Balık insanlar uzaylılara karşı

 

 

Geçen hafta yaklaşık 2.5 milyon memuru ilgilendiren toplu görüşmeler vardı. Oturma düzeni yüzünden taraflar kavga etti. Sendika temsilcileriyle bakan. “Hayır ben orada oturacağım, yok olmaz…“ Meğer sorun başbakanlık müsteşarıymış… “O niye burada!” Görüşmeler kilitlendi. Herkes birbirini suçladı. Kamuoyu niye kızdıklarını bir türlü anlamadı.

 

Bu adamların niye toplandıklarını öğrenmek ister miydiniz? Toplantı gündemi, kamu görevlisi olan iki buçuk milyon kişinin katsayı ve göstergeleri, aylık ve ücretleri, her türlü zam ve tazminatları, fazla çalışma ücretleri, harcırah, ikramiye, lojman tazminatı, doğum, ölüm ve aile yardımı ödenekleri, tedavi yardımı ve cenaze giderleri, yiyecek ve giyecek yardımları ile diğer etkinlik ve verimlilik artırıcı yardımları.

 

Dikkatinizi  “etkinlik ve verimlilik artırıcı” kelimelerini içeren cümleye çekerim. Bunun için istenen en düşük memur maaşı 880 YTL. Hükümet ise yüzde 7.4 zam veriyor. Son 3 yılda maaş artışı konusunda taraflar uzlaşmaya varamadılar. Artış oranları Bakanlar Kurulu tarafından belirlendi.

 

Sonunda neden kavga ettiklerini anlıyoruz. Nasıl olsa etkinlik ve verimliliği artıracak çözümü bulamıyorlar. Dikkatleri bir başka yöne çekmek istedikleri ortada. “Hadi gelin kavga edelim, kamuoyu ne tartıştığımızı unutsun” demiş olabilirler. Balık hafızalı Türkler zaten her şeyi unuttukları için bunu da unutur ne olacak ki…

 

Uzaylılar ne konuşuyor dersiniz? Uzaylılar kim mi? Canım bizim dışımızdaki herkes. Biz balık onlar uzaylı!

 

Dünya ekonomisinde bilgi ve bilgi analizi işlerinin ağırlığı artıyor. Yazılım, finansal servisler ve medya bu alanlardan… Bilgi bazlı işler her yerde yapılabiliyor, bir mekana sabitlenmiş işgücü gerektirmiyor. Bilgi bazlı sektörlerde maliyetler sürekli düşüyor. İşveren ucuz işçi arıyor. Daha önce sadece ucuz ve vasıfsız insan sermayesi kaynağı olarak görülen ülkeler, artık iyi  eğitimli insan sermayesi ortaya koyabiliyor. Çin’de bu yıl 3.3 milyon üniversite öğrencisinin mezun olacağı tahmin ediliyor. Bunların 600 bini mühendis olacak. Hindistan’da bu yıl 3.1 milyon öğrenci mezun olacak. Hintli mezunların neredeyse hepsi İngilizce biliyor. Mezun olacak 350 bin Hintli’nin mühendis olacağı varsayılıyor. ABD’de bu yıl sayı 1.3 milyon üniversite öğrencisi mezun olacak. Mühendislik diploması alacakların sayısı sadece 70 bin.

 

Dengelerin değiştiğini söylemek bile yersiz değil mi… “Değerli” işlerin yabancı ülkelerdeki işgücüne verilebilmesi olasılığı herkesin aklında “bir sonra gidecek iş benim olabilir mi?” sorusunu oluşturuyor. (Uzaylılar korku içinde!) ABD’de yıllık 100 bin dolar ücret alan bilgisayar mühendislerinin yaptığı işi Hintli ya da Çinli bilgisayar mühendisleri beşte bir ücrete yapıyorlar.

 

Çin! Dünyanın en büyük 500 şirketinden 400’ü, bu ülkeye yatırım yapıyor. Yılda 50 milyar doların üstünde doğrudan yabancı sermaye yatırıma dönüşüyor. Çin’in üretim gücü her geçen gün artıyor. Tekstil kotalarının kaldırılmasıyla ABD tekstil sektöründe bu yıl 17 bin kişi işini kaybetti.

 

Eskiden outsourcing yüzünden sadece fabrika işçileri ve çağrı merkezinde çalışanların tehdit altında olduğu düşünülürdü, artık tehlike çanı bilgi-bazlı hizmet sektörü için çalıyor. McKinsey Global Institute’a göre bazı sektörler tanınmayacak derecede değişecek. Dünya yazılım sektöründe istihdamın yüzde 49’u emeğin ucuz olduğu ülkelere kayacak. Bankacılığın yüzde 25’i, sigorta sektörünün yüzde 19’u, ilaç sektörünün yüzde 13’ü. Mühendislik işlerinin yüzde 52’si, muhasebenin ise yüzde 31’i… Hatta 2008 yılına kadar 4.1 milyon iş, düşük ücret veren  ülkelere kayacak. Forrester Research 2015 yılına kadar 3.1 milyon işin kayacağı tahmininde bulunurken, University of California at Berkeley’nin tahminleri 14 milyona kadar çıkıyor.

 

Sizce bir gün, bizden bir yerlere iş kayar mı? Balık hafızalı insanların işlerine bir bir talip olan yok. Bu uzaylılar akıllı. Binlerce balığın işini kapmaya çalışıyorlar. Bkz: Şekil 1-A Ereğli. Biz yer kavgası yapmaya devam edelim.

 

En sevdiğim soru; biz niye böyleyiz? Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) tüketim harcamaları araştırmasına göre, üst gelir grubundaki 3 milyon 519 bin aile geçen yıl ayda ortalama 68.1 YTL eğitim harcaması yapmış. En yoksul yüzde 20’lik alt gelir grubundaki 3 milyon 519 bin aile, aile başına ortalama eğitime 50 yeni kuruş harcamış. Ne gam… Her ikisi de eğlenceye, eğitimden daha çok para harcamayı ihmal etmemiş. Zenginler eğitime ayda 72 YTL; fakirler 2.4 YTL harcamışlar.

 

Balık olmak kolay değil, özveri ister! Ben en kısa zamanda “muassır medeniyetler” seviyesine erişeceğimize inanıyorum.

Paylaş