Web Summit’te üçüncü günün sonunda fark ettim ki, her yer teknoloji diye inlese, ben de heyecanla ve mutlulukla yazıyor olsam da, konu teknoloji falan değil, konu insan. Tekno pazarlamacılar sıklıkla “trend topic” – moda rüzgar yaratıyorlar. Maksat konuştursun.
Bugün paylaşmak istediğim trend “otantik” olmak. Lütfen “otantiklik” gibi garip kullanımlar yapmayalım. Kulağımızı tırmalıyor. Otantik insanlar, otantik yerler…
Ne olursa olsun otantik olsun bir de teknolojik olsun. Sahnelerde yapay zeka, robotik, veri ekonomisi, start-up döngüsü… ama hepsi “otantik akışta”, akıyor da akıyor…
Otantik ne demek anımsayalım mı; çünkü galiba yanlış biliyor bu gençler. “Otantik” olmak; kendi özüyle, kimliğiyle ve kökeniyle uyumlu olmakla beraber taklit etmeden ve farklı bir kalıba girmeye çalışmayan durum, kişi… Kendisi gibi, özüyle uyumlu ve gerçek demek.
Sende kaç unicorn var, bende 6 ya da 7 galiba!
Portekiz nüfusu İstanbul’dan küçük. Portekiz unicorn cenneti. Şimdilerde tepkili oldukları göçmen beyinler sayesinde tabii. 17’nci start-uplarını ilan ederken bu gerçekten söz etmiyorlar.
Türkiye’nin Unicorn hikayesi yok mu? Olmaz mı… Kaç tane olduğunu tam olarak bilen yok. Ben parmak hesabı yaptım 6 mı, 7 mi, oralarda bir yerlerde… Türkiye’nin unicorn haritası, biraz Türkiye ekonomisi gibi hareketli; inişli çıkışlı, gurur verici ama belirsiz.
Peak Pixel Games 2010’da kuruluyor, 2020’de 1,8 milyar dolar değerlemeyle tarihe geçiyor. Bugün işlem sonrası değerlemesi 12 milyar doların üzerinde. Getir 11 milyar dolarlardan 2,5 milyara iniyor. Piyasanın ne kadar acımasız olduğunun en görünür örneği. Trendyol Group 16,5 milyar dolarlık değerlemesiyle dev; Dream Games oyun sektöründe parlıyor; Insider yapay zeka pazarlama teknolojisinde lider. Papara fintech’te faaliyet gösteriyordu, Merkez Bankası tarafından 31 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile faaliyet izni resmen iptal edildi. Bazı kaynaklar “5 unicorn” diyor, bazıları “6–7.” Türkiye’nin unicorn tartışması Türkiye gibi demem ondan.
Özetle, Türkiye, 85 milyonluk nüfusu, genç profili ve yeteneğiyle unicorn değil, decacorn bile çıkarabilecek bir ülke. Eksik olan başka şey: tutarlılık, nefes alanı; oksijen.
Ay Yapım’ın AI Dizisi: “Kale Duvarları”
Dünya, teknoloji ekosistemi içindeyseniz varsa yoksa onların alemleri gibi duruyor. Oysa paralel evrende başka gündemler var. Türklerin bu gündeme her alanda katkısı bol.
Lafı uzatmayayım, Ay Yapım yapay zeka marifetiyle tamamı YZ dizi üretmiş. Alın size, içeriğiyle hikaye kurgusu ve teknolojisiyle “otantik” örnek. Neden Web Summit’te değillerdi? diye sormazsam olmaz!
Türkiye’nin gerçek ihracat potansiyeli teknoloji ve hikaye. Ay Yapım’ın “Kale Duvarları” dizisi İran’ın Alamut Kalesi’nden ilham alan bir hikaye; Assassin’s Creed Mirage estetiği; 15 dakikalık üç bölüm; ChatGPT, Runway, Google Nano Banana, Kling, Veo, ComfyUI, MidJourney, ElevenLabs… tüm Yz marifeti kullanılmış alta da hikaye döşenmiş. Liste uzun. Ay Yapım yalnızca dizi yapmıyor, kendi özel yapay zeka modelini eğitiyor: AYDNA 1.0.
Bu hamle, Türkiye’nin gerçekte en güçlü ikinci ihracat kalemi olan “yapımcılık ve anlatı endüstrisine” ayna tutuyor. Ay Yapım’dan diziyle ilgili açıklamada şu ifade dikkatimi çekti: “Yapay zeka insan hayal gücünü büyütüyor.” Katılıyorum. Yeter ki hayal gücünün kullanılacağı alanı olsun. Hayal et ki, olsun.
“Otantik olmak” trend, ama gerçek nerede?
Bir şeyin çok konuşulması onun çokca ve yaygınca yapıldığı anlamına gelmiyor. Otantik olmak, en çok söylenen ama en az gerçekleştirilen vaatlerden biri. Herkes “gerçek benliğim”, “iç sesim”, “özümle buradayım” derken, sahnenin ışıklarıyla öz arasında bir yerlerde, gerçek arasındaki köprü kopuyor.
Şaşırdığım örneklerden biri Jameela Jamil, kimdir bilen var mı? İngiliz oyuncu, sunucu, aktivist. “I Weigh” hareketinin kurucusu. Beden olumlama, medya eleştirisi, toksik influencer kültürü karşıtı. Web Summit’te de çok köpürttüler. Belli ki, çok izlenen, tartışılan ve görünür biri. Geçmişinde yeme bozukluğu, işitme kaybı, göçmen kökeni gibi zorlukları yaşamış, kamuoyuyla paylaşmış olay olmuş. Anladığım kadarıyla o gün bugündür susmuyor. Bu haliyle “kusursuz değilim, gerçeğim” mesajı veriyormuş. Otantik olmayı temsil ediyor.
İyi hoş da, aşırı görünürlük, otantik olmayı performansa dönüştürmüyor mu? Jameela’yı dinlerken düşündüm. “Otantik” olmak ifade edilen bir özellik değil, izlenebilir bir meta haline gelmiş. İzlenme, paylaşımlanma, “nasıl görünüyorum” kaygısı gerçek olmanın önüne geçebiliyor. Jamil bu işin kesişim noktasında, bir yandan samimi hikayesi, diğer yandan küresel medya varlığı uyarıcı.
“Lisbon’da hayat kolay, ama göçmensin.”
Web Summit’in en güzel tarafı gerçek hikayeler, gerçek girişimcilerle tanışmak oldu. Tripnly ’nin kurucusu Alper Aydın da bunlardan biri. Yıldız Teknik ve Boğaziçi Üniversitelerinden mezun. Bavulu toplayıp Portekiz’e gelmiş. “Burada start-up kurmak daha kolay” diyor; altyapıdan değil, ekosistemden. Ama bir notu var, aktarmadan geçemem; “Kim olursan ol göçmensin.”
Ürünü, seyahati yeniden tanımlıyor. İkinci yatırım turuna hazırlanıyor. Anladığım kadarıyla bir süre sonra hikayesini Londra’ya konuşlandıracak. Bu çocuk Türkiye’de kalsa olmaz mıydı yani? İlle de Türkiye’de kalsın diye tutturamam ama kalabilirdi olasılığını görmezden de gelemem. Anladım ki, nefes almaları için yer lazım, oksijen lazım…
Türkiye Web Summit’i istiyor
Parayı bastık mı gelir mi? Gelir. Ama mesele para değil. Web Summit de bir ticarethane nihayetinde, cazip bir teklife “hayır” demez. Körfez’de de varlar. Sorun bu değil. Girişimcilik devlet eliyle, izin verdiği kadar, izin verdiği yere kadar olmaz… Talimatla, kampanyayla, sloganla, “destek paketi”yle olmaz… Girişimcilik özgürlük ister. Düşünme hakkı ister.
Savunma sanayi bu yılların en güçlü rüzgarını yakaladı. Türkiye destekli bir sektör. Kendimizi belli sektörlerde konumlandırmamız ve enerjimizi mantıklı harcamamıza varım… Diğer alanlar ne zaman desteklenecek? Teknoloji, sağlık, oyun, pazarlama teknolojileri, yapımcılık, film, müzik, tasarım, tarım teknolojisi…
Fuar alanında Malta’nınkinden küçük bir stand kiralamışız, daha önce de yazdığım gibi topumuzu tüfeğimizi, uçak ve gemilerimizi döndürüyoruz ekrandaki videoda… haksızlık etmeyeyim video girişinde güneş kum deniz var. Ama bu Türkiye. Burası girişimciler ve onların girişim hikaye anlatısının yapıldığı platform. Standın tepesinde “Invest in Türkiye” yazıyor. “Invest ın Young Brilliant Turks” olmalıydı.
Konuşmak kolay tabii ama bana sorsalardı böyle yapmazdım. Hikaye anlatırdım; hiç düşünmeden Türk film endüstrisini çağırın, kursunlar buraya görkemli bir stüdyo derdim… hani her şey devlet eliyle yapıldığından cümlelerimde biraz emir kipi olabilir; “Çekin hikayemizi, alem otantik proje görsün.”
“Tech Stüdyo”da asrın prodüksiyonunu gerçekleştirirlerdi.
Standın üzerine de kocaman “Biz hikayenin ülkesiyiz” diye yazardım. “Sen de hikayeni Türkiye’de yaz.” diye altına eklerdim.
Aşk, macera, bilimkurgu ve tarih… doğamız, yemeklerimiz tatlı tatlı, alttan yandan harmanlanır, izlenme ratingi kırardı.
Kuru kuru eleştirmekle kalmıyorum. İşte buldum size sloganımızı… Gençlerimiz yaratıcı. Potansiyelimiz var; “Invest in Talented Turks”
Bizim çocuklar şanslarını New York, San Francisco, Londra, Berlin, Amsterdam’da kovalıyor. Türkiye, Lisbon’da Web Summit’i kovalıyor.