağım” demiş. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe çoktan avukatına talimat vermiş… Bak yine aklıma geldi, çevreye zarar veren variller ve zehirli atıklar ne oldu? Kimse ceza aldım mı? AKP Gaziantep Milletvetili Mahmut Durdu gördüğü yerde Fethi Bey Amca’nın yüzüne tükürecekmiş. Düşüncesi bile fena.

 

Ben Fethi Bey Amca’nın yazdıklarını sizler gibi gazetelerden sansürsüz okudum. Koparılan yaygaradan sonra kafamı çevirip televizyonlara baktım ve bir kez daha gördüm ki, ünlü ünsüz herkes birbirine küfür ediyor, saygısızlık diz boyu, yetmiyor insanlar birbirlerini dövüyor, hatta öldürüyor… Neden kimsenin sesi çıkmıyor?… Sonra olayın Atatürk’e hakaret motifini farkettim ki, kafam yine karıştı. AKP neden Atatürk’ün manevi şahsiyeti konusunda bu kadar hassaslaştı. Sonradan öğrendiğime göre Fethi Bey Amca’ya yeni TCK’ya göre “hükümeti aşağılamak” suçundan dava açılabilmesi için 6 aylık şikayet süresi dolmuş. Atam, hiç bu kadar popüler olmamıştın, seni yere göğe koyamıyoruz bu aralar.

 

Fethi Bey Amca, “Oley!…” diye bağırmış mıdır?… Şimdiki çocuklar sevinçlerini böyle ifade ediyorlar. Fethi Bey Amca da 82 yaşında, çocuk gibi ne de olsa. Necmettin Bey Amca’yla aynı yaşlarda olsa gerek. Eminim Fethi Bey Amca’yı Necmettin Bey Amca’dan ayrı tutmazlar. Hapislerde eziyet çekmesin diye yasa değişti… Sahi, Necmettin Bey Amca’yı neyle suçlamışlardı?

 

Haksızlık etmek de istemem, milletvekilleri ile bakanlar haber yollamışlar, “deli raporu al, yoksa fena olur” diye… Fethi Bey Amca “ben deli değilim” diye tutturmuş.

 

Geçen hafta ‘Profesör Celal Şengör eğitimde kalitesizlik yüzünden İTÜ’den ayrılıyor, eğitime sahip çıkmak gerek’ diye yazdım. İçiniz bir dirhem cız etti mi, bilmem. Etseydi, daha tepkisel davranabilirdiniz. Pişti diye popüler bir TV programı olduğunu öğrendim. Şengör’ün akademik hayattan el çekmesine de değinmişler. Kendisini sorumlu gösterenlere kızan Hülya Avşar; “Hülya Avşar kadar taş düşsün başınıza… Zaten bu profesörlerin bana karşı bir şeyi var…” demiş. Demet Akbağ da; “Bence üniversite (İTÜ), öğrencilerini bir araya toplamak için yabancı profesörle Hülya Avşar’ı bir araya getirseydi… Birinde 600 (Hülya Avşar’ı izleyenler), diğerinde 4 (ABD’den gelen konuk profesörü izleyenler) öğrenci olacağına, toplam 604 öğrencinin izlemesine neden olmuş olacaktı” demiş… Hiç fena olmazmış!

 

Eğitime önem versek çok şey değişecek. Çünkü herkes gerekeni yapacak, hakkı olduğu kadarını alacak, paylaşacak. Böylece kimse, “Bana hukuksuzluk yapanın gözünü oyarım, çünkü hukuk benim!” diyemeyecek.

 

Eğitime önem versek, bu hafta sol görüşlü olduğu varsayılan bir İTÜ öğrencisi, sağ görüşlü İTÜ öğrencileri tarafından öldüresiye dövülmeyecekti. Eğitime önem vermiş olsaydık, öğrenciler hoşgörünün ne demek olduğunu biliyor olacaktı. Eğitime önem vermiş olsaydık, magazinle gerçek arasında gelgitler yaşamayacaktık. Fethi Bey Amca sorunu da yaşamayacaktık, eminim.

 

Bak tam yazıyı noktalayacakken, birden geçtiğimiz aylarda yayınlanan bir araştırma geldi aklıma. İngiltere Ulster Üniversitesi’nden Prof. Richard Lynn’in yaptığı zeka testi araştırmasında, Türkler sondan ikinci diye açıkladı. Zeka, zenginliğin, coğrafyanın, iklimin ve beslenmenin bileşkesiymiş. Araştırma yayınlandığında Prof. Lynn’e ırkçı dediler, cahil dediler… Yaşadıklarımıza ve tartışmalara dönüp dönüp bakıyorum hiçbir şey diyemiyorum.

Paylaş