Bir başarı hikayesi; Murat Günak ve “MIA”nın öyküsü

Hiçbir başarı kolayca gelmiyor, hiç kimse başarıya kestirmeden ulaşmıyor. Bu yazı bir başarı hikayesi…  Kimin derseniz, çoğunuzun yakından tanıdığı bir tasarımcı Murat Günak!  Günak, Türkiye’yi yurt dışında temsil eden başarılı isimlerden biri. Otomobil tasarımcısı.

Ve sıkı durun, artık Türkiye’de İndeks Konuşmacı Ajansı tarafından temsil edilecek. Günak, iyi bir tasarımcı ve aynı zamanda çok iyi bir konuşmacı. Anlattığı yaşanmışlıklar, gelecekle ilgili görüş ve hayalleri, dinleyenin motivasyonunu artırıyor, ruhunu okşuyor.

Araba çizim tutkusu genç yaşlarda, özellikle spor araba çizimleriyle başlamış. Almanya Kassel’da Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okurken bir rota değişikliği ile otomobil tasarımcılığına geçiş yapmış. Ama ne geçiş! Opera set tasarımcılığından otomotiv sektörüne…

Murat Günak, kızının adını verdiği MIA adlı elektrikli otomobille “inovasyon” denince akla ilk gelen tasarımcılardan. Ford’da başladığı otomobil tasarım kariyerine, Peugeot, Mercedes, Volkswagen, DaimlerChrysler’de devam etti. Günak, 2007 yılında kendi şirketini kurdu,  elektrikli araç üretmek üzere kollarını sıvadı. Güneş ve elektrik enerjisiyle çalışan otomobil Mindset’i tasarladı, “MIA” markasının temellerini attı.

Murat Günak’ı yakından takip edenler biliyor, merak edenler için yakın plan yapmak istedim…

“Opera set tasarımı” diye bir uzmanlık varmış meğer… Bu yeterince ilginç ama operadan otomobile geçmek bana bir o kadar ilginç geldi. İçinde ve onu yaşayanlar için bizim hayretimiz bir hayret konusu olsa gerek, Günak şöyle diyor:

“Opera için set tasarımcılığı ile otomobil tasarımının benzer yanları bulunuyor. Her ikisi de üst düzey yaratıcılık gerektiriyor. Set tasarımında, müziği resme aktarmak için hayal gücüne ihtiyaç var. Opera dünyasında, her üretim kritik. Opera binaları arasındaki rekabet çok yüksek… Tamamen farklı bir alan olmasına rağmen otomobil tasarımı da benzerlik gösteriyor. Rekabet çok güçlü, bir otomobil, şirketin geleceğini belirler. Tasarımcı sınırları kırmak için vardır ve maksimum hayal gücü gerekir.”

Merak eder misiniz hiç? Yaratıcı insanlar nereden ilham alırlar diye… Yatar kalkar rüyalarından yaratıcı fikirlerle mi uyanırlar?… “Keşke” dediğinizi duyar gibiyim… Ben de sizler gibi keşke demek isterim, ama bugüne kadar yaptığım o kadar çok başarı hikayesi röportajı var ki, hiç birinden, “ … yatcam kalkcam… yatcam kalkcam başarılı olcam…” diye bir şey duymadım. Temel olarak ilk sırada şirketin markası gelir ama elbette zaman faktörü de var. Araç yola çıkmadan önce ilk çizimler minimum üç yıl sürer. Bir ürün ortalama beş yıl boyunca dolaşır.  Ortalama sekiz yıllık süreden söz ediyoruz. Zor bir iş.” demekle yetiniyor Günak.

Tek ihtiyacı bir kağıt bir de kalem!

Tüm zor işler gibi o da temel araç gereçle başlıyormuş meğer: bir kağıt bir de kalem!

“Her şey bir kalem ve kağıt ile başlar. Her tasarımcı yaratacağı araç hakkında bir benliğe sahiptir. Tasarımcıların fikirleri kağıt üzerinde bir görünürlük kazanır. Her tasarımcı rüyasını bir araç haline dönüştürmeye çalışır.”

Şimdilerde bilgisayar var tabii… Teknolojinin tasarım üzerinde etkisi görmezlikten gelinebilir mi? Meğer bilgisayarlar tasarımcı için kararları çok zorlaştırıyormuş. Diyor ki Günak, “…Senin temel bir fikrin var. Bilgisayar ise bir milyon seçenek sunuyor. Şuna benziyor; bir sayfa kağıt ve güzel bir kalem alır, sonra bir mektup yazmaya başlarsınız. Mektubu yazarken kelimelerin kullanımına dikkat edersin Bir tasarımcının tek bir araç kullanarak düşüncelerini yansıtması zaman alır; dikkat ister. Tasarımcı, mücadele edeceği bir şeyler bulur. Beni yanlış anlamanızı istemem, MIA üzerinde elbette bilgisayarlar ile çalışıyoruz, ancak kalem ve kağıt hala temel araçlar.”

Merak edilen o ki, bu tasarım aşkı Murat Günak’da nasıl doğdu? O nasıl başladı? Derki;

“…Benim de tasarıma başlayışım herkes gibi oldu, küçük bir çocukken sevdiğim arabayı çizdim. Bunlar geniş ve hızlı arabalardı! Spor arabalar… Toplantılar sırasında, seyahat ederken trende ya da hemen her yerde karalamalar yapardım; genellikle spor arabalar. Araçlara bakış açım son birkaç yılda çok değişti. Ne zaman çizim yapsam, yeni bir kod bulmaya çalışıyorum. Araç için yeni bir tür, bir dil bulmaya çalışıyorum. Bu, çizim yaparken elimde ne olduğunu görmekten öte bir şey. Oranlar, her şey değişiyor.”

Günak her tasarımda, eline kendi deyimiyle bir kağıt bir kalem aldığında ne aradığını şöyle aktarıyor:  “Ulaşımda önemli bir değişim içindeyiz. Fosil yakıt devri bitti, bunu kabul edebilir ya da reddedebilirsiniz. Sonu ne zaman gelecek bilmiyorum, ama dramatik bir değişiklik. Başka bir çözüme gitmek istediğinizde, elektrikli ulaşım araçları muhtemel bir cevap olabilir. Bu teknoloji de yeni bir otomobil konsepti gerektirir…”

MİA tatlı bir kız çocuğundan esinlenilerek vücuda getirilmiş ama nasıl bir şey acaba…

“Çalışmalar 2009 yılında başladı. Öncesinde VW grubunda Tasarım Müdürü olarak çalışıyordum. 2006 yılında otomotiv sektöründe kimse tam anlamıyla elektrikli ulaşım araçlarıyla ilgilenmiyordu. Sadece mucitler ve profesörler vardı. Daha sonra sanayi içinde bu fikrin uygulanmasının imkansız olduğunu fark ettim…”

Elektrikli araç üretmeye kalkmak cesaret ile delilik arasında bir şey olsa gerek! Günak, sözlerine şöyle devam ediyor ve anlıyoruz ki cesaret ve her cesur insanda olduğu gibi bir tutam delilik:

“…Kendi projemi yapmaya karar verdim. Önce lüks bir araba “zihniyet”i yaratmak vardı aklımda, Mindset. Cesur bir projeydi. Ve prototipini inşa etmek için Fransa’ya geldiğimde, onların elektrikli ulaşım araçları için yıllardır mücadele ettiğini gördüm. 2008’de prototipi inşa etmeye başladık ama bunu başarmak için geçen iki yılda, temel değişiklikler oldu; elektrikli araçlar çoktan kamunun bilincine yerleşti. Ayrıca, otomotiv pazarında iki veya üç lüks proje vardı bizimkine benzeyen. Mindset’i bıraktık. MIA, boş bir kağıt sayfasından doğdu. Hiçbir marka kılavuzu, hiçbir etkileşim yok. Teknik endişeyi minimuma indirerek, arabayı şehir hareketliliğine adadık. Bol bol tespit yaptık. Ben Paris, Berlin, Londra’daki bar ve restoranlarda insanların otomobildeki davranışlarını gözlemledim. Çocuklarını araca nasıl oturttuklarını, araba park edişlerini seyrettim. Harika bir deneyim oldu. Tüm bu gözlemler MIA’nın özünü oluşturdu. Fransa’da pazar lideri olduk. MIA, günlük yaşam için basit bir ürün. Ana hedefi hayatı uysal ve basit hale getirmek… Karmaşık bir şey yok, arabada her şey kolay. Bir elektrik fişi bul, şarj et ve git.” Böyle anlatıyor Günak ve ardından tüm MIA’lar için konuşuyor:

“Araba duygusal bir ürün. İnsanlar MIA’yı sürdükten sonra bir gülümseme ile döndüler. Kahkaha atmadılar. Küçük ve şirin buldular, tebessüm ettiler. Agresif değil, hızlı değil, sadece samimi bir ürün…”

Paylaş