Birleşmiş Milletler’i kim yönetsin

 

 

Bence bir Türk yönetsin!… Neyimiz eksik. Ben de biliyorum, küresel görevlerde Türklerin sayısı, bırakın iki eli, bir elin parmaklarını bile bulmuyor. Sağdan bakın Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın Başkanı Kemal Derviş, soldan bakın Afganistan’daki NATO Kuvvetleri Sivil Temsilcisi Hikmet Çetin. Her ikisi de zamanında bu topraklarda çok hırpaladığımız iki insan. Başka da yok. Dünya üzerinde birbirinden değerli ve önemli pozisyonlarda bulunan Türklerin varlığını yadsımıyorum ama konumuz Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği görevi olunca işler değişiyor. Koltuk 31 Aralık’ta bir başkasına geçecek.

 

Adayların bir bölümü belli, neredeyse üzerinde bahis oynanacak. Kimi kampanya yapıyor, kimileri için kampanya yapılıyor. İnanmayacaksınız ama  bir Türk, Genel Sekreter adayı olarak gösteriliyor: Kemal Derviş. Türkiye’nin arada bir de olsa kendi sorunlarından başını kaldırıp, küresel dünyada ne olup bitiyor diye bakması gerekiyor. Birleşmiş Milletler koltuğunda bir Türk’ün oturabilecek olmasının bu ülkeye katkılarını düşünemiyorum bile. Türkiye’nin akılcı politikalarla bu adayı desteklemesi gerekir.

 

Birleşmiş Milletler (BM) İkinci Dünya Savaşı sonrası, her ülkenin kendi sınırları içinde güvenlikte olacağı ve her ülke vatandaşının korku ve yokluktan uzak yaşayacağı bir barışın yerleşmesi çağrısıyla 51 ülkenin imzasıyla kuruldu. BM kendisinden beklenenleri yerine getirmekte, zaman zaman bağımsızlığını korumakta zorlanıyor, eleştiriliyor. Reform çalışmaları yapılması gerekliliği kaçınılmaz. Genel sekreterlik BM Örgütü’nün faaliyetlerini düzenleyen ve yöneten organ. Genel Sekreter, geleneksel olarak orta seviyede güce sahip ülkelerden, Güvenlik Konseyi’nin tavsiyesi üzerine, Genel Kurul tarafından beş yıllık bir dönem için seçiliyor. Bugüne kadar Trygvie Lie (Norveç), Dag Hammarskjöld (İsveç), U Thant (Myanmar), Kurt Waldheim (Avusturya), Javier Perez de Cuellar (Peru), Boutros Boutros-Gali (Mısır). Kofi Annan (Gana) görev yaptı.

 

Bakın Genel Sekreterlik için kimlerin adı geçiyor:

Sri Lanka Başkan Danışmanı Jayantha Dhanapala (67), Asya’dan aday olan üç erkekten biri. Geçmişte Birleşmiş Milletler’de silahsızlanma üzerine çalışan grupta bulunduğu için örgütü iyi tanıyor. Dhanapala’nın kişisel özellikleri görevle örtüşüyor. 6’da 1 şans tanınıyor. BM’yi yakından tanıması reforma engel olabileceği endişesi yaratıyor. Bir sorun da BM temsilcisi olarak Sri Lanka barış sürecini yürütürken ayrılıkçılar arasındaki anlaşmazlıkların şiddetlenmiş olması.

 

Güney Kore Dışişleri Bakanı Ban Ki Moon (61) Zamanının çoğunu New York’da kampanya yaparak geçiriyor. ABD ve Çin tarafından çok tutuluyor. Ban’in Kuzey Kore partilerarası görüşmelede dikkatleri çekti, diplomatik profilini güçlendirdi. Şansı: 15’te 2. Dezavantajı; Güvenlik Konseyi’nin Moon’un coğrafyanın en kritik meselesi olan nükleer silahlar konusunda aktif görev almasını isteyebilecek olması.

 

Tayland Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Surakiart Sathirathai (47) BM Genel Sekreterliği için kampanya düzenleyen ilk aday. Asya’dan çok destek alıyor. ASEAN’a üyeleri de adaylığını destekliyor. 15’te 2 şans veriyorlar. “Neden kazanamaz?” diye bakılacak olursa, seçim kampanyasına erken başlaması görece agresif tavır sergilemesi deniyor… Tayland hükümetinin bir parçası olarak güneydeki Müslümanlara karşı izlediği sert politikalar, Müslüman BM üyelerini olumsuz etkiliyor. Bir de genç olması…

 

Kemal Derviş BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı,  (57). Derviş herkesin tarif ettiği coğrafya ve kişisel kriterlere uyuyor. Hatta güçlü adaylar arasında gösteriliyor. Halen yürüttüğü uluslararası görevde görece yeni olmasına karşın izlediği etkin politika başarılı bulunuyor. Derviş’e 12’de bir şans veriliyor. Şansının önünde duran en önemli etmen ise kendisi. Derviş’in görevi istemediğini açıkladığı söyleniyor. Uluslararası çevreler BM’nin ilk genel sekreteri Trygve Lie’nin  de zamanında görevi istemediğini anımsatıp umutlarını yitirmediklerini söylüyor.

 

Polonya Eski Devlet Başkanı Aleksander Kwasniewski (51) Batı Avrupalı bir dünya liderde olması gereken tüm özelliklere sahip. Genç, enerjik, topluma hitabı kuvvetli. NATO üyeliğini garantileyip AB ile ilişkileri güçlendirdi. Uluslararası kurumlara hakimiyeti yüksek. ABD Başkanı Bush’un Irak operasyonuna destek verdi. Şansı 18 de bir. Amerikan karşıtlarının desteklemediği bir aday. Rusya’nın da kendisine şiddetle karşı çıktığı ifade ediliyor.

 

Litvanya devlet Başkanı Vaira Vike-Freiberga (68), şansı yüksek görülen adaylar arsındaki tek kadın. “Baltık’ın Demir Leydi”si olarak tanınıyor. Yedi yıldır politikanın içinde olan birine göre siyasi başarı hanesi kabarık. Psikoloji eğitimli devlet başkanı, gençlik yıllarını mülteci kampında geçirmiş. Kanada’ya göç etmiş. Litvanya’ya ancak 1998’de dönebilmiş. En büyük engeli Rus vetosu. Bahisciler 20’de 1 şans veriyor.

 

Amerikan Eski Başkanı Bill Clinton. Onu herkes seviyor. Başkanlık süresi dolunca aktif toplumsal görevler yüklendi; Tsunami mağdurlarına yardım etti, AIDS’le savaşmak üzere para topladı. İnsanlarla konuşmayı, onlara hitap etmeyi seviyor. Önündeki en büyük engel Amerikalı olması. Bugüne kadar hiçbir BM Genel Sekreteri, Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri arasından seçilmedi. Binde bir şans tanınıyor.

 

Dinleyin, bu şans bir daha ele geçmez. Önce Kemal Derviş’i, sonra uluslararası çevreleri ikna etmek gerekir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne bir Türk çok yakışır.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir