İnsan geride ne bırakır; bir servet, bir fikir, bir iz mi? Hatıra mirastan sayılır mı? Benden sonra tufan mı yoksa sonra anımsanmak, gerçekten değerli mi? İnsan, “iyi” anımsanmak üzere geçirir mi?
Bu bültenin kahramanları
Giorgio Armani, Robert Redford, Claudia Cardinale, Jane Goodall. Moda, sinema, bilim, sanat dünyasından dört farklı şahsiyet. Birbirlerine çok yakın zamanlarda veda ettiler. Hiçbirini adım adım izlemedim. Her birine sempati besledim ama niye beslediğimi de öyle çok düşünmedim. Armani markasını beğenirim, ama başka beğendiğim etiketler de var. Robert Redford’u her yaşında yakışıklı buldum, ama onun gibi çok aktör var. Claudia Cardinale çok hoş bir kadındı ama “diva” mıydı, değildi herhalde… Jane Goodall haberlerine hep göz attım ama baştan sona okudum mu, bilmem.
İlginçtir; öldüklerinde haklarında yazılanları, ulaşabildiğim kadar baştan sona okudum. Kısa bir süre sonra “neden” diye sordum. Buldum; iletişim. Bilerek bilmeyerek iyi birer iletişimciydiler. Tanışırlar mıydı, bilmem; birbirlerini yaşarken severler miydi, bilmem.
Ortak özellikleri olduğunun farkında mıydılar? Durun söyleyeyim: her biri zamansız, sakin, kendi sesiyle konuşan insanlardı. Gürültü yapmazlardı, istikrarlıydılar, ölçülü olmaya özen gösterdikleri bir ihtişam sergilediler.
Hangi kelimeleri kullanabilirim onları tanımlamak için; örneğin, “sadelik” uyar mı? Giorgio Armani gibi gereken kadarını yapmak… “Doğallık” diyebilir miyim? Robert Redford gibi roldeyken bile rol yapmadan durmak, hayatta gerçek yaşamak… “Zarafet” diyebilirim herhalde; Claudia Cardinale gibi, avam-vasat olmadan… “Bilgelik” diyebilir miyim?… Aklımda doğayı dinleyen dilini çözen Jane Goodall var.
Zenginlikleri
Mirastan konuştuk, dünya malıyla neye sahipler bakalım…
Giorgio Armani’nin şirketi 8.698 çalışana sahipmış. Hatırı sayılır büyüklük. Şirketin sahip olduğu 600’e yakın doğrudan mağaza ve ortaklık ağı bulunuyor. 2024’te grup cirosu 2,3 milyar euro civarındaydı.
Ölüm haberlerinde; “zorunlu olmayan pay hissesi satışları, varlık devri ve vakıf modeli” gibi geçiş stratejileri öne çıktı. Ciddi bir kurumsal güç olduğunu anladık.
Robert Redford 1978 yılında “Utah/US Film Festivali” olarak başlayan etkinliğin kurucuları arasında yer aldı; zamanla bu festivalin yönetiminde etkin biçimde bulundu. 1981’de Sundance Institute adlı kar amacı gütmeyen kuruluşu kurdu; bağımsız yönetmenleri destekleyen laboratuvarlar ve fonlama mekanizmalarıyla film yapımcılarını güçlendirdi. Quentin Tarantino, Chloé Zhao gibi isimler bu platformdan çıkıp geniş kitlelere ulaştı.
Redford yalnızca bir Oscar kazandı: 1981’de Ordinary People filmiyle “En İyi Yönetmen” ödülü.Redford, oyunculukta Oscar alamadı, bir kere The Sting (1973) filmindeki rolüyle “En İyi Erkek Oyuncu” dalında aday gösterildi. 2002’de Akademi’den onursal Oscar verildi. Redford’un serveti, ölümüne kadar tahminen 200 milyon dolar civarındaydı.
Jane Goodall, 1977’de Jane Goodall Institute’u kurdu. Bu kurum, hayvan koruma, çevresel eğitim ve araştırmayı birleştiren küresel bir yapı haline geldi. “ProPublica”nın verilerine göre, 2023’te JGI’nin gelirleri 27,36 milyon USD civarında, net varlıkları (net assets) ~17,68 milyon USD olarak raporlanmış durumda. Pro
Roots & Shoots 1991’de Goodall tarafından kurulan bu gençlik odaklı çevre & toplum hareketi, dünya çapında yaygınlaştı;140’tan fazla ülkede yerel grupları var. On binlerce genç ve okul düzeyinde yerelleşmiş projeler yürütüyorlar. Çatısı altında çeşitli hayvan rehabilitasyon merkezleri ve koruma programları mevcut. Kaynaklara göre, Jane Goodall’ın net zenginliği yaklaşık 5 milyon dolar civarında. Mabumbe+2 Bazı kaynaklar daha yüksek -örneğin 15 milyon dolar – tahminler sunuyor.
Claudia Cardinale Kariyeri boyunca 100’ün üzerinde film ve yapımda yer aldı. İşbirliği yaptığı yönetmenler arasında Federico Fellini (8½), Luchino Visconti (The Leopard), Sergio Leone (Once Upon a Time in the West) gibi sinema tarihine geçmiş isimler. Ayrıca İtalya’daki “David di Donatello” ödüllerini kazandı; kariyeri boyunca üç David di Donatello ödülü aldığı bilgisi geçiyor. Venedik Festivali’nden “Yaşam Boyu Onur Ödülü (Golden Lion for Lifetime Achievement)”, Berlin Film Festivali’nden Onur Ödülü aaldı. UNESCO’nun kadın haklarının savunuculuğu için iyi niyet elçisi olarak görev yaptı (2000 yılından itibaren). Çeşitli kaynaklar, Claudia Cardinale’nin net servetini yaklaşık 10 milyon dolar olarak tahmin ediyor. Bu tahmini 25 milyon dolara çıkaranlar da var…
Anımsanmak sanat mı?
Yazının başında kendinize sormuş olabilirsiniz; “İletişim bunun neresinde?” diye. Armani’nin tasarımları cümleydi. Redford’un filmleri diyalogdu. Cardinale’nin rolleri hikaye, Goodall’ın sabrı bir sohbetti… Hepsi, “iletişim stratejisi” uyguladı. İletişim, varoluş biçimi. Kimi bağırarak konuşuyor, kimi yaşayarak.” Miras, anlam bırakmakla başlamalı. Bu dört insan bize gösterdi ki, gürültü geçici, sessizlik kalıyor.
Goodall’ın bıraktığı en güçlü miras bilimsel paradigma değişimi ile etik ve empati eksenli koruma anlayışı. Bu miras, iletişim kurgusu açısından da öğretici. Bilgi, duygu, vizyon üçlüsünü birleştirerek mesajını hem bilimsel hem duygusal düzeyde yayabilmek.
İnsan zihni neyi hatırlar biliyor musunuz?
Genellikle duyguyla bağlanan, tekrarlanan ve anlamlı olan izler kalıcı oluyor. Yani bir kitap, bir söz, bir davranış değil; o kitap, o söz, o davranışla bağlanan duygu kalır.
Bu 4 kişi metodolojik olarak bilinçli yaklaşım kullandılar. Goodall’ın uzun saha çalışmaları, formal bilimsel disiplinleri içeren antropoloji yöntemini benimsedi; ama onun içgüdüsel sabrı ve empatik yaklaşımı, klasik bilim anlayışını zorladı. Armani, modanın kurallarını iyi bilen ama onları tersine çeviren bir stratejistti; kumaşı, kesimi, markalaşmayı bilerek yönetti. Özgün yaratıcılık ile bilgi dengeliydi. Redford ve Cardinale de rollerini ve imajlarını korumak için stratejiler geliştirmişti; görünürlük, seçim, medya kullanımı bilincin ürünü.
Kod ne? Dönüşüm Nerede? Alıcı kim?
İletişim biliminde Shannon–Weaver modeli gibi yaklaşımlar “mesaj kodlama / dönüşüm / alıcı” gibi teoriler sunar. Kodlama deyince anlayacağımız şu; kim oldukları, nasıl yaşadıkları, neleri seçtikleri. Aracı ise moda koleksiyonları, filmler, araştırma yayınları, konuşmaları ve diğer işleri… Alıcı kimdir diye sorcak olursanız; kitap okurları, izleyiciler, bilim topluluğu, dünya halkları
İletişim, bir söz, bir davranış, bir duruş…insanın dünyada bıraktığı bir minik iz. Kimi için bir yazı, kimi için bir film, kimi için bir buluş ya da bir giysi…
Ne kadar güçlü olursak olalım, unutulmak kolay. Tekrar etmem gerekirse, dünyayı bağırarak değiştirmediler, biz farkında olmadan onların dilinde konuşmaya başladık…