Babalar Günü’nde Kadınlar İçin

Babalar Günü’nde babalar, kız çocuğunu daha iyi yetiştirme konusunu, bir kez daha düşünmeli. Kızınıza yatırım yapın ki, onlar iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir vatandaş olsun.

Adet olsun diye yazı yazmam.

O gün senin, bugün benim diye de yazı yazmaktan nefret ederim.
Bu yazının başlığından anlaşıldığı gibi zaman zaman yazmaya kalkıyorum ama kendimi bir başka noktada bulabiliyorum.

Babalar Günü’nde kadınları yazmak tabii ki, kadın konusunda hassas olmam, ülkede bu hassasiyetin yayılmasının önemli olduğuna inanmamdan kaynaklanıyor. O nedenle  hiçbir fırsatı kaçırmamaya özen gösteriyorum.

Çünkü

Kadına yatırım yapan, her kim olursa olsun kazanıyor.

Doğrudur gün Babalar Günü’dür. Onların kutlanması gerekir, ama araştırmalar babaların iyiliği için… Aslında tüm dünyanın iyiliği için kadınların daha fazla önemsenmesi, kadınların gelişmesi için yatırım yapılması gerekiyor. Kadınların evlere ya da adı ne olursa olsun bir takım şekilsel giysiler içine hapsedilmesi yerine kafalarının daha özgür ve daha aydınlık çalışması için özgür bırakılmaları gerekiyor. Babalar Günü’nde babalar, kız çocuğunu daha iyi yetiştirme konusunu, bir kez daha düşünmeli. Kızınıza yatırım yapın ki, onlar iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir vatandaş olsun.

Babalar ve Kızları

Yapılan çalışmalar, özellikle az gelişmiş toplumlarda kadına yapılacak yatırımla toplum refahının sağlanabileceğini gözler önüne seriyor. Kadının gelişmesiyle ekonominin gelişmesi arasında ciddi ve doğrudan bir ilişki ortaya çıkıyor.

Kadının gelişmişlik oranının arttığı ülkelerde doğum oranları, çocuk ölümleri düşüyor, sağlık sorunları azalıyor, beslenme artıyor, eğitim gelişiyor ve demokrasi yeşeriyor.

Dahası da var; çocukların okula gitme oranında ciddi artış gözleniyor, siyasete katılım artıyor, cinsiyetler arasındaki ayrım azalıyor, sosyal hayata katılım, yabancı sermaye girişi ve yaşam standardı artıyor.
Demek istediğim o ki, kızlarımızı iyi yetiştirirsek, kızlarımıza yatırım yaparsak, Babalar Günü’nü mutlu, huzurlu ve güzel kutlayabiliriz.

Kadın ve Refah

Dünya üzerinde kadına yatırımın çok zayıf olduğu üç coğrafya bulunuyor. Bunlar Güney Asya, Ortadoğu ve Sahra Afrikası. Bu bölgelerde toplumun kapalı, dinin güçlü olması kadına hayat hakkı tanımıyor. Bu bölgelerde yaşayan halkların önemli bir bölümü kadın konusunda keskin hatlarla birbirinden ayrılıyor. Muhafazakarlarla ilericilerin birbirleriyle mücadele alanı kadınları kapsıyor. Asya’da kadınların yüzde 55’i eğitimsiz, Arabistan’da yüzde 51’i, Afrika’da yüzde 45’i.

Sözü edilen geniş bölgelerin en önemli özelliği, yoğunlukla Müslüman toplumları barındırması.

Kadın konusunun zayıf olduğu ülkeleri gözümün önünden geçirirken, kendi ülkemde yanı başımızda yaşananları anımsayınca, bir de kadının kafasını ezmeye çalışan sözde demokrat adamları gördükçe; Müslüman toplumlarda kadının bastırılmış ve kısıtlanmış rolü ile ekonomik olarak geri kalmışlık arasında ciddi ve doğrudan bir ilişki yok mu diye sormaktan geri duramıyorum.

Yapılan araştırmalar, sözü edilen bölge halklarının Güney Doğu Asya (1960-1990) kalkınma modelini benimsemeleri durumunda, her yıl büyüme hanesine ekstra bir çentik atmalarının hiç de zor olmadığını gösteriyor. Ama görünen o ki, sözü edilen coğrafyalarda kadınların yüzünün gözünün kapanması, beyninin örümcek tutması daha önemli bir strateji olarak algılanıyor.

Irak, Suudi Arabistan, Afganistan, kadın haklarının ayaklar altında dolaştığı ülkelerin  başında geliyor. Bu ülkelerde yaşam düzeyini anlatmaya gerek yok. Petrol zenginliği ile de pek bir şey olmuyor.

Bu ülkelere ve kendi ülkemin bazı bölgelerinde ve genel olarak yapılmaya çalışılanlara baktıkça, kadının geri kalmasının ciddi bir strateji olduğu fikrine kapılıyorum. Komplo teorilerinin sonu yok ama yaşadıklarımızın ciddi bir güç mücadelesi olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.

Kadının kafasını ez, ona eziyet çektir… Ama unutmayın ki toplum çekiyor. Kadının gelişimiyle fakirlik öylesine sıkı dost ki… Kadına yatırım yapmayan, belki o gün kendisi bizzat ödemiyor ama faturayı torunlarına ödetiyor.

Nobel ödüllü Amartya Sen, “Dünyada hiçbir şey, kadının ekonomik, siyasi ve sosyal gelişiminden daha önemli olamaz” diyor.

ABD’nin Dış Politikası ve Kadın

ABD kadın ve ekonomi arasındaki doğrudan ilişki konusunda hassas. Dış politikasının önemli bir bölümünü, dünyanın değişik coğrafyalarında kadın eğitimine katkı yapmak üzere kurguluyor.

Bush yönetiminin konuyu istikrarlı ve düzenli takip ettiğini söylemek mümkün değil. Ancak kadınların ekonomik ve siyasi anlamda gelişmesi, Amerikan yönetiminin hedefleri arasında bulunuyor. Fas’ta kadınların gelişimi konusunda Amerikan yardımları özellikle dikkat çekiyor, buna karşın ABD, kadın erkek ayırımının ciddi boyutlara ulaştığı Suudi Arabistan’da fazla bir şey yapmıyor. Muhalefetin önemli bir eleştiri nedeni de buradan kaynaklanıyor.

Ancak lafı çok uzatmadan sözünü etmek istediğim ve dikkatinizi çekmek istediğim konu, Amerikan dış politikası çoğu zaman topla tüfekle oraya buraya sözde demokrasi getirmeye çalışıyor. Bu kez durum farklı, kadınları ele aldığında, yapmak istediğini yapacağını biliyor. Gelecek bu anlamda ne tür yaratıcı Amerikan yaklaşımlarıyla karşımıza çıkaracak, göreceğiz.

Eğitimli Kadın Farkı

Fakirlik ekonomisi üzerine yapılan çalışmaları tarayın, çoğu kadınları ele alıyor. Somut ve elle tutulur gerekçeler her an üretilemese de ya da kadın gelişimi  konusunda her zaman umut verici adımlar atılmasa da, ekonomistlerin gözü kadınlarda denebilir. Dünya Bankası’nın eski baş ekonomisti Lawrence Summer, görev yaptığı dönemde ortaya attığı tezle sanırım bu önemli adımı somutlaştırmıştı; “Kız çocuklarının eğitimine yapılacak yatırım, dünyanın geri kalmış bölgelerinde kalkınmayı en kolay ve çabuk sağlayacak tek adım.”

Eğitimli kadın daha az doğuruyor. Nedeni basit, zamanını eğitime harcadığı ve ardından çalışma hayatına girdiği için, kadınların çocuk yapacakları yıllar kısıtlanıyor. Eğitimli kadın doğurganlığı daha iyi algılıyor, korunmayı öğreniyor, çocuk yapmak istemekle çocuk yapmak arasındaki farkı kafasında oturtuyor. Yapılan bir araştırmaya göre, kadının üç yıl fazladan eğitim alması, azalan bir adet çocuk anlamına geliyor. Kadın bu dönemi kendi eğitimi ve gelişimi için harcıyor. Yapılan araştırmalar kadının eğitimi yüzünden az doğurmasının, demografik etkilerinin ülke ekonomisine katkısını ispatlamış gözüküyor.

Eğitimli kadın çocuklarını daha iyi besliyor, kalori hesabı yapıyor. Eğitimli kadının çocukları diğerlerine göre daha sağlıklı, daha iyi eğitimli oluyor. Kadının eğitim oranı yükseldikçe, ülkedeki çocuk ölümleri düşüyor. Eğitimli kadının çocuğu daha kilolu doğuyor.

Bu alanda yapılan ilginç bir araştırmanın çarpıcı sonuçlarını paylaşmak istiyorum. Kadın ile erkeğin gelirinin artması üzerine yapılan mukayeseli araştırmaya göre, kadın eğitimini artırdıkça, gelirini de artırıyor ve kadının gelirinin artması çocuk ölümlerinin azalması, çocukların sağlıklı yaşamasında erkeğin gelirinin artmasına göre 20 kat daha etkili. Aynı şekilde kadın eğitimi ve geliri arttıkça ailelerde çocukların kilo ve boy oranındaki düzen, aynı gelirin erkekte artmasıyla kıyaslandığında 8 kat daha iyi.

Kadın ve Tarım

Eğitilen kadının tarım sektörüne da katkısı büyük. Dünya Bankası araştırmalarına göre kadının eğitimi arttıkça, tarımda alınan verim de artıyor.

Az gelişmiş ülkelerde yaptıkları çalışmalarda, kadının bir yıl daha fazla eğitim almasıyla, ekilecek tarım alanlarında modern yöntemlerin kullanımının arttığı, yılsonunda alınan mahsulün oranının yükseldiği gözlenmiş. Kadının tarımla olan ilişkisinde eğitimin rolü kadar, erkeğin bu alandan çekilmesinin de önemi gözleniyor. Erkek tarımda karnını doyuramayınca, başka alanlarda iş olanakları aramaya başlıyor. Erkek tarımdan uzaklaşınca kadınların araziyi daha iyi ektiği, bunun ötesinde kadınların farklı yöntemleri ya da değişik ürünleri yetiştirme konusunda daha esnek ve açık oldukları gözlenmiş.

En Büyük Baba Atatürk

Dünya Bankası çalışmaları birbirinden ilginç veriler çıkarıyor karşımıza. Bunlardan biri de kadın ve erkek kıyaslamasını getiriyor. Kadına yapılan eğitim yatırımının geri dönüşü, erkeğe yapılan eğitim yatırımının geri dönüşünden daha çok ve daha çabuk oluyor.

Ekonomik olarak geri kalmış ülke ya da bölgelerde temel eğitim ya da ilkokul düzeyine yapılan eğitim yatırımı, orta eğitime hatta yüksek eğitime yapılan eğitim yatırımından daha iyi sonuç veriyor. Birkaç nedeni var tabii: Bu bölge ya da ülkelerde kız çocuklarının önemli bir bölümü ilköğretimde kümeleniyor. Cinsiyetler arasındaki farkı erken yaşlarda gidermek ise her zaman en iyi sonuç alınanı ve en kolay yanıt sağlanabileni…

Yine yapılan çalışmalardan çarpıcı bir örnek; kadın ile erkeğin eğitim düzeyine bakıldığında, ailelerde çocukların, babayla kıyaslandığında annenin eğitiminin artmasından daha olumlu etkilendiği şeklinde. Kadınları eğitmek boynumuzun borcu.

Dünya Bankası’nın kadın araştırmalarından ortaya çıkan önemli bir nokta daha var. Bu da tüm dünyada neredeyse bir tek Mustafa Kemal Atatürk, kadına yatırım yapılması gerektiği konusunda ortaya çıkan lider olarak görülüyor. Modern Türkiye’nin kurucusu, kalkınmayı kadının gelişimine bire bir endeksleyebilen, gelmiş geçmiş en uzak görüşlü tek lider olarak karşımıza çıkıyor.
Keşke biz kadınlar elimizdeki olanakların, sahip olduğumuz hakların kıymetini bilebilsek.

Ve Son Olarak

Ben babama, beni elinden geldiğince iyi yetiştirdiği, beni hayallerinin ötesine taşıdığı için, benim gönlümü, benim beynimi ve benim benliğimi açık ve özgür bıraktığı için teşekkür ediyorum.

Ben babama bana model oluşturduğu için, bana öğrettikleri için teşekkür ediyorum.
Ben babama kadın olmaktan gurur duymayı öğrettiği, kadın olmanın güzelliğini, ayrıcalığını ve sorumluluklarını bana öğrettiği için teşekkür etmek istiyorum.
Ben babama bana öğrettiklerini şimdi kızıma da öğretmek için hala müthiş bir çaba içinde olduğu için teşekkür etmek istiyorum.

Her baba, herkesin babası en iyi baba. Ama benim babam en iyisi.
İyi ki varsın.

Babalar Günü, tüm babalara kutlu olsun.

 

Paylaş