Bir karikatür nelere kadir?

Washinton Post gazetesi yazar ve çizerlerinden Ann Telnaes, gazete sahibi Jeff Bezos ve üç teknoloji devi yöneticisini Donald Trump’ın heykeli önünde diz çöküp “seçilmiş başkan”a para dolu çantalar sunarken gösteren karikatürü yayından çıkarılınca istifa ettiğini açıkladı.

Telnaes, Amerikan kamu platformu NPR’a yaptığı açıklamada, patronu ve çizdiği diğer kişileri ima ederek, “Bu kişiler ticari işletme sahibi, anlıyorum, ancak madem bir gazeteye sahipler özgür basını koruma yükümlülükleri var. Söylemek istediklerimizi söyleme özgürlüğüne sahip olmalıyız, bizler görsel fikir üreticileriyiz” dedi.

Bu karikatürün, daha önce yasaklanmış pek çok haber ve karikatür gibi bundan yıllar sonra da alıntılanacağını hatta sembol olacağını, yasaklı yaratıcısına şöhretse şöhret… itibarsa itibar, imajsa imaj kapılarını sonuna kadar açacağından kuşkum yok. Telnaes, Pulitzer ödüllü. Ben de kendisini bu çıkışından sonra tanıyanlar kervanındanım.

KİM KİMDİR?

Karikatürde “kim kimdir” diye merak edenler için; Washinton Post gazetesi yanı sıra Amazon, Blue Origin gibi devlerin yaratıcısı Jeff Bezos, Meta (Facebook)’ın kurucusu Mark Zuckerberg, OpenAI İcra Kurulu Başkanı Sam Altman, Trump’a çuvallar dolusu para getirirken görülüyor. Los Angeles Times’ın sahibi milyarder yatırımcı Patrick Soon-Shiong da rujlu dudakları ve elinde rujla dikkat çekiyor. Ve Walt Disney şirketinin sembolü Mickey Mouse yerde iki seksen uzanıyor… Küçük not; Los Angeles Times, Trump’a karşıt haberleri yüzünden, Disney de bir hakaret davası yüzünden mimlenenlerden… öyle ki, Disney varlığı teyit edilmemiş bir Trump vakfına 15 milyon dolar artı yasal masraflar için 1 milyon dolar ödemeyi kabul ederek şimdilik kurtulmuş görünenlerden. Para her sorunu çözebilecek mi, göreceğiz? Başkan Trump geçmişin ne kadarını unutmak isteyecek, yaşayarak öğreneceğiz. Karikatürde yoklar ama Trump’ın görkemli olacağından kuşku duyulmayan yemin töreninin destekçileri de yine bu grup; Apple CEO’su Tim Cook, Meta kurucusu Mark Zuckerberg, Sam Altman ve Jeff Bezos. Kim bilir daha nelere sponsor olacaklar.

Telnaes istifa haberini ayrıntılarıyla Substack hesabından duyurdu ve abone olmadıysanız, şimdi tam zamanı diyerek geride bıraktığı ve kendisini bu gönderiyle keşfetmiş olanlara da davet çıkardı. Kendi başına bir medya olma yolunda ilerleyeceğinden kuşkum yok. Şöyle ifade etmiş;  “…Yıllarca başka  ülkelerdeki meslektaşlarımın adaletsizlikleri ortaya çıkarmak ve ülkelerinin liderlerini sorumlu tutmak için geçimlerini ve hatta bazen hayatlarını riske attıklarına şahit oldum. Cenevre merkezli Özgür Karikatürcüler Vakfı ‘nın Danışma Kurulu üyesi ve Karikatürcü Hakları‘nın eski bir yönetim kurulu üyesi olarak, editor-karikatüristlerin sivil tartışma için hayati önem taşıdığına ve gazetecilikte önemli bir role sahip olduğuna inanıyorum…”

OKSİJEN TÜKENDİĞİNDE

Telnaes’in daha önceki yıllarda ses getiren bir başka karikatürünü paylaşmak istiyorum. Basının 4’üncü Erk olarak ne kadar önemli olduğunu anlatan bu çizim, gazeteci-çizerleri madendeki kanaryalara benzetiyor. Oksijen tükendiğinde…

Makale içeriği

NEDEN BOYUN EĞİYORLAR?

Ne demek istediğimi, gazeteyi terk edenlerden Washington Post eski yazarı Robert Kagan, CNN’e tane tane anlatmış. Boyun eğenlerin Trump’ın yapacaklarından korktuğunu, Bezos’un da hiçbir adayı desteklemeyeceğini açıklar açıklamaz, Blue Origin havacılık şirketinden yöneticilerin Trump ile görüştüğünü Blue Origin’in NASA ile milyarlarca dolarlık sözleşmesi olduğunu, Trump’ın ilk döneminde Washington Post’ta çıkan haberlere kızdığını bu yüzden Bezos’u cezalandırdığını Pentagon’la 10 milyar dolarlık bulut bilişim hizmetleri sözleşmesini engellediğini hatırlatıyor. Demek ki neymiş, işinle medyayı karıştırmayacaksın.

WASHINGTON POST NEDEN ÖNEMLİ?

Bir gazete patronu için en büyük felaket ne olur; okur kaybetmek haliyle! İddia o ki yığınlarla okur Washington Post’u terk etti. Dijital’den 300 bin (dijital aboneliğin yüzde 12’si) fiziki gazeteden 200 bin abonenin çıktığı ifade ediliyor. “Washington Post neden önemli” diyecek olursanız; Başkan Nixon’ı deviren bu gazetenin o dönem iki genç muhabiriydi. Dünyaya bir Amerikan Başkanı’nın bile her dilediğini yapamayacağını, yasalara uyması gerekli olduğunu, kendisinden büyük halk olduğunu medya yoluyla göstermiş bir gazete. Üstelik öyle bir gazete ki, Trump döneminde “Demokrasi Karanlıkta Ölür” sloganıyla gönüllerdeki yerini pekiştirmiş…  Ne zaman ki, Bezos, muhtemel ki kamuoyu yoklamalarında geldiğini gördüğü Trump’ın kendisini ezeceğini kavradı, bir iş insanı gibi davrandı.

KALE İÇTEN FETHEDİLİR Mİ, NASIL?

Sıkı durun, bitmedi. Melania Trump belli ki, ikinci dönem daha çok sahnelerde olacak. Bundan birkaç ay önce biyografi kitabı yayınlanan Melania Trump, mankenlik yıllarını, evliliğini ve Beyaz Saray’da geçirdiği günleri ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Üslubu, entelektüel derinliği çokca eleştirilse de New York Times’ın en çok satanlar listesinde bir numara olan bir anı kitabından sonra sırada film var. “Rush Hour” ve “The Revenant” gibi filmlerin yönetmen ve yapımcısı Brett Ratner’in yöneteceği bir belgesel pek yakında Amazon’da. Ratner skandallarıyla imaj kaybı yaşayanlardan… bu yüzden Oscar yayınının ortak yapımcılığından istifa etmek zorunda kalmış, üstelik cinsel suistimalle suçlanmış bir şahsiyet. Sizce ikinci bir şans herkesin hakkı mı? Emin değilim…

HERKES Mİ BİAT EDİYOR?

Hayır. The Atlantic dergisi iyi bir örnek. Bilin bakalım sahibi kim; Apple’ın efsane kurucusu Steve Jobs’un milyarder eşi  Laurene Powell Jobs. Jobs, çok sessiz ve derinden giden enteresan bir yatırımcı. Kadın ve cesur! Dergi, ikinci Trump dönemine siyaset kadrosunu güçlendirerek giriyor. Bilin bakalım nereye el atmış; Washington Post’tan gazeteci transferleri yapıyor. The Atlantic’in genel yayın yönetmeni ünlü bir gazeteci; Jeffrey Goldberg. “Hesap verebilir gazeteciliğe inanıyoruz. Yeni yönetimi titizlikle haber yapacağız. Ekibimizi bulabildiğim en iyi siyasi muhabir ve editörlerden oluşturuyorum” demiş. The Atlantic 2024’te bir milyon aboneyi geçti. Dergi kârlı. Haber merkezinde yaklaşık 350 kişi çalışıyor.

DEMEK Kİ, NEYMİŞ?

Tüm dünya başta da medya ekonomik krizden krize koşarken, demek iyi habercilik kriz tanımıyormuş. Ben bunu bilir bunu söylerim.

Paylaş