Bu bir mukavemet yarışı

insankaynaklari.com Medyada Kariyer Araştırması

Gazetecilik ya da medyada olmak demek, yalnızca renkli olmak demek değildir; işin mutfağını bilmeyen, yalnızca bizim gibi ülkelerde hak ettiğinden daha uzun süreler bir yerlerdeymiş gibi görünür.

Araştırma sonuçlarını çarpıcı buldum, ama şaşırmadım.

Benim yorumum: Bu araştırmaya yanıt veren arkadaşlarımın, Türkiye’nin geneline hakim olan; çabuk köşe dönmek, kısa yoldan zengin olmak, hemen bir şey olmak ve en büyük olmak sendromunun bir parçası olduklarına inanıyorum. Bu zihniyetin uzantısı; mümkünse çok zahmet etmemek diye özetlenebilir. Yine bu zihniyet içinde ‘en iyisi olmak’ gibi bir kaygı yoktur. Çünkü en iyi olmak için çok çalışmak, çok sabretmek, çok farklı olmak gerekir.

Bu meslek son zamanlarda çok iyi olanları değil, farklı olmak için farklı olanları ve sistemden yararlanmak üzere var olanları orada ağırlıyor. Tüm arkadaşlarımın bu özetlediğim kategorinin bir parçası olmadığını biliyorum. Hepsine haksızlık etmek de istemiyorum, ama gençlerin (24-29 yaş) yığınlar halinde medyaya girmek istediklerini görünce, diyecek de fazla bir şey bulamadım.

Ekranlardan taşan birkaç renkli hayat ile gazete sayfalarından sarkan yine birkaç sıradışı hayata ilişkin resmin gerçek olmadığını anladıklarında büyük bir hüsran yaşandığını biliyorum.

Gazetecilik ya da medyada olmak demek, yalnızca renkli olmak demek değildir; işin mutfağını bilmeyen, yalnızca bizim gibi ülkelerde hak ettiğinden daha uzun süreler bir yerlerdeymiş gibi görünür.

Büyük bir aşkla yaptığım ve yapmaya da devam ettiğim mesleğime benim bakışım tabii ki çok yanlı. Çünkü bana göre medya bir numara. Ama medyada çalışmak için böylesine can atmak, yalnızca dışını beğenmenin ifadesi. Oysa içinde zorluk, sorumluluk, fedakarlık, uykusuzluk, çok çalışmak, rekabet, acımasızlık var.

Ben meslek hayatım boyunca, “”Medya mı aman”” diyerek kaçanları da, “”Medya mı koş”” diyenleri de gördüm… Görmek istediklerim ise bilinçli olarak bu mesleği seçip, burada sabırla yoluna devam etmeyi göze alanlar. Bu bir mukavemet yarışı; dayanıklı olanlar, kendini yetiştiren ve geliştirilenler ile tabii ki çok çalıştıkları için iyi olanlar kalıyor.

Medyanın en önemli sorunu insan kaynakları. Köşeleri tutmuş, gitmem, diye tutturmuş yetersiz/bilgisizlerle, aman burada şan var, şöhret var diyerek yetersizliklerini taklalar atarak kapayanların çoğunlukta olduğu bir sektör. Kalite ne yazık ki medyanın öncelik listesinde yer almıyor. Ben, genç, bilgili, görgülü, hırslı, yetenekli, eğitimli, eğitilmeye müsait, gelişmeye açık arkadaşların bu sektöre girerek, çıtayı yükseltmelerini arzu ediyorum.

Arkadaşlarıma başarılar dilerim.

 

Paylaş