Uluslararası ilişkiler literatüründe “vekalet savaşları” (proxy wars) uzun süredir bilinen bir gerçeklik. Soğuk Savaş döneminde Kore’den Vietnam’a, Afganistan’dan Orta Doğu’ya kadar pek çok çatışma, büyük güçlerin doğrudan karşı karşıya gelmek yerine yerel aktörler üzerinden yürüttüğü vekalet savaşlarıyla şekillendi. Kavram, siyasi gerekçeleri bir kenara park edecek olursak, risk ve maliyeti minimize ederek nüfuz kazanmayı ifade ediyor.
Bugün bu yaklaşıma benzer gelişmeleri, iletişim ve habercilik için kullanılabiliriz “vekalet medyası.” Henüz yerleşik bir terim olmasa da, gazeteciliğin işleyişinde gözlenen pratikler kavrama somut bir içerik kazandırıyor.
Vekalet Medyası Nedir?
“Vekalet medyası”, bir gazetenin kendi muhabirleriyle araştırma yapmak yerine başka medya, ajans veya platformların içeriklerini alıntılayarak kamuoyuna servis etmesi… bu durumda çoğu kez doğrulama yapmadan, alıntı içerikleri kamuoyuna aktarması olarak tanımlanabilir. Kimi zaman ekonomik nedenlerle, kimi zaman siyasi baskılarla, kimi zaman da teknolojinin hızlandırdığı otomasyon süreçleriyle ortaya çıkıyor. Vekalet savaşlarındaki gibi, aktörler doğrudan sahada değil, aracılar üzerinden yürüyorlar.
Kısıtlı bütçeler nedeniyle uluslararası ajanslara bağımlılığa bakınca ekonomik denebilir. Özgünlük yerine derleme için kolaycılık ve vasatlık demek mümkün… Siyasal veya kurumsal aktörlerin kendi mesajlarını “dost medya” üzerinden dolaşıma sokması diye yorumlayacak olursak, lobi-baskı-etki gibi kelimelerle etiketleyebiliriz. Hız ve kolay olma halini unutmayalım; teknoloji marifetiyle yapay zeka destekli otomatik içerik üretimi gibi. Reuters, AP, Bloomberg gibi kurumlar özelinde, içeriklerinin ulusal basında neredeyse olduğu gibi kullanılmasını onlara güven duygusuyla mı bağımlılıkla mı açıklamamı isterdiniz? Sosyal medyayı unutmayalım; Instagram, TikTok gibi mecraların ürettiği içeriklerin ertesi gün ana akım medyada haberleşmesi günümüzün gerçekliği!
Güncel Örnekler: Tiffany Trump ve Türk Basını
Son dönemin çarpıcı dosyası Tiffany Trump’ın Akdeniz’deki süperyat tatiliydi. New York Times (NYT), Tiffany Trump’ın Instagram paylaşımlarını iz sürerek Türk milyarder Ercüment Bayegan ve Yunan iş insanı Ioannis Papalekas ile bağlantıları ortaya koydu. Haberde yalnızca magazin değil, aynı zamanda kayınpeder Massad Boulos’un Libya’daki görüşmeleri ve dondurulan fonlar gibi jeopolitik boyutlar işlendi. NYT, sosyal medya kanıtı, gemi kayıtları ve şirket açıklamalarıyla kendi araştırmasını yapmış.
Sızıntı olunca başta Hürriyet gazetesi olmak üzere Türk basınında haber “ABD basını Trump’ın kızını konuşuyor” başlığıyla yer aldı. Ancak içerik, NYT’nin bulgularının ikincil aktarımıydı. Magazin unsurları öne çıkarıldı, yerli siyaset tartışmalarına eklendi. Hürriyet’in, Tiffany Trump’ın yat tatili içeriğinin yaklaşık yüzde 80’i NYT, Deutche Welle (DW) Türkçe ve Middle East Eye’dan aktarma. Geri kalan Türk siyasetçilerden alıntı ve yerel yorumdu.
Buna karşılık New York Times’da yayınlanan Tiffany Trump dosya haberin yüzde 90’ı Instagram paylaşımları, gemi isimleri; Phoenix 2, Magna Grecia… ciddi bir iz sürme operasyonu özgün gazetecilik demeliyiz. Bu haber ağırlıklı sınırlarımızın içinde Akdeniz kıyıları – Bodrum, Yunan Adaları, Libya açıklarında geçti. Yine aynı haberden öğrendiğimiz önemli detay, NYT’ın işaret ettiği dondurulan Libya fonları ve altyapı projeleriyle bağlantı ve kayınpeder Massad Boulos’ın Libya’da Başbakan Dibeybe’le görüşmesi.
Guardian, Politico, Cumhuriyet: Eski Alışkanlıklar, Yeni Teknikler
Guardian ve Politico örnekleri, köşe yazısı ve kulis haberleri üzerinden benzer bir “ikincil aktarım” pratiğini Cumhuriyet gazetesi ortaya koydu; Donald Trump Jr.’ın Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ile görüşmesini DW Türkçe ve Middle East Eye’dan aktararak haberleştirdi; siyasi kutuplaşma çerçevesinde geniş alıntılar yaptı.
Haber metninin yüzde 70’i CHP lideri Özgür Özel’in açıklamaları ve DW Türkçe/Middle East Eye’dan alıntılar; yüzde 30’u Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının “nezaket ziyareti” doğrulamasıydı. Bu haber de bizim sınırlarımızda geçmiş. Trump Jr.–Erdoğan 14 Eylül 2025 Cumartesi Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’da görüşmüş.
Yeni Gazetecilik ve Platform Etkisi
Instagram ve TikTok gibi platformlarda yayılan “atlatma” içeriklerin ertesi gün haber sitelerinde haberleştirilmesi olgusu ile “vatandaş gazeteciliği”nin vekalet işlevini üstlenmesi, tarihe not düşecek şüphesiz.
Dikkat çeken bir gelişmeye daha değineyim ki, bu kez ABD’de vuk’u bulduğundan ses getirdi. Ve ayrıca ilginçtir, en detaylı analizi yapan kişi de bir Türk akademisyen; araştırmacı Zeynep Tüfekçi. NYT’da, “ölüm anı videoları” ve “Charlie Kirk tartışması” üzerine yayımladığı köşe yazısı yeni dönemin ikilemini ortaya koydu: aşırı duygusallaşma ve öfke mobilizasyonu ile duyarsızlaşma ve kayıtsızlık. Vekalet medyasının aktarmanın yanı sıra kamuoyu tepkisini yönlendiren teknik bir manipülasyon alanına dönüştüğünü gösteriyor.
Yeni Gerçeklik; Güler misin Ağlar mısın
Anlıyoruz ki, gazetecilik, ekonomik kısıtlar, siyasi baskılar, teknolojik hız ve platform bağımlılığı nedeniyle “vekalet medyası” formunda. Orijinallik ile aktarma arasındaki fark, içerik kalitesi kadar toplumların gerçeklik algısını da belirliyor.
Ve yaşayarak görüyoruz ki, gazetecilik yalnızca ifade özgürlüğüyle sınırlı bir pratik değil(miş). Tutuklu gazeteci Fatih Altaylı’nın Silivri’den aktardığı yorum ve haberler son döneme ilişkin başlı başına olay. Kendisi de “oturduğu yerden haber yapma” pratiğini, avukatı aracılığıyla gönderdiği günlük notlarından birinde “finans ve ekonomi gazeteciliğinde haberler Bloomberg, JP Morgan, Reuters gibi kaynaklardan alıntılanıyor” diye ifade etti. Aldığı ratingleri görenler, kamuoyunda ses getirmesi için Silivri’ye akın etti. Altaylı saysa, içeride görüştüğü kişi sayısı serbestken görüştüğü kişi sayısından fazla çıkacak…
Anlattıklarımda çok yenilik var, hiç yenilik yok… garip bir durum. Üstelik anlatabildiklerim yalnızca bir kaç örnek. Adı geçen medya kuruluşları ise örnekler arasından bir kaçı… Değişiyoruz dönüşüyoruz söylemleri arasında kaybolmayı bırakıp, bu kez de içinde bulunduğumuz zamanın ruhunu yansıtarak değiştik ve dönüştük demek daha doğru yaklaşım olabilir.