Son işinizden neden ayrıldınız?

Bu ayın forum sorusu, hemen herkesin bir kere olsun yaşadığı “gidiyorum” kararı. Ne zaman gidilir, kim gider… Gitmeli mi kalmalı mı?

TİSK’in (Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu) araştırmasına göre Türkiye’de işe alınma oranı yüzde 29,2 ve işten ayrılma oranı yüzde 25. Gıda sektöründe işten ayrılma oranı yüzde 26, inşaat sektöründe yüzde 65, kimyada yüzde 19,6, tekstilde yüzde 24,5, turizmde ise yüzde 27,3. Türkiye’de otomotiv, beyaz eşya, basın-yayın gibi alternatifi az olan sektörlerde satış dışında kariyerler uzun ömürlü. Perakende, teknoloji, telekom gibi sektörlerde ortalama çalışma süreleri daha kısa. Büyük holding yapılarında çalışanlar aşamalı olarak yükselerek uzun yıllar çalışabiliyor.

Çalışan sadakati konusunda yapılan araştırmalar kendisini çalıştığı kuruma tam olarak bağlı hisseden çalışanların oranının yüzde 24 olduğunu gösteriyor. Çalışanların yüzde 33’ü şirkete bağlılık duymuyor. Çalışanlar en çok yönetimle yaşadıkları mutsuzluklar yüzünden işlerinden ayrılıyor. Takdir edilmeme, gelişim alanının olmaması, düşük ücret de hemen arkadan gelen nedenler arasında yer alıyor. Rekabete ayak uydurma zorunluluğu şirketlerde büyümeye ya da küçülmeye neden olabiliyor. Bu değişimler de iş güvenliğini azaltıyor. İş bulmanın zor olduğu bir ülkede işten ayrılma oranları neden yüksek?

Aşağıdaki nedenlerden hangisi size daha fazla uyar bilemem ama genellikle bir işyerinden kendi rızasıyla ayrılanların gerekçeleri işte böyle oluyor:

  • İşin kendi gelişimine katkısı olmaması
  • Şirketin küçülmesi nedeniyle zorunlu ayrılma
  • Şirketin şube kapatması
  • Fazla iş yükü
  • İşe geç kalmada kişiden kaynaklanmayan durumlar için ikaz
  • Düşük ücret
  • Uzun çalışma beklentisi
  • Çalışan memnuniyetsizliğinin işverenle demokratik bir ortamda paylaşılamaması
  • Adam kayırma
  • Yüksek performansa rağmen terfi edememe
  • Şirketin benimsenmesinin sağlanmaması
  • Yetenek bazlı karar verilmemesi
  • Şirketin yeri
  • İşe alım kriterlerinin yükselmesi (değişen şartlar)
  • İşyeri sahibinin kaprisleri ve çalışanlarla anlaşamama
  • Ortama uyum sağlayamama
  • İnsana az önem verilmesi
  • Olumsuz şartlar (servis, yemek)

Biraz açmak gerekirse, bakın bu sıraladığım nedenlerin altında neler yatıyor;

“Son işimden ayrılma nedenim artık çalıştığım işyerinin ve yaptığım işin beni geliştirmeyeceğini, bana yeni bir şey vermeyeceğini düşünmemdi.”

“Çalıştığım şirket küçülmeye başladığı için işimden ayrılmak zorunda kaldım.”

“İşletme mezunuyum. Okul yıllarında staj yaptım ve üniversiteyi iyi bir dereceyle bitirdim. İlk iş deneyimim bir reklamcılık ve halkla ilişkiler firmasındaydı. İlk işimdeki karşılaştıklarım ne yazık ki stajda gördüklerim kadar iç acıcı değildi. Her şeyden önce üç kişinin yapacağı işi bir kişi yapıyordu. Bir de hava muhalefeti nedeniyle işe 15 dakika geç gelindiğinde bile alttan bir ikaz alıyordunuz. Alınan ücret de belliydi. Zaten bir kişiyi de çalıştırmaktan kaçan şirket sahibinin çalışanlara “”iyi”” maaş vermesi saçma olur. Sonuçta sürekli sorumlu olmadığım şeylerle uğraşmaktan, işten geç çıkmadığım için imalarla suçlanmaktan bıktım ve 4 ay sonunda işi bıraktım. Ayrıca ayrılırken de kimse bu durumu anlayışla karşılamadı… Yani gayet sevimsiz bir durumdu. Ama en azından artık kafam dinç. Başım ağrımıyor.”

“İşten ayrılmak zorunda kalmamız yerine neden sorunlar işverenlerle konuşulamıyor, çalışan memnuniyetsizlikleri giderilemiyor ve ille de geliştirip iyileştirmek yerine değiştiriliyor? Benim bir önce çalıştığım yer-zaten ayrılma sebebim de buydu- şirketimde hep kayırma yapılmasıydı. Nedense ben çok çalıştığım, işimi benimsediğim ve gerçekten de işyerinde geçirdiğim zamanı maksimum verimli geçirdiğim halde ben yükselmedim ve tepeme dışardan bir müdür getirildi. Bir şekilde çalışanların şirketi benimsemesi sağlanmalı ya da demokratik bir ortam olmalı ve çalışanlar memnuniyetsizliklerini üstlerindekilere bildirebilmeliler. Bilmiyorum diğer ülkelerde böyle mi yürür işler ama ülkemizde çok büyük olmayan firmalarda elemanlar arasında güvensizlik var. Kim ne zaman torpil sağlar nasıl kayırılır belli olmuyor. O zaman bileğinin hakkıyla bir yerlere gelmek isteyenler ne yapacak?”

“Aslında çalıştığım iş ortamından memnundum. Yani iş arkadaşlarım ve iş saatleri rahattı. Fakat yükselme şansım yoktu. Üstümdeki müdürün bir şekilde gitmesini beklemektense bana yapılan başka bir yerden teklifi kabul edip müdür olarak başka bir yere geçtim. Hem hoşunuza giden iş ortamından ayrılmadan hem de hakkettiğiniz terfiyi alarak aynı işte çalışmaya devam etmem mümkün değil mi?”

“Son işyerimden daha yüksek ücret veren bir yerden teklif aldığım için ayrıldım. Ama şimdi çok pişmanım, yeni yöneticimle bir türlü anlaşamıyoruz ve bu motivasyonumu çok etkiliyor. Para her şey değilmiş anladım!”

“Çalıştığım yerde hakkımın verilmemesi, açıkçası maddi sorun.”

“Son işimden ayrıldım çünkü ortama, arkadaşlarıma uyum sağlayamadım. Yöneticimin profesyonel olmadığını bu yüzden adil de olamadığını düşünüyordum. Çalışanların düşüncelerine önem verilmeyen bir yerde durmak beni yıpratıyordu. Diğer şartlar servis, yemek vs. de olumlu olmadığı ve bütün bunlar bir araya gelince orada kalmak çok yıpratıcı olduğu için ayrılma kararı aldım çok uzun bir zaman sonra. İşimden ayrılmış olmakla bazı şeyleri yarım mı bırakmış oluyorum. Yani kaçmış mı oluyorum sizce.”

Siz son iş yerinizden neden ayrıldınız? İlk iş deneyiminize ne zaman ve neden nokta koydunuz. Dünkü sizle bugünkü siz aynı mısınız? Bugün olsa yine yapardım der misiniz? Keşke o istifayı vermeseydim dediğiniz oldu mu? Fırsatını bulmuşken iki dakika düşünün. İnsan her zaman kendisine muhasebe zamanı yaratmasını bilemeyebiliyor. Hazır fırsatını bulmuşken aynaya bir göz atabilecek misiniz?

 

Paylaş