A ve B alfabenin ilk iki harfi mi

Türkiye’de gündemi değiştirmek ne kadar kolay değil mi? Bir magazin haberinin gündeme düşmesi her şeyin unutulması için yeterli bir neden olabilir. Hele bir de Unakıtan’dan inciler oldu mu yeme de yanında yat… Biri biter biri başlar. Ama gerçek gündeme gelmek nedense mümkün olmaz. Gerekenleri teyet geçelim, mümkünse hiç karşılaşmayalım…

Kısa bir süre öncesine kadar ölüm kalım meselesi haline getirdiğimiz Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin yerinde yeller mi esiyor… Soğuk bir hava estiğine hiç şüphe yok. Kanımızı kaynatmıyor artık. Hükümetin hevesinin bu kadar çabuk geçmesi herkes gibi beni de şaşırttı. Sizce bunlar dikkat eksikliğimizden kaynaklanıyor olabilir mi? Hafızamız dedikleri kadar dar mı?

Avrupa Birliği bu kadar önemli değilse, o zaman dün neden bu A ve B harfleri yanyana gelince dellendik durduk.

Bazılarımız unutmaya ne kadar yatkınsak, bazılarımızda unutmamaya unutturmamaya o kadar yatkın. Birkaç haftanın AB ve Türkiye gündemini bulacaksınız aşağıda. Unutmayın unutturmayın, tam üyelik diye ölüp bitmedim ben. Ama bu örgütün kurallarına uymanın bizim için yararlı olduğuna hep inandım.

Sanırım bu hükümetin kendisinden beklenmeyen bir şekilde AB sevdası peşinde koşma nedeni Türk Silahlı Kuvvetleri gibi kurumların önünde engel olmaktan çıkaracağı yolundaki beklentisiydi. Tabii bir de türban. Kim kime ne tür sinyal ve hatta söz verdi bilinmez. Ancak verilen sözlerin pek de tutulduğu söylenemez. Tabana ne diyecek, nasıl hesap vereceksiniz. En büyük ceza gündemden düşürmek olmasın.

Türkiye’nin önemli eksiklerinden biri sürekli olmak, diğer bir ifadeyle istikrar. İstikrarda şan şöhret ve magazin yok. Bunun için midir bilinmez ilgi çekmez.

Kıbrıs ve Yunanistan:

Avrupa Konseyi Kıbrıs Türkleri için Yardım Tüzüğü’nü onayladı

Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi (GAERC) tarafından Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik gelişmesini teşvik etmek amacıyla bir mali destek aracı oluşturulmasına ilişkin kabul edilen tüzük Komisyon tarafından memnuniyetle karşılandı. Tüzüğün kabul edilmesi AB’nin enerji ve çevre gibi acil ihtiyaç duyulan alanlarda yardım verebilmesini sağlayacak. Kıbrıs Türk toplumunu AB’ye yakınlaştıracak birçok somut proje hayata geçirilebilecek.

Bakoyanni: Türkiye ile evliliğe hazır değiliz
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, “Şu an bir Türkiye-AB evliliğine hazır olmadıklarını” söyledi. Yunanistan’ın istikrarlı bir biçimde Türkiye’nin AB geleceğini desteklediğini vurgulayan Bakoyanni, “Türkiye ile komşuyuz ve Avrupalı bir sınır komşusu çıkarımızadır. Ülkemizdeki siyasi güçlerin bu tezi destekliyor olmaları rastlantı değildir” dedi.

“Türkiye’nin AB ilke ve değerlerine uyması, iyi komşuluk ilişkilerine ve uluslararası hukuka saygı göstermesi gerekiyor. Türkiye’nin AB üyesi olması için bir dizi önkoşula uyum sağlaması gereklidir.”

Türkiye-AB Troykasının gündemini Kıbrıs oluşturdu

3 Ekim’de müzakerelerin başlamasından sonraki ilk Türkiye-AB Troyka toplantısı AB Dönem Başkanı Avusturya’nın ev sahipliğinde Viyana’da düzenlendi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, gelecek Dönem Başkanı Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ile Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in katılımıyla gerçekleşen toplantıda Türkiye ilk kez müzakerelere başlamış aday ülke sıfatıyla bulundu. Toplantının gündeminde ağırlıklı olarak Kıbrıs sorunu ele alındı.

AB, Türkiye’den Gümrük Birliği’ni G. Kıbrıs dahil yeni üye ülkeleri içerecek şekilde genişleten Ek Protokolü gecikmeksizin uygulamasını istedi.

Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Olli Rehn, Ek Protokol’ün imzalanmasının Türkiye ile müzakerelerin başlatılması için çok önemli bir koşul olduğunu hatırlattıı. Rehn, AB’nin katılım müzakerelerini başlatarak verdiği sözü tuttuğunu, Türkiye’den de Ek Protokol’ün tam uygulanmasını beklediklerini söyledi. Rehn, liman ve havaalanlarının açılmasının dikkatle izleneceğini belirterek, bu konuda gerekli adımlar atılmadığı takdirde üye ülkelerin veto hakkına başvurabileceği ve müzakere sürecinin olumsuz etkileneceği uyarısında bulundu. Rehn, ayrıca KKTC’ye yönelik mali destek tüzüğünün onaylanmasının güven artırıcı bir belge olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

Enerji:

Avrupa’nın enerjisi Türkiye’den geçecek
Türkiye Avrupa Birliği’nde enerjiye dayalı stratejik bir atağa kalktı. Avrupa’nın petrol ve doğalgaz gibi enerji alanlarında Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu vurgulamak için hazırlanan yeni stratejiyi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Viyana’daki AB Troyka toplantısında anlattı. Özellikle dönem Başkanı Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’in yakından ilgilendiği ve heyecanlandığı, petrol ve doğalgaz boru hatlarıyla ilgili sunumu, genişlemeden sorumlu üye Olli Rehn, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ve Javier Solana’nın özel temsilcisi Robert Cooper büyük bir ilgiyle izleyerek not aldı.Türkiye’nin AB’ye yakınlaşmasında en önemli rolü oynayacak bu projelerle Avrupa’nın enerji ihtiyacının önemli bir bölümü karşılanacak.

AB Komisyonu, AB’ye enerji getirecek hatların güvenliği açısından Türkiye’ye güvendiğini ifade ediyor. Avrupa, Rusya’nın doğalgaz ihracatını düşürmesi nedeniyle bu yılı soğukta kalma tehlikesiyle geçirdi. Bu nedenle AB’ye gidecek enerji nakil hatlarından dördünün Türkiye’den geçmesini istiyor. Türkiye petrol ve doğal gaz boru hatlarının kavşak noktası olduğu vurgulanıyor. Türkiye ayrıca Avrupa’nın enerji koridoru olamaya da aday. Avrupa’nın doğalgaz ihtiyacını karşılayacak olan boru hatlarının Mısır, Türkmenistan, Irak, Kazakistan ve Rusya’dan gelmesi planlanıyor.

Yeşil Kitap

AB Komisyonu Avrupa Enerji Politikası’na temel oluşturmak üzere bir Yeşil Kitap yayınladı. Yeşil Kitap’ta Avrupa Enerji Politikası’nın sürdürülebilir kalkınma, rekabetçilik ve kaynağın güvenliği hedeflerine ne şekilde ulaşılacağı belirtiliyor. Ayrıca Avrupa Enerji Politikası’nın uzun dönemli bir çabayı gerektirdiği vurgulanıyor ve Komisyon’un AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’na enerji politikası alanında düzenli aralıklarla raporlama yapması gerektiği belirtiliyor. Yeşil Kitapta öncelik verilmesi gerektiği belirtilen altı başlık:

  • Enerji alanında iç pazarın tamamlanması
  • İç enerji pazarının güvenliğinin sağlanması
  • Etkin, sürdürülebilir ve çeşitli enerji kaynaklarının oluşturulması
  • Küresel ısınma karşısında önlemlerin alınması
  • Stratejik enerji teknolojisi politikasının benimsenmesi
  • Enerji konusunda ortak dış politikanın oluşturulması

Türkiye Karşıtlığı:

Türkiye karşıtı 200 bin imza

Avusturya’da aşırı sağcı Özgürlükçüler Partisi’nin (FPÖ) Türkiye’nin AB üyeliğine karşı başlattığı kampanyada 200 bin imza toplandı. Parti lideri Christian Strache, “6 Mart’ta başlayan kampanyada 100 bin imza toplayacağımızı söylemiştim. İlgi, beklediğimden fazla oldu” dedi. FPÖ, ‘Türkiye’nin AB’ye katılımı, AB anayasası ve Avusturya’nın tarafsızlık statüsünü koruması için referandum yapılmasını’ istiyordu. 100 binden fazla imza toplandığından kampanyanın sonucu parlamentoda ele alınacak. Ancak parlamentonun bunu onaylaması beklenmiyor.

AB Yorumları:

İslami Kalvinizm BBC’de 
İngiliz yayın kurumu BBC, Kayseri’de yayılan yeni girişimçiliğe dikkat çekerken “Yeni bir Türk İslam türü doğuyor, iş hayatıyla serbest piyasa yanlısı ve İslami Kalvinizm olarak adlandırılıyor” dedi. Türkiye’de sanayi ve dindeki yenilemenin el ele gerçekleştiğini kaydeden BBC, Kayseri’yi örnek gösterdi. Ankara ve İstanbul’daki büyük kentsel merkezlerin aksine Kayseri nüfusunun dindar ve muhafazakar Müslümanlardan oluştuğuna dikkat çeken BBC, Kayseri için “Yükselen girişimci ruhun merkezi” ifadesini kullandı.

Programda Kayseri’deki lokantaların ender içki servisini yaptıklarına, evli olmayan erkek ve kadınların sokaklarda birbiri ile konuşmadığına ve kentte gece yaşamının pek bulunmadığına dikkat çekildi. Buna karşın, ilde yayılan yeni girişimciliğin dinde dikkat çeken değişim için bir katalizör olduğunu savunan BBC, “Yeni bir Türk İslam türü doğuyor, iş hayatıyla, serbest piyasa yanlısı ve ‘İslami Kalvinizm’ olarak adlandırılıyor” dedi.
 
Bir süre önce Anadolu’daki “Kalvinizm” olayına ilişkin bir rapor yayınlayan Avrupa İstikrar Girişimi adlı düşünce kuruluşunun direktörü Gerald Knaus da programa katılarak “Kayseri’de iş yapanlar, İslam’ın kendilerini girişimci olmaya cesaretlendirdiğini söylüyorlar” dedi. 
 
Kayserili olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün “İslami Kalvinizm” kavramında bir çelişki görmediğini kaydeden BBC, Gül’ün bu konudaki açıklamalarına da yer verdi:

“Sormamız gereken en önemli şey, ‘Ne tür bir modernizm istiyoruz?’ Siz bu dünyada mı yaşıyorsunuz ya da hayal mı görüyorsunuz? Kayseri halkı hayal görmüyor, gerçekçi ve bu, bizim ihtiyacımız olan İslam’dır. Camiye gidiyorlar, dindar yaşamları var ancak aynı zamanda ekonomik alanda çok aktifler. Bana göre modernite budur ve bu nedenle bu yeni Türkiye, AB için bir kazanç olacak.”

İstihdamda neden başarılı olamıyoruz 

İstihdam, sosyal işler ve fırsat eşitliğinden sorumlu AB Komiseri Vladmir Spidla 6 Mart

tarihinde AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu ile Ankara Üniversitesi-Avrupa toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) tarafından ortaklaşa düzenlenen “Türkiye AB İlişkilerinin İstihdam ve Sosyal Boyutu” başlıklı konferansa konuşmacı olarak katıldı. Spidla konuşmasında AB üyeliğine hazırlanırken Türkiye’nin fırsat eşitliği konusuna öncelik vermesi gerektiğini, kadın-erkek eşitliğinin de bu noktada çok önemli olduğunu söyledi. Türkiye’nin kadın hakları alanında önemli ilerlemeler kaydettiğini belirten Spidla, mevcut aksaklıklara da dikkat çekti. Türkiye’de kadının gündelik yaşamda ayrımcılıkla karşılaşmaya devam ettiğini, kadınların yüzde 20’sinin okuma-yazma bilmediğini, kırsal bölgelerde bu oranın yüzde 50’ye yükseldiğini, kadın istihdamının her geçen sene daha da azaldığını belirtti. Kayıt dışı alanlarda çalışanlar arasında kadınların oranının çok yüksek olduğunu söyleyen Spidla, bu durumda kadınların iş yasalarının koruması altında olmadığını vurguladı. Türkiye’de kadının statüsünün iyileştirilmesinin ancak gerçekleştirilen reformların uygulamaya geçirilmesine bağlı olduğunun altını çizdi. AB Komisyonu açısından fırsat eşitliğinin Türkiye’nin üyelik müzakerelerinde öncelikli konular arasında yer aldığını söyleyen Spidla, Komisyon’un kadın-erkek eşitliği alanında kaydedilen yasal gelişmeleri yakından izleyeceğini belirtti.

AB: “Reform hızını koruyun”
Viyana’da Avrupa Komisyonu, Avusturya’dan AB Dönemi Başkanı ve Finlandiya’dan bir sonraki dönem başkanından oluşan AB troyka ile Türkiye toplantısı yapıldı. Olli Rehn reformların süremesi gerektiğini söyledi. Abdullah Gül “Reformları baskıyla değil, Türk halkı bunları hakettiği için yapıyoruz” dedi. Avusturya Dışişleri bakanı Ursula Plassnik hükümetin reformla ilgili yaptıklarını net bir şekilde desteklediklerini ve takdir ettiklerini söyledi.

Dünya Bankası: “Türkiye ekonomiyi AB normlarına uygun hale getirmeli”

İçinde bulunduğumuz ayın başında yayınlanan Dünya Bankası raporuna göre AB katılım müzakereleri Türkiye’nin ekonomik gelişimine yardım etmesine karşın yeterli değil.

Dünya Bankası’na göre Türkiye’nin AB ortalama yaşam standartlarına yaklaşması yapısal reformlarının hızına bağlı. “2001’den beri sağlam ekonomi politikaları Türk ekonomisini istikrarlı ve daha hızlı büyüme saplaması için iyi bir pozisyona getirdi.”

İstihdam piyasası göstergeleri ülkeyi inceleyeler için endişe kaynağı. “Son 10 yılda istihdam yüzde 1’den az arttı. Bu Türkiye’nin hızla büyüyen işgücüne kıyasla oldukça az.” Kadının işgücüne katılımı en önemli sorunlar arasında. AB ortalaması yüzde 57’yken şu anda Türkiye’de yüzde 24.3. 2004’te Türkiye’de istihdam yüzde 46.2’di.

Daha iyi istihdam AB bloğunun bir parçası olma şansını artırması için önemli bir konu, çünkü üye ülkeler Türkiye’nin üyeliğinin Türk ekonomik göçmenlerin Batı Avrupa’ya akınını getireceğinden korkuyorlar.

Financial Times’a göre kayıtdışı ekonomi bazı ekonomistlerce Türkiye’nin 250 bin euroluk resmi GDP’sinin yüzde 50’sini oluşturuyor. AB sosyal politika komiseri Vladimir Spidla da aynı noktaya dikkat çekti. “Kayıtdışı istihdam iş kanunuyla korunmadığı için Türkiye’nin AB hukukuna uyumu bu alanda şu anda bir değişiklik yaratmıyor. Bu nedenle Türk anayasasını AB hukukuyla uyumlu hale getirmek yeterli değil.”

AB Müzakereleri:

Türkiye-AB Troyka toplantısında, Kıbrıs sorunu dışında müzakere süreci ve karikatür krizi ele alındı. Ursula Plassnik, uzun ve zorlu geçmesi beklenen müzakere süreci boyunca objektif ve destekçi bir tavır sergileyeceklerini belirterek bilim ve araştırma başlığında fiili müzakerelerin başlatılması için Türkiye’ye davet mektubu ilettiklerini, eğitim ve kültür alanında da çalışmaların sürdürüldüğünü hatırlattı. Ancak, 17 Aralık’tan bu yana reform hızının düştüğüne dikkati çeken ve uygulamadaki yavaşlığı eleştiren Plassnik ve Rehn, Türkiye’den reformlara devam edilmesini ve uygulamanın etkili şekilde yürütülmesini istedi. Ayrıca, toplantıda karikatür krizinin çözümünde Türkiye’nin çok önemli bir rol oynadığı ve medeniyetlerarası diyaloğa katkıda bulunduğu kaydedildi.

AB Komisyonu Türkiye müzakerelerin 23. konu başlığı olan “Adalet ve Temel Haklar” ile ilgili taramayı sonbahara erteledi. Komisyon söz konusu ertelemenin teknik nedenlerden ötürü gerçekleştiğini, bu başlıktaki taramanın sonbahara ertelenmesinin taraflara kendilerini daha iyi hazırlamaları için ek süre kazandıracağını belirtti.

Daimi Temsilciler Komitesi COREPER ise Türkiye ve Hırvatistan ile katılım müzakerelerinin bilim ve araştırma başlığında resmen başlatılması konusunda ilke kararı aldı. AB Dönem Başkanlığı’nı sürdüren Avusturya’nın iki ülke yetkililerini müzakerelere başlamak için toplantıya davet etmesi sonrasında müzakereler Haziran ayına kadar resmen başlayabilecek.

AB Fonları:

Sosyal diyaloğun güçlenmesi

AB tarafından finanse edilen “Türkiye’de Sosyal Diyaloğu Değişim ve Yenilik İçin Güçlendirme” projesi başladı. Toplam 22 ay sürecek projenin 4.29 milyon €’luk toplam bütçesinin 4.16 milyon €’su Avrupa Komisyonu tarafından finanse ediliyor. Projenin amacı ekonomik ve sosyal kalkınmaya itici güç olacak şekilde Türkiye’de sosyal diyaloğun güçlendirilmesi. Her düzeyde sosyal diyaloğun geliştirilmesi ve AB sosyal politikaları kapsamında ileride ortaya çıkacak sorumluluklarını yerine getirmesinde yardımcı olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve sosyal ortaklara destek sağlanacak. Bunun yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ve sosyal ortakların kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesi amacıyla sosyal politikaya ilişkin AB müktesebatı, sosyal diyalog kuralları ve ilkeleri, iletişim ve müzakere becerileri gibi konularda eğitimler düzenlenecek.  

Avrupa Birliği, Lizbon stratejik hedeflerine (tam istihdam ve sosyal uyumun güçlendirilmesi) ulaşılmasının büyük ölçüde sosyal ortaklar tarafından atılacak adımlara bağlı olduğu görüşünde.

AB Türkiye’de üreme sağlığına 12.9 milyon euro hibe veriyor

Avrupa Komisyonu Delegasyonu, AB tarafından finanse edilen Sağlık Bakanlığı’nın “Üreme Sağlığı Programı” kapsamında toplam 12.9 milyon Euro tutarındaki 58 projeyi belirledi.  

Türk sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından hayata geçirilecek olan projeler en fazla 12 ay sürecek ve güvenli annelik, aile planlaması, cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBE), HIV enfeksiyonu ve AIDS, adolesan sağlığı, servikal kanser ve meme kanserinin erken teşhisi, üreme hakları ve bu süreçte erkeklerin katılımı gibi çeşitli alanlarda yürütülecektir. Bu alanların yanı sıra  toplumsal cinsiyet, kadın okur-yazarlığı gibi ailenin üreme sağlığı üzerinde doğrudan etkili olan konular da bu projeler kapsamında ele alınacaktır.    

Teklif çağrısının ikinci ayağında verilecek bu hibelerle birlikte toplam değeri 19.9 milyon Euro olmak üzere 85 proje hayata geçirilecektir.Hibe projesi AB tarafından finanse edilen ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içinde yürütülen toplam 55 milyon Euro bütçeli “Üreme Sağlığı Programı” kapsamında uygulanmaktadır. Söz konusu işbirliği Aralık 2001’de Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Komisyonu arasında imzalanan finansman anlaşmasına dayanmaktadır. Üreme Sağlığı Programı kapsamında 4 yıl süreyle teknik ve mali  destek sağlanması öngörülmektedir. Program aynı zamanda Türkiye’deki kadın ve gençlerin sağlık durumunun iyileştirilmesine yönelik çabalar için bir itici güç oluşturmakta ve hizmetlerin kalitesi, yararlanılabilirliği ve ulaşılabilirliğinin artırılması çalışmalarında Sağlık Bakanlığı’na doğrudan destek sağlamaktadır.

Avrupa Yatırım Bankası

Avrupa Yatırım Bankası (AYB), bu yıl Türkiye’ye 3 milyar Euro proje kredisi kullandıracak. Güneydoğu Avrupa Bölgesi Programı çerçevesinde Türkiye’ye mali destek verecek olan

AYB, 2004 yılında yaklaşık 655 milyon Euro, 2005 yılında 730 milyon Euro olmak üzere toplamda 1 milyar 385 milyon Euro tutarında proje kredisi sağladı. AYB’nin 2006 yılında kobilere yönelik yeni bir finansman olanağı sağlaması öngörülüyor.

Paylaş