3 ekonomist 3 görüş 1 Türkiye

Yeni yıl, yeni umutlar ve yeni başlangıçlar için vesile olur, bu duygu yeni yılın ilk bültenine yansımalı… Yeni başlangıçların kıymetini bilmek ve daha özenle yaklaşmak gerektiğine inanıyorum. Gelen geçen günlere zaman zaman başkasının gibi davranıyoruz, böyle olunca adeta başkasının günlerinden harcıyoruz. Ehhh bize de yaşayacak 1 tek gün bile kalmıyor. Oysa girişim ve yatırım gelecek ve yarına yatırım demek. Bilgi, bilinç, yorum ve sorarak, kavga etmeden sahip çıkarak yaşanacak her gün bizim olsun! Bu yılın daha başındayız, denemeye değer…

Çin’de kelebek kanat çırpınca rüzgarı bana ulaşır mı? Suudiler İran’a çıkışırsa kriz beni yakar mı? Suriye’nin ardından Rusya yüzünden yanar kül olur muyum? Üç kuruşumu nereye yatırayım?… Dolar iner, çıkar mı? Ekonomi canlanır mı, bizim oğlan bu yıl bir işe girer mi… Çeyizini tamamlayabilir miyim, kızımın mürüvvetini görür müyüm… Bu yıl yeni bir imalat hattı yatırımı yapabilecek miyiz? İstihdamı artırmamız gerekiyor biz işçi çıkarmak durumunda kalıyoruz, bu işin çözümü var mı?

Pratik ve aynı zamanda teorik, yerel ve aynı zamanda küresel yorumlarıyla benim radarımda bulunan üç ekonomistten yardım istedim. 2016’nın ilk bülteninde yeni yıl değerlendirmesi yapmalarını rica ettim:

Murat Sağman: “2016 yılı riskli bir yıl”
Finans sektörünün iletişim dünyasına kazandırdığı başarılı ekonomist. Finansbank Genel Müdür Yardımcılığını kendi finans şirketini kurmak üzere noktaladı, 2015 yılının son günlerinde başarılı bir çıkış yaptı. Ekonomi öngürüleriyle ekranların aranan yüzü olan Sağman, BloombergHT TV kanalının daimi yorumcusu.

Siyaset mi ekonomi mi?
Jeopolitiğe dikkat! Gelişmeler 2016’da önemli rol oynayacak. Suriye’de sıkıntı yaşanırken ardından Rusya, İran ve Suudi Arabistan patlak verdi… Görüyoruz ki, jeopolitik sorunlar daha fazla gündemimizde yer alacak ve ekonomiyi etkileyecek.

Kuzey Kore hidrojen denemesi yaptı!…

Kuzey Kore’de hidrojen bombası denemesi yapıldı. Bu ülke küresel siyaset ve ekonomi içinde son derece izole olduğu için gelişme Suudi Arabistan – İran gerilimi kadar piyasaları etkilemez.

Çin’de ne oluyor?
Normal şartlarda yılın ilk günleri borsanın yükselmesini bekleriz. Dünyada durum tersine dönmüş görünüyor. Çin tüm piyasaları etkiliyor: Çin’de borsa yüzde 7 düştü! Nedenlerinden biri ülkede kredi borçlularının sayısının çok fazla olması, ayrıca devalüasyon riski mevcut.

ABD seçimlerinden beklentiniz?
Bir Demokratın yerine bir başka Demokratın gelmesi piyasaları çok etkilemez. Ama bir Demokratın yerine bir Cumhuriyetçi gelirse, işte o zaman piyasalar etkilenir. Bu sebeple sonbaharda ABD’de ve küresel piyasalarda ciddi hareketlilik görebiliriz.

Petrolde düşüş kime yarar?
Petrol fiyatları çok düştü. Fiyatların daha da düşmesi, özellikle Orta Doğu’da tansiyonu yükseltir. Petrol fiyatları 25 dolara kadar gerilerse dünyaya yön veren güçlü ülkeler de ciddi ekonomik kayıp yaşayacaklar.

FED ve faizler; ne umduk ne bulduk?
FED’in artırım yapmasına rağmen 2016 içinde en fazla üç ya da dört çeyrek puan faiz artırımı yapması bekleniyor. Daha fazlası piyasaları olumsuz etkiler.

Enflasyon yine yeni yeniden mi?
Geçtiğimiz yıl, yüzde 8,8 enflasyon oranıyla tamamlandı. Son 11 yılın enflasyon ortalaması yüzde 8,2’ydi. Geçtiğimiz yıl enflasyon beklenenin üzerinde seyretti. 2016’da enflasyon çift hanelere ulaşabilir. Bu da bütün dengeleri bozacaktır. Bu durumda faizlerin düşmesi değil yükselmesi beklenir.

Asgari ücret artışından ne anladık?
Seçim vaatleri asgari ücretin artmasına endekslendi. Vaatlerde detay yoktu. Gerçekleşmeyle asgari geçim indiriminin de brüt maaşa dahil olduğu açıklandı. Şu ya da bu şekilde vaat yerine getirilmiş gibi… Ne var ki, asgari ücret beraberinde zam getirdi, kaçınılmaz olarak enflasyon artış gösterecek. Asgari ücretin artışı aslında çok da büyük bir kazanç olarak yansımıyor. İşveren tarafında maliyet artışı söz konusu, devlet maliyete katkı yapsa da ek maliyetlerin önüne geçilemiyor.

Prof. Dr. Deniz Gökçe: “Türkiye mayın tarlası, canlanma başlayamıyor”
Ekonominin karışık dünyasını basite indirerek anlatan 7’den 70’e sevilen renkli ve farklı bir ekonomist. Gökçe, akademik çalışmalarının yanı sıra ekonomi danışmanlığı yapıyor, pek çok şirkete eğitim veriyor. Akşam gazetesinde yazıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Finans Bölüm Başkanı.

Seçim vaadi – asgari ücret – etkisi ve yorumunuz…
Asgari ücrete gelen zammın nasıl paylaşılacağı sorusu önemli. Etkisinin ne olacağını tam olarak göremiyoruz. Bakılması gereken birçok faktör var. Dokunmadığı birçok kesim mevcut. Bu durumun bir kısmı şirketlere de yansıyor. Dolayısıyla vaat ettiler ve yerine getirmek gerektiği için acele ediyorlar. İleride vergiler, devlet harcamaları gibi konulara bakıp farklı hesaplar yapılması gerekecek.

Dolar – Euro beklentiniz ne?
Türkiye bir mayın tarlası gibi. Kimin aklına gelirdi Suudi Arabistan’la İran konusunun patlak vereceği ve diğer ülkelerin buna dahil olacağı? ABD ile Rusya hakem konumunda olmaları gerektiğinden zor durumdalar. Bu yüzden tahminde bulunmak mümkün olmuyor.

Ekonomi 2016’da canlanır mı?
Canlanma başlayamıyor, baltalanıyor! Bütün Avrupa ülkelerinde yüzde 1-1,5-2 gibi büyüme oranları varken, tüm ülkeler, Polonya bile bu krizde zorlanırken Türkiye’nin 3,5-4 gibi büyüme oranlarına ulaşması çok iyi. Ancak cari açık küçülse de işsizlik oranları yüksek. Türkiye’nin cari açığın küçük kaldığı ve işsizliğin de düştüğü bir ortama ihtiyacı var. İşsizlik yüzde10’un altına çekilmeli. İhracaat yüzde10 daraldı, ithalat daralma daha çok!…

Türkiye – Rusya ilişkiler düzelir mi?
Başlangıç noktası için emri kimin verdiğini bilemem ama Rusya ile ilişkilerin bozulması hayırlı bir iş olmadı. Rusya negatif büyüme yaşıyor. 1 dolar 30 rubleden 70 rubleye kadar gitti. Bu nedenle Putin içeriyi sakinleştirmeye çalışıyor ve reaksiyon veriyor.

Prof. Dr. Emre Alkin: “Büyüme modeli eski, demode, kalkınma olmaz!”
Enerjisiyle, bilgi ve yorumlarıyla, “Bir bakalım, bu konuda Emre Alkin ne demiş…” diyen çok oluyor. Alkin, ekonomi köşe yazarlığı ve televizyon yorumculuğunun yanı sıra Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı.
Suudi Arabistan – İran gerildi, Türkiye’nin payına ne düşer?
21. yüzyılda bir önceki yüzyıldan daha fazla acı, keder, savaş, kaos ve darboğaz yaşayacağız. Şu anki gerginlik sıralamada önemli bir yer tutmuyor. Bölgeye olan ihracatımız zaten uzunca bir süredir sıkıntılı, Türkiye’ye, yaşadığından daha fazla sorun yaratacağını beklemiyorum.

Dolarda artış kalıcı mı, inişe geçer mi?
Dolar/TL’nin yükselmesini Rusya, İran, Suudi Arabistan veya başka bir gerginliğe bağlamak doğru değil. Türkiye pozitif ayrışacak bir hikaye yaratamıyor. TL cinsinden varlıklara yatırım yapmak için bir sebep görülmediğinden Dolar değer kazanıyor. Özel sektörün ciddi borcu var, küresel yatırımcılar Merkez Bankası’nın ülke gerçeklerinden uzak yaşadığını düşünüyor. Orta vadede, Doların yükselme ihtimali inişe geçmesinden fazla.

Asgari ücret üzerinden yürüyen gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Sadece asgari ücreti merkeze koyan iyileştirmeleri doğru bulmuyorum. Türkiye’de işsizlik bu kadar yüksek olmadığı gibi, asgari ücretle çalışan sayısı da söylendiği kadar değil. Ciddi bir kayıtdışılık var istihdamda. TÜİK artık takip edemiyor bu durumu. Ücretinin asgari ücret kadarını kayıtlı alıp gerisini kayıt dışı alan sayısız insan var. Israrla “sadece asgari ücrete güzellik yapmayın, tavan ücrete kadar rahatlatın” diye uyarıyorum, anlatamadım. Son kararla kayıt dışı korkarım artacak.

Bu yıl bu ekonomi canlanır mı?
Büyüme modeli eski ve demode. Son 15 yılda bu modeli değiştirmek için elimize sayısız fırsat geçti. Tek parti iktidarı da olsa ülke istikrarı yakalayamıyor. Çünkü bu ülkede siyaset yapanlar rakipsiz olmalarına karşın, kendilerini rahat hissedemiyorlar. Hal böyleyken devrim niteliğinde atılımlar olamıyor.

Büyümek şart mı?
Büyüme ile kalkınmayı birbirine karıştıran bir milletiz. Ciroyu ya da sayıları artırmayı marifet sayıyoruz. Katma değer, inovasyon, teknoloji ve markalaşma konusunu ana okulundan başlayarak anlatmak lazım! Bugün başlarsak 2030 yılı için olumlu konuşabilirim. Yoksa büyümek marifet değil. Öyle ya da böyle sağlanıyor.

Somut beklentiniz?
Her yıl kötü geçecek diye bir kaide yok elbette. Geçen yıldan daha iyi bir performans bekliyorum. Ancak mucize beklemesin kimse. Bu büyüme modeliyle kalkınma olmaz.

En sık ne soruyorlar ne cevap veriyorsunuz?
Herkes Doları soruyor. Hisse senedi ya da faizleri soran çok az. Ben de “yapacağınız birşey yok ki, niye soruyorsunuz” diye takılıyorum çoğu zaman. Hatırı sayılır işadamlarına rastlıyorum, televizyonda duyduklarıyla yatırım yaptıklarını söylüyorlar. Önceleri şaşırıyordum, ancak Merkez Bankası Başkanı’nın bile Dolar konusunda yanlış öngörüler seslendirdiği bir ülkede TV yorumcularına güvenmeleri normal duruyorsa da milyon dolarlık yatırımları bedavaya dinledikleri analizlere dayandırmaları tuhaf!…

Türkiye-Rusya falcılık ister mi?
Türkiye’nin Rusya ile arası kötü değil. Putin ile kötü. Putin yarın görevi bıraksın ilişkiler düzelir, dünya da rahat bir nefes alır. Putin “iyi ki varım da Rusya dağılmıyor” diyor. Halbuki Rusların önemli bir kısmı “git de ülke dağılmasın” diyor. Bekleyip göreceğiz.

NEREYE YATIRSAM?
Murat Sağman’a göre:
Dolar-Altın beklenti?
Doların 3,05 ila 3,10 TL civarında seyretmesini öngörüyorum. Bu senenin bir bölümünde altını 1000 dolar seviyelerinde görebiliriz. Sözünü ettiğimiz riskler ortaya çıktıkça altının artma ihtimali yüksek, yıl içinde tekrar 1200 seviyelerinde görebiliriz.

Yatırım öneriniz?
Dolardan sonra en güvenli liman, altın diyebiliriz. TL enstrümanları da iyi gelir getiriyor. Eğer döviz ve altın tutulacaksa bu yüzde 20 – 30 civarında kalmalı.
Birikimin yüzde 70’ini mevduat ve iyi seçilmiş özel sektör tahvillerine yatırmak daha karlı. Borsa için iyi seçilmiş hisselerden 65 bin – 67 bin arasında bir miktar alım tavsiye ediyorum.

Emre Alkin’e göre:
Hangi yatırım kanallarını tercih etmeli?
Muhtemelen bizi okuyanların birçoğu Dolar’da tutuyordur parasını. Değişiklik için, bekleyip hisse senedi piyasalarında değerlendirebilirler. Tasarruflarının yüzde 100’ünü bir yatırım aracında değerlendirmesinler. Yükselince satacak kadar mal, düşünce alacak kadar para olması lazım. En önemli tavsiyem bu.

Dolar – Euro projeksiyonunuz?
ABD “para vermek işe yaramadı, bari moral vereyim” dedi. Doğrusu da bu zaten. Hiçbir yatırımcı önce faize bakarak fizibilite yapmaz. ABD’de moral ve güven arttıkça ABD Doları’nın da değeri artacaktır. Euro için aynı değerlendirmeyi yapamayacağım.

Paylaş