Çılgın Türklerin beden ve beyin ölçüleri

 

 

Biz kimiz… Ne yer, ne içeriz… Ne düşünür, nasıl yaşarız. Değerlerimiz nedir? Neyi sever, kimi sevmeyiz? Biliyor musunuz bu soruların yanıtlarını? Ne fizik olarak, ne felsefe olarak kimselere benzemeyen, değişik bir milletiz biz.

 

Şu insan kaynaklarını gel de sevme. Bayılıyorum! Mal ilginç olunca, insan kaynaklarında ne konu tükeniyor ne de bilgi. Bakın şimdi, biz Türkler bu memleketin insan kaynakları değil miyiz? İşte bu haftaki konumuz da Türkiye’nin insan kaynakları. Burada insan kaynakları evrensel kriterlerini işletemiyorsun. İşe alım, işten çıkarma, performans ve diğerleri yok. Burada, atsan atamazsın satsan satamazsın durumu hakim. Durumu yüksek mevkidekiler tanımladılar: “Bal gibi adamlarımızı, istediğimiz kadrolara yerleştiririz.” Bizim insan kaynaklarından anladığımız budur, böyle biline! Patron istediğini alır istediğini satar. Sorgu sual edilmez. Kendimize yakın olanların devri bitmez…

 

Şu bizim patronun dilediği zaman sağa sola yerleştirdiği insan kaynaklarımızın özelliklerini öğrenmek ister misiniz?

 

Doksan altmış doksan değiliz

Türk insanının yarıdan fazlası (yüzde 59) siyah saçlı, neredeyse tamamı (yüzde 71) kahverengi/siyah gözlü. Kadınların ortalama kilosu 63.4, boyu 162 cm, 40 beden ve üstü. Erkeklerin ortalama kilosu 71.8, boyu 173 cm, ayakları 42. Yani sokakta gördüğünüz sarışın ve renkli gözlüler ya Türk değil ya da yalancı dolma. Bizim için dense dense tıknaz, etine buduna, esmer bomba, balık eti demek mümkün.

 

Evleniyoruz alyans takmıyoruz

Genç sayılacak yaşta (21) evleniyoruz. Aslında “baş göz ediliyoruz”. Çünkü evlenenlerin yüzde 35’i “hiç tanışmadan, görücü usulüyle” kocaya varıyor. Neden anlamadım, fakat ilginç buldum; evlilerin neredeyse yarısı (yüzde 46) alyans takmıyor. Önemli bir çoğunluk (yüzde 27) ise evlenme tarihini hatırlamıyor. Baş göz edilenlerin evlenme tarihlerini hatırlamamalarını, kendimce anlamlı buldum. Kim hatırlamak ister? Alyans takılmamasının nedeni ise olsa olsa aldatmaktır diye düşünecek olup vazgeçtim. İyisi mi önce parmaklarınıza bakıp, sonra hafızanızı yoklayın, siz karar verin.

 

Dindar mıyız belli değil

Neden derseniz; nazara daha fazla inanıyoruz (yüzde70). Türkiye’de “her şey kadere bağlıdır” diyenlerin oranı yüzde 33. Çok dindar olduğunu ifade edenler yüzde 11. Şaka gibi!… Dini inançlarından dolayı kürtaja karşı olanların oranı yüzde 24. Etik olup olmaması gibi kaygılar ile doğum kontrolü yöntemleri yok… Araştırmaya katılaların yüzde 6’sı, kadınların kocaları tarafından dövülmesini doğal karşılıyor. Yapılan her benzer araştırmada halkımızın bir bölümü kadının sırtından sopayı eksik etmemek gerektiğini ifade eder. Allah akıl sağlığımızı korusun demekten başka bir seçenek göremiyorum.

 

Sakın dokunma!

Malum, 21. Yüzyıl  küresel anlamda muhfazakar rüzgarlar estirdi. Avrupa kasıp kavrulmakta. Bir de bizi oldu bitti muhafazakar sanırlar. Yanılırlar! Araştırmaya göre, Türk toplumunda “muhafazakarım, ama değişim istiyorum” diyoruz. Nasıl bir muhafazakarlıksa… Benim bildiğim muhafazakar değişmek istemez. Ama bakın biz farklıyız: siyasi, ekonomik yapının değişmesini şiddetle istiyoruz, ama konu aile olunca “Sakın dokunmayın!” diyoruz.

 

Muhafazakar mıyız

“Orta muhafazakar” sizce nasıl bir şeydir. Liberal değiliz, muhafazakar da değiliz. Birinden birini seç, seçemiyoruz. Hem o, hem buyuz. Biraz o, biraz buyuz… Araştırmaya katılanlar arasında en büyük grup (yüzde 40) muhafazakarlıkta kendini “ortada” görenler. Özel yaşamda kendini muhafazakar bulanların oranı yüzde 35. Özel yaşamda “muhafazakar” olanların yüzde 40’ı zaten kendilerini “ortada” görenler. Kendisini muhafazakar olarak tanımlayan grubun yüzde 63 gibi ezici çoğunluğu hayatlarının değişmesini istiyor. “Elinizde olsa hayatınızın neresini değiştirirsiniz?” sorusuna yanıt olarak  ilk sırada “ekonomi” diyor. Biz ne dediğimizi de pek bilmiyoruz…

 

Dışarıda eşit evde köle

Biz Türklerin ciddi bir kadın derdi var. Bu kadınları ne yapacağımızı bilemiyoruz. Kadınların siyasette, iş hayatında, toplumda her bakımdan erkeklerle eşit olmasını istiyoruz. (yüzde 87). Ama… Kadın dışarıda eşit olabilir, evin içine girdiği andan itibaren erkeğe hizmet etmek, hamarat olmak zorunda. Hizmeti aksatıyorsa ‘o zaman işini bırakmalı ve ev kadını olmalı’. Araştırmaya göre “Kadının esas görevi kocasına evde hizmet etmektir” (yüzde 71). Şöyle yorumluyorum; “Paran getirdiğin sürece özgürsün, kızdırma kırarım bacaklarını!”

 

İdeal Türk Vatandaşı kimdir

“Hem Batı kültürünü benimseyen hem de kendi kültürümüzü yaşatanlar” (yüzde 53). Ne olduğunu anlayana aşkolsun. Araştırmaya katılanların yüzde 70’i “batının kültüründen ziyade teknolojisinin alınmasını” istiyor. “Türkiye’nin AB üyeliği iyi mi, kötü mü?” sorusuna “iyi” yanıtını verenlerin oranı neredeyse yüzde 70.

 

En Batılı AKP

Avrupalılaşmanın en büyük destekçisi bundan iki yıl önce yapılan araştırmaya göre CHP’liler. Bu araştırmanın sonuçlarına göre CHP Batılı değil, bu sıfat muhfazakar yapılarıyla tanınan AKP’lilere geçmiş bulunuyor. Bu durumun yorumunu yapmaya kelimeler kifayet etmiyor.

 

Kaynak:

  1. TNS PİAR; 24 ilde 15 yaşın üzerinde 2066 kişi.
  2. Boğaziçi Üniversitesi ve Açık Toplum Enstitüsü; 15 ilden 1644 kişi
Paylaş