Kariyer Rehberi – Önder Özpamukçu


Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu, doğma büyüme Koç’lu, Koçtaşlı yani… Aşağıda kendisiyle yapılmış olan söyleşiyi birkaç yönüyle okumak mümkün. Özpamukçu’nun kariyer ve Koçtaş’ın sunduğu kariyer olanakları…

Yaprak Özer: Geçtiğimiz yıl 500 kişiye istihdam sağladınız. Bu yıl 700 kişiye istihdam sağlayacağınızı açıkladınız. İzmir Ekonomi Üniversitesi ile istihdam geliştirmek üzere bir çalışmanız vad, ne yapıyorsunuz?

Alp Önder Özpamukçu: İzmir Ekonomi Üniversitesi Perakendecilik bölümünde bizim başlıklarını belirlediğimiz dersler, son 2 yıl verilmeye başlandı. Bu dersleri almak üzere 20 arkadaşımızı belirledik. Bu arkadaşlarımız şu anda orada eğitimlerini tamamlıyorlar. Bu aşamada da stajlarla, bizde gelip iş başı eğitimiyle destekler alacaklar. Koçtaş’ta yönetici adayı olarak başlama tercihi sunuyoruz.

Yaprak Özer: Toplam 4 yıl ve stajdan sonra yönetici adayı olarak başladıklarından sonra ne kadar eğitime tabi tutuluyorlar?

Alp Önder Özpamukçu: Yönetici adayı olan arkadaşlarımız artık iç eğitimlere başlıyorlar. O da yaklaşık 6 aylık ama kişiye göre biraz daha değişebilen ama ortalama 6 ay süren eğitimlere tabi oluyorlar. Ondan sonra da bir mağazamızda yönetici olarak vazifelerimize başlıyorlar.

Yaprak Özer: Koçtaş’ta yönetici olmak ne anlama gelir?

Alp Önder Özpamukçu: Koçtaş’ta mağaza müdürlüğü, mağaza müdür yardımcılığı, departmanların sorumluluğu gibi yönetim kademeleri var mağazalar içi.

Yaprak Özer: Ne kadar zamanda genel müdür oluyorlar sizin gibi?

Alp Önder Özpamukçu: Benimki bir 10 yılı aldı ama çok daha hızlı ilerleyecek arkadaşlarımızın olacağını da inanıyorum ben.

Yaprak Özer: Kaç yönetici adayından söz ediyoruz?

Alp Önder Özpamukçu: Koçtaş’ın bugün hali hazırda 2600’ü aşkın personeli var. Alacağımız bu 700 kişi ile 3000’in üzerine çıkmış olacağız. Bu genel rakam içerisinde Koçtaş’ta değişik profiller var. Yönetici arkadaşlarımıza bakarsak müdür yardımcıları noktasında 200’ü aşkındır. Mağaza müdürlüklerinde 30 mağazamızla beraber 30 tane mağaza müdürü var. Departman sorumlulukları yine aynı şekilde 100’ü aşın vardır. Burada önemli olan altın bileziği koluna takmak. Arkadaşlarımızdan beklentimiz perakendeciliği bir meslek olarak önlerine koymak, bununla ilgili bütün çalışmalarını yapmak, kendilerini bu konuda geliştirmek, bu altın bileziği takıp bizim yolculuğumuzda beraber olmak.

Yaprak Özer: 700 kişiden kaç tanesi bu eğitimin sonucunda yönetici adayı olacaklar?

Alp Önder Özpamukçu: Bu sene alacağımız 700 kişi içerisinde yaklaşık 50’ye yakın müdür yardımcısı, 8’e yakın mağaza müdürü olacak. Yaklaşık 20 gibi de departman sorumlularımız olacak. Demek ki yaklaşık 80 tane yönetici pozisyonunda arkadaşımız olacak.

Yaprak Özer: Yerel yapıdan da alıyorsunuz değil mi? Sanıyorum bu da önemli bir ayrıntı.

Alp Önder Özpamukçu: Türkiye’nin her yerinden başvuru alıyoruz. Gittiğimiz yerlerdeki istihdama katkıda bulunmayı çok önemsiyoruz. Tabi mağaza açılış sürecinde diğer illerden arkadaşları oralara eğitmen olarak gönderiyoruz. Oradaki yerel alımlar yaptığımız arkadaşları yetiştiriyoruz. Arkasından gelen arkadaşlar illerine dönüyorlar, eğitim alan arkadaşlarımız orayı sahiplenip, kendi mağazalarını taşıyorlar.

Yaprak Özer: Yaş ortalaması kaçtır?

Alp Önder Özpamukçu: Koçtaş’ta yaş ortalaması oldukça genç, 28 yaşlarında.

Yaprak Özer: Koç’un kültüründe bu kadar genç var mı?

Alp Önder Özpamukçu: Var, özellikle perakende son derece dinamik, enerjik bir sektör. Burada genç arkadaşlarım bir meslek sahibi olup yukarıya doğru yükselebileceği ortamı yaratmak bize düşüyor. Onlara da çabalayıp o noktalara çıkmak düşüyor.

Yaprak Özer: Şimdi siz bir işletme bir de hukuk okumuşsunuz. Bunlardan hangisi yanlış tercihti?

Alp Önder Özpamukçu: İşletme ve hukuk okudum, yanlış tercih diyemeyeceğim. Çünkü işletmeyi önce tercih ettim. Hukuk da benim önceden ilgi duyduğum bir alandı. Onu da bir formasyon olarak üzerine okumayı arzu ettim. İkisini beraber okumuş olmaktan da mutluyum tabi ki.

Yaprak Özer: İşinize yarıyor mu?

Alp Önder Özpamukçu: Yarıyor, özellikle sözleşmeler, ticarete bakış bunlar birbirini kombine eden güzel iki dal oldu benim için.

Yaprak Özer: İki tane üniversiteyi 4+4 şeklinde bitirmişsiniz. Bu ilginç tarafınız. Bir ilginç tarafınız daha var ki, bugün gençlerin anlaması çok da kolay değil. Siz ilk işe girdiğiniz yerde hala çalışıyorsunuz. Bu nasıl bir duygu? Sırasıyla İzmir mağaza şefi, sonra Antalya mağaza müdürü olmuşsunuz.

Alp Önder Özpamukçu: Koçtaş aynı zamanda bir eğitim ocağı. Bunlar şimdi de sürdürülüyor. Ben girdiğimde de bunlar Koçtaş’ın kültüründe vardı. Koçtaş’ta arkadaşlarımız çok yoğun eğitimden geçmeye devam ediyorlar, çalıştıkları süre içerisinde.

Yaprak Özer: Siz bunları düşünerek mi orada kaldınız? Yoksa korktunuz başka yerlere mi gitmediniz ya da onlar size müthiş olanaklar sundu başka yerlere gitmenizi mi önlediler?

Alp Önder Özpamukçu: Koç çok köklü, kurumsal, yaptığı işe büyük bir hassasiyetle iş tutarlılığı içerisinde bakan bir kurum. O zaman da tabi Türkiye’nin en büyüğüydü, şimdi de en büyüğü. Öyle olunca Koç’a girmek çok büyük bir ayrıcalıktı. Ben çalışanlarda 3üncü yılından sonra ayrılma eğilimi görmüyorum. İlk 3 yıl bence önemli oluyor.

Yaprak Özer: Şu dönemlerde en popüler konulardan biri şirketlerde inovasyon. İnovasyon nedir, nasıl yapılır… Kimse tam olarak tarifini yapamıyor. Siz de “anahtar teslim ev yenileme hizmeti” var, bu bir inovasyon sayılabilir mi?

Alp Önder Özpamukçu: Şimdi kendi sektörümüzde, bulunduğumuz kulvarda bu farklılaşma. İnovasyon diyemeyiz. İnovasyon kendi içerisinde faklı bir şey yaratmaktır. Bu yapılan bir işi biz Koçtaş garantisinde, güvencesinde, mimarların gözetiminde bu işin uzmanları tarafından yapılan müşterimize bir farklılık sağlayan ve kolaylık sağlayan bir hizmet olarak ortaya koyuyoruz. Tabi bu farklılıklar bizi farklılaştıran unsurların içerisinde de geliyor.

Yaprak Özer: Sizden başka yapan yok mudur bunu?

Alp Önder Özpamukçu: Şu anda sektörde bizim kendi kulvarımızda henüz görmedim ben.

Yaprak Özer: Yerli ve yabancı kültür sektörde farklılık gösteriyor. Örneğin Türkler “kendin yap” (do it yourself) kültürüne alışkın değilmiş.

Alp Önder Özpamukçu: Bizim tespitlerimiz o yönde. Çünkü Türkler, buradaki işçilik imkanını düşünürseniz ucuz bir işçilik imkanı olan, bir de güneşin olduğu bir ülkedeyiz. Dışarı çıkmayı, dışarıda vakit geçirmeyi sosyal hayatta daha çok memnun kalıyoruz. O bakımdan alışverişlerimizde ya da evlerimizde bir şey yapılacağı zaman ustalar vasıtasıyla bunu yapmayı kendimize daha çok vakit ayırmak adına tercih ediyoruz.

Yaprak Özer: Siz yalnızca müşteri tarafında değil, ustaların pazarını da sistematiğe çeviriyorsunuz. Usta kültürü de bir anlamda sizin şemsiyeniz altında devam ediyor. Mahallelerdeki ustalar yok oluyor.

Alp Önder Özpamukçu: Mahallelerdeki ustaları yavaş yavaş bu bünyelere kazandırmak lazım. Orada birçok sertifika programları yürürlükte. Mesela bizim çalıştığımız, ortaklık yaptığımız tedarikçi firmalarımızın da güçlü sertifika programları var. Bu noktada biz de onlardan istifade ediyoruz. Ortadaki usta aynı usta ama biz onların daha güvenceli daha garantili böyle bir kurum altında hizmet yapmasını derleyip toparlanmasına vesile oluyoruz.

Yaprak Özer: Yani size bağlı mı çalışıyorlar?

Alp Önder Özpamukçu: Tabi. Onların başvurularını da alabiliyoruz, bizim çalıştığımız şirketler aracılıyla o istihdama katkıda bulunabiliyoruz.

Yaprak Özer: Türk halkının enteresan tarafları devam ediyor. Çok vakit geçiriyorlarmış yapı marketlerde. Biraz gezme ailece herhalde eğlence yeri gibi algılıyoruz.

Alp Önder Özpamukçu: Biz niye “ev geliştirme” diyoruz çünkü o trendleri, tarzları evini nasıl daha güzelleştirebilir bunla ilgili fikirleri alabildiği bir yer yapı market.

Yaprak Özer: Kimden alıyorlar o fikirleri? Orada sizin kaç tür meslek gruplarınız var?

Alp Önder Özpamukçu: Koçtaş’ta değişik katmanlarda arkadaşlarımız var. Mesela uzmanlarımız var. Bu arkadaşlarımız uzun yıllar kendi alanlarında uzmanlaşmış arkadaşlar. Tesisatçılar, seramikçiler, elektrik teknisyenleri, ziraat mühendisleri, mimarlar vs. baktığınız zaman bir ihtiyacı olan tüketicimiz onların herhangi birisine danışmak suretiyle ihtiyaçlarını çok doğru kaynaktan temin edebiliyor. Bilgileri doğru bir şekilde alabiliyor.

Yaprak Özer: Kadınlar mı erkekler mi karar verici?

Alp Önder Özpamukçu: Bizde %50, baktığımız zaman yaptığımız araştırmalarda. Ama ben şuna inanıyorum; evde bir eşya kullanılacaksa bunun kararını kadınlar verir diye düşünüyorum. Satın almayı yapan yine erkek ama alım kararına veren kadınlar olduğunu düşünüyorum.

Yaprak Özer: Siz orada dinamikleri gözlüyorsunuz. Satın alma kararını verebilme özelliğini de ediniyor mu kadın giderek?

Alp Önder Özpamukçu: Gittikçe gelişiyor tabi o. Çünkü evleri güzelleştirdiğimiz, standartları yükselttiğimiz noktada kadınların daha çok söz hakkı oluyor.

Yaprak Özer: Müşteri başına harcamada Avrupa’yı geçtiğimiz doğru mudur?

Alp Önder Özpamukçu: Evet. Koçtaş aynı zamanda Kingfisher grubuyla ortak. Bu mağaza format farklılaşmasında da buradan çok esinleniyoruz. Oradaki değerlere bakıyoruz, Amerika’daki değerlere bakıyoruz. Bizde müşteri başına alışverişlerin daha yüksek olduğunu görüyoruz.

Yaprak Özer: Ben bir rakam buldum; Türkiye’de 70 USD, yurtdışında 50 USD gibi. Bu doğru mudur?

Alp Önder Özpamukçu: Evet, doğrudur.

Yaprak Özer: Türkler bahçeli evleri olmasa da bahçe ile ilgili şeylere çok ilgi gösteriyorlarmış. Balkonlarını mı bahçe gibi algılıyorlar?

Alp Önder Özpamukçu: Bizim yazlıklarımız var, bunu ihmal etmeyelim. Yazlıklar tabi çok önemli. Büyük balkonlarımız var, onlarda da yapıyoruz ama bahçeli evler şehrin genelde her civarında var. O konuda büyük bir kategoridir bahçe bizde.

Paylaş